"gerçek olduğunu" - Translation from Turkish to Arabic

    • أنه حقيقي
        
    • هو حقيقي
        
    • هو الحقيقي
        
    • كان حقيقياً
        
    • أنها حقيقية
        
    • بأنه حقيقي
        
    • كانت حقيقية
        
    • أنه صحيح
        
    • أنه حقيقى
        
    • أن هذا حقيقي
        
    • هو الحقيقى
        
    • هو حقيقى
        
    • كان حقيقيا
        
    • أن هذه حقيقة
        
    • أنّها حقيقيّة
        
    Dinleyin, insanların gerçek olduğunu düşündüğü şey aslında gerçekten çok daha önemlidir. Open Subtitles إسمع، ما يظن الناس أنه حقيقي أهم بأشواط من الحقيقة نفسها
    İçindeki huzuru, bunun nasıl gerçek olduğunu ve nasıl haykıracağını mı? Open Subtitles عن الهدوء الذي بداخلك و كيف أنه حقيقي و كيف ستعبر عنه؟
    Neyin gerçek olduğunu neyin olmadığını kabullenmek zorundayız. Bu, bizi birarada tutan şey. Open Subtitles علينا أن نتفق على ما هو حقيقي أم لا هذامايوثقصلاتناببعضنا.
    Ben de bunu kastediyorum. Neyin gerçek olduğunu gerçekten bilmek istemişimdir. Open Subtitles هذا هو بيت القصيد بدأت أعرف ما هو الحقيقي
    Biri izlemedikçe, olanların gerçek olduğunu nereden bilebilirim? Open Subtitles كيف أعرف بأنه كان حقيقياً إن لم أجعل شخصا آخر يشاهد؟
    Size inanmadığımı sanmayın bayım. Ama iki ünlü sanat eksperi... gerçek olduğunu söyledi, siz nasıl bu kadar eminsiniz? Open Subtitles ليس لاني لاأصدقك كيف تكون متأكد وهناك فنانان يؤكدان أنها حقيقية
    Sanırım bu, neyin gerçek olduğunu düşündüğüne bağlı. Belki başka gevşetici haplar denesen iyi olur. Open Subtitles أتوقع بأنه يعتمد على ما تعتقدين بأنه حقيقي.
    Hepsi de teker teker hapishane isyanının gerçek olduğunu doğruladılar. Open Subtitles كل شخص منهم اكد أن عملية التهريب من السجن كانت حقيقية
    gerçek olduğunu sandığın hiçbir şey gerçek değil! Söylediklerin çok saçma! Open Subtitles إنه مزيف، لا شيء تعتقد أنه حقيقي هو حقيقي
    Ama ağırlığından gerçek olduğunu anladım. - Bu gerçek mi? Open Subtitles لكن بالنظر إلى وزنه إكتشفت أنه حقيقي حقيقي؟
    - Bu ilişkinin gerçek olduğunu inanmak bile zor. Open Subtitles أنه صعب كفاية بالنسبة لي لكي أصدق أنه حقيقي
    Oraya taşındığımızdan beri neyin gerçek olduğunu bilmiyorum. Open Subtitles لست أدري أي أمر هو حقيقي ما عدت أعرف ذلك منذ انتقالنا إلى هناك
    Artık neyin gerçek olduğunu bilmiyorsun, değil mi? Open Subtitles كنت لا تعرف ما هو حقيقي بعد الآن ، أليس كذلك؟
    Hangisinin gerçek olduğunu söyle ve sonra belki başka şeyler hakkında konuşabiliriz. Open Subtitles وتخبرينني أيهم هو الحقيقي عندها ، ربما يكون هناك ما يمكن أن نتكلم عنه
    Sahte olduğunu göstermezsen gerçek olduğunu sanırlar. Open Subtitles بدون جعله يظهر الذي استخدمته للتو هو الحقيقي
    Pankreas güreşi gibi gerçek olduğunu sanıyordum. Open Subtitles يارجل .. اعتقدت أن قتال الروبوتات كان حقيقياً
    Binlerce vatandaş istilânın gerçek olduğunu sandı. Open Subtitles الآلاف من المواطنين إعتقدوا أن الغزو كان حقيقياً
    Onlar taktığında, insanlar gerçek olduğunu varsayıyor. Open Subtitles لذا، حين يقومون هم بحملها، سيفترض الناس أنها حقيقية.
    Bunların gerçek olduğunu öğrenirsem, şaka ürünü değillerse yani... Open Subtitles وإن اكتشفت أنها حقيقية وليست من متجر للهواة
    Sanırım, bu senin neyin gerçek olduğunu düşündüğüne bağlı. Open Subtitles أعتقد بأنها تعتمد على ما تعتقدين بأنه حقيقي
    Kuklanın gerçek olduğunu farkettiğin için seni en içten duygularımla kutlarım. Open Subtitles أهنئك لقدرتك على معرفة أن الدمية كانت حقيقية
    Ama kanıtta sahtecilik yapmayan, aslında kanıtın gerçek olduğunu sanan bir avukat, onu mahkemede sunmuş. Open Subtitles ولكن المحامي الذي لم يقم بتزييف ذلك الدليل وفي الحقيقة اعتقَد أنه صحيح أظهره للمحكمة
    Bu, bir olay anındaki standart prosedürdür, ve şimdikinin gerçek olduğunu biliyorlar. Open Subtitles حسناً إنه أجراء طبيعى فى حاله حدث فعلى وهم يعرفون أنه حقيقى هذه المره
    Lütfen, sadece sadece bir dakikalığına, bunun gerçek olduğunu düşünün. Open Subtitles لذا أرجوكما تخيلا لدقيقة واحدة أن هذا حقيقي فحسب
    Neyin gerçek olduğunu neyin olmadığını bilmenizi istiyorum. Open Subtitles أريدكما أن تعرفا ما هو الحقيقى وما هو ليس كذلك
    Neyin gerçek olduğunu bilmediğin sürece onu incitme ihtimalin olduğu sürece, deneyeceğim. Open Subtitles طالما أنت لا تعرفين ما هو حقيقى طالما زادت إحتمالات أن تؤذيه سوف أحاول
    Evet, ayrıca, ...tüm bu olanların gerçek olduğunu da düşünmeye başlamıştı. Open Subtitles نعم، حسنا، لقد بدأ أيضا بالاعتقاد بأن كل هذا كان حقيقيا.
    Bu bir takma ad değil, adamım.Bunu bir gerçek olduğunu sana söylüyorum. Open Subtitles إنه ليس اسما مستعارا يا رجل ، أؤكد لك أن هذه حقيقة
    Eğer onun gerçek olduğunu düşünüyorsan ve o da aynısını düşünüyorsa ne fark eder ki? Open Subtitles لو كنت تعتقد أنّها حقيقيّة وهي تعتقد أنّها حقيقيّة، هل يهم؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more