Şimdi o çok genç değil ama , çok güzel bir sesi var ve bütün gün çalışabilir. | Open Subtitles | هي ليست شابة ولكنها جيدة وبأمكانها ان تعمل بجد |
Açıkçası aynadan bana bakan kadın hiç de genç değil. | Open Subtitles | أن المرأة التي تبادلني النظر من المرآة ليست شابة |
Üstelik seninle ilk harbe gittiğimizde olduğundan daha genç değil. | Open Subtitles | ليس أصغر مما كنا عليه فى المرة الأولى التى وقفت إلى جانبى فى معركة |
O kadar da genç değil. | Open Subtitles | ليس أصغر من ذلك بكثير. |
O kadar da genç değil, senden yaşIı. | Open Subtitles | ليست صغيره إلى هذا الحد هي أكبر منك |
- Ama uyanacak değil mi? - Bakın, babanız genç değil ve önceden de sağlık sorunları varmış. | Open Subtitles | أنظر, إنه ليس شاباً, و هو يعاني من مشاكل صحية مسبقاً, |
Seninle benim savaşta ilk kez yan yana durduğumuzdan daha genç değil. | Open Subtitles | لم يكن أصغر مِنا في المرة الأولى عندما وقفت بجانبي في المعركةِ. |
Fakat bu Noel, kendini beğenmiş bir genç değil de, ne pahasına olursa olsun tekrar başarılı olmaya çalışan eski bir eroin bağımlısının bir numara olması harika olmaz mıydı? | Open Subtitles | لكن اليس رائعا ان الاغنية السائدة في عيد الميلاد اغنية لطيفة للمراهقين لمدمن مخدرات يريد العودة للغناء باي ثمن؟ |
Çok genç değil. Göz kamaştırıcı, biraz da içten biri. | Open Subtitles | إنها ليست شابة للغاية وجميلة وعميقة الشخصية قليلًا. |
Size benziyor, ama genç değil. | Open Subtitles | لقد كانت جميلة جداً، ولكن ليست شابة. |
Yani, genç değil, sarışın değil... | Open Subtitles | أنا أقصد , ليست شابة , ولا شقراء |
Leydi Grantham eskiden olduğu kadar genç değil ve Bayan Crawley'nin dediği gibi, maalesef yeni rejimin başarısız olmasını isteyecektir. | Open Subtitles | ليدي (غرانثام) ليست شابة كما كانت وكما قالت سيدة (كرولي) ستجعل النظام الجديد يفشل |
Ama o kadar da genç değil. | Open Subtitles | ولكن ليس أصغر من ذلك بكثير . |
Fazla genç değil. | Open Subtitles | ليست صغيره جدا |
Ve benim kalbim, geri kalan her organım gibi, artık genç değil. | Open Subtitles | وقلبي ، مثل اي عضو في ، ليس شاباً |
Keifer, lütfen, Salmoneus amcan eskisi kadar genç değil. | Open Subtitles | (كييفير) أرجوك عمك (سالمونيوس) ليس شاباً كفاية كما يفترض أن يكون |
İlk savaşlarında yan yana dövüşmüş olan bizlerden de daha genç değil. | Open Subtitles | لم يكن أصغر منك حينما قاتلت إلى جانبي أول مرة |
Fakat bu Noel, kendini beğenmiş bir genç değil de, ne pahasına olursa olsun tekrar başarılı olmaya çalışan eski bir eroin bağımlısının bir numara olması harika olmaz mıydı? | Open Subtitles | لكن اليس رائعا ان الاغنية السائدة في عيد الميلاد اغنية لطيفة للمراهقين لمدمن مخدرات يريد العودة للغناء باي ثمن؟ |