Fakat daha sonra, 19. yüzyılın ortalarında, atomların gerçek olup olmadığı, birden bire çok önemli bir soru haline geldi. | Open Subtitles | لكن في منتصف القرن التاسع عشر هل الذرة حقيقة أم لا ؟ أصبح فجأة سؤالاً ذو أهمية كبيرة |
Einstein'ın makalesi, atomun gerçek olup olmaması hakkındaki tartışmayı sona erdirdi. | Open Subtitles | ورقة أينشتاين البحثية أنهت الجدل حول إذا ما كانت الذرة حقيقة أم لا |
gerçek olup olmadığını bilemezsin. | Open Subtitles | لن تعرفي ما الحقيقي وما ليس حقيقي |
Artık hayatımın geri kalanınında bunların gerçek olup olmadığını düşüneceğim. | Open Subtitles | والآن علي قضائي بقية حياتي في محاولة لمعرفة إذا كانت حقيقية أم لا. |
Ne var ki gerçek olup olmadığını bilmiyorsunuz. Dünyadaki en sahte şaraplardan biri olarak kabul ediliyor. | TED | وما تبقى منه ، لا تعلم ان كان حقيقيا انه يعتبر اكثر الخمور عرضة للتزييف في العالم |
Özellikle de bizi buraya kimin getirttiğini ve hatta gerçek olup olmadığını bilmezken. | Open Subtitles | بأنّي لست مهتمًّا بأن تقوم بواسطتك الروحانيّة علينا خاصّة وأنّنا نجهل من أحضرنا لهنا، أو حتّى إذا كان الأمر حقيقيًّا |
Fısıltılar duyuyorum ama gerçek olup olmadıklarına her zaman emin olamıyorum. | Open Subtitles | أسمع تلك الهمسات، لكني دائماً لا أعلم .إذا ما كانت حقيقية أم لا .يجب ان أفعل شيء |
gerçek olup olmadığını bile bilmezsin, ama öyle çok istersin ki bunu. | Open Subtitles | لا يعرف حتى ما إذا كان حقيقياً لكنه يسعى إليه بكل جوارحه |
O zaman gerçek olup olmadığını anlarız. | Open Subtitles | ومن ثم سنعرف إذا كان هذا حقيقة أم لا |
Efendim, Dr. Marell'le konuştum ve teknolojiyle bu anının gerçek olup olmadığını anlayabileceklerini söylüyor. | Open Subtitles | سيدي، تحدثت بالفعل مع الدكتور (ماريل).. ويقول إن بوسعهم استخدام التقنية.. لتحديد ما إذا كانت الذكرى حقيقة أم لا |
gerçek olup olmadığını bilemezsin. | Open Subtitles | لن تعرفي ما الحقيقي وما ليس حقيقي |
Kim olduğu ya da gerçek olup olmadığı konusunda hiçbir şeyi doğrulayamam. | Open Subtitles | لا يمكنني تأكيد أي شيء بخصوص من هو أو إذا كانت حقيقية أصلاً |
Kim olduğu ya da gerçek olup olmadığı konusunda hiçbir şeyi doğrulayamam. | Open Subtitles | لا يمكنني تأكيد أي شيء بخصوص من هو أو إذا كانت حقيقية أصلاً |
gerçek olup olduğunu sormamıştım bile. Sen söyleyebilirsin. | Open Subtitles | أنا لم أسأل حتى اذا كان حقيقيا فهذا واضح |
Özellikle de bizi buraya kimin getirttiğini ve hatta gerçek olup olmadığını bilmezken. | Open Subtitles | بأنّي لست مهتمًّا بأن تقوم بواسطتك الروحانيّة علينا خاصّة وأنّنا نجهل من أحضرنا لهنا، أو حتّى إذا كان الأمر حقيقيًّا |
Küçükken lanetli bir eve girdiğinde bunun gerçek olup olmadığını bilemezdin, öyle değil mi? | Open Subtitles | عندما كنت صغيرة كنت تذهبين لمنازل مسكونة لم تعلمي إن كانت حقيقية أم لا صحيح ؟ |
gerçek olup olmadığını bile bilmezsin, ama öyle çok istersin ki bunu. | Open Subtitles | لا يعرف حتى ما إذا كان حقيقياً لكنه يسعى إليه بكل جوارحه |