"genişletti" - Translation from Turkish to Arabic

    • وسعت
        
    • يوسع
        
    • بتوسيع
        
    • وسّعت
        
    • ليشمل
        
    Anna çalışmalarını klasik edebiyat, sözbilim, tarih, felsefe, matematik, astronomi ve tıbba genişletti. TED وسعت آنا دراساتها إلى الأدب الكلاسيكي، البلاغة، التاريخ، الفلسفة، الرياضيات، علم الفلك، الطب.
    Ipsos MORI son yıllarda bu anketlerini dünya çapında genişletti. TED وسعت إيبسوس موري المسح في السنوات الأخيرة ليكون حول العالم.
    Başlangıçta 20'lerindeki beyaz ve sarışın bayanları hedef almıştı ancak kurban havuzunu genişletti. Open Subtitles بالبداية إستهدف نساء بيضاوات شقراوات في العشرينات لكنه يوسع مجموعة ضحاياه
    Ve kariyerinin zirvesindeki Luciano işletmesini, tehlikeli bir iş olan fuhuşa genişletti. Open Subtitles وفي قمة هذا القوة لوتشيانو) يوسع عملياته) في الأعمال الخطرة
    Onlara karşı savunmak için, bazılarını birbirine bağlayarak ve güçlendirerek, İmparator öncülleri tarafından inşa edilen küçük duvarları genişletti. TED للتصدي لهم الإمبرطور قام بتوسيع الجدران الصغيرة التي تم بنائها من قبل أسلافه بربط بعضها و تحصين أخرى.
    2,2 kilometre karelik bazalt püskürdü bazı yerlerde kara parçasını 70 cm'ye kadar genişletti. Open Subtitles تدفقت 14 ميلاً مربعاً من حمم صخور البازلت، وفي بعض الأماكن وسّعت اليابسة بمقدار 28 قدم.
    New London ve Baltimore'un güneyine kadar genişletti. Open Subtitles "ثم توسع ليشمل "لندن الجديدة" وجنوب "بالتيمور
    Polisler, çalışmalarını Mutton'a, Durham'a... ve çevre bölgelere kadar genişletti. Open Subtitles وسعت الشرطة بحثها حتى موتن دورهام والمناطق خارج حدودها
    Senin duvarını ilerletip banyosunu genişletti. Open Subtitles عندما وسعت حمامها و حركت حائطك
    Hükümet yıkıcı araçlarını nasıl genişletti?" Open Subtitles .."كيف وسعت الحكومة أداة التخريب الخاصة بهم
    Polis, Rosewood'lu dört gencin arama çalışmalarını genişletti. Open Subtitles لقد وسعت الشرطة بحثها عن مراهقات (روزودد) المفقودات
    Joe Carroll'un yeri ile ilgili, ülke çapından ipuçları gelirken FBI, aramayı Batı yakasına kadar genişletti. Open Subtitles المباحث الفدرالية وسعت بحثها إلى الساحل الغربي كخطوة لتحديد مكان (جو كارول).
    Dewey, Luciano hiçbir yerde bulunamayınca şehir genelinde arama çalışmalarını ülke genelinde bir insan avı olarak genişletti. Open Subtitles (مع اختفاء اثر (لوتشيانو ديوي) يوسع) بحثه على مستوى المدينة بأرجاء البلاد
    Beynimi ve gerçeklik algımı genişletti. Open Subtitles كان يوسع ذهني وحقيقتي
    Araştırmasını genişletti, ama tanımına uyan bir şey yok. Open Subtitles لقد قامت بتوسيع بحثها لكن لا شيء يطابق وصفه
    Evdeki devrimcileri bozguna uğrattıklarından beri Okhrana yetki alanını genişletti. Open Subtitles منذ أن قضوا على الثوار في البلاد قامت الأوكرانا بتوسيع منطقة صلاحياتها
    Başsavcılık bugün eczacılık soruşturmasını Kael Pepper Laboratuarlarını da dahil ederek genişletti, AIDS tedavisi Reyacept'in dağıtımında hastalara fahiş fiyat uygulamasıyla... Open Subtitles "مكتب النائب العام يقوم اليوم بتوسيع تحقيق الصيدلانية" "ليشمل معامل (كايل بيبر)" "وهي شركة متعددة الجنسيات تم اتهامها بتلاعب في الأسعار خلال توزيع"
    Annem insani çabalarını Barnyard International'la birlikte oldukça genişletti. Open Subtitles أمي وسّعت مجهوداتها الإنسانية "مع "بارنيارد أنترناسيونال

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more