| Örneğin, eğer gerçekten harika bir şey görürsem, onu nasıl anlatırım? | TED | على سبيل المثال لو رأيت شيئاُ وهو رائع حقاً ماذا أسمي هذا الشيء؟ |
| Bak, aramızda neler oluyor, gerçekten harika, ve umarım bu sadece başlangıçtır.. | Open Subtitles | أنظر ، ما يحدث بيننا ، إنّه شيء رائع حقاً وآمل أنّها مجرّد البداية |
| Akıllı ve komik bir kadınla konuşmak gerçekten harika. | Open Subtitles | انه امر رائع جدا لاجراء محادثات مع امرأة ذكية ومضحكة. |
| Bayan Thompson, bu ezmeden daha var mı? gerçekten harika. | Open Subtitles | مسز طومسون , هل لديك المزيد من هذا , يبدو انه رائع حقا |
| - gerçekten harika bir parti. - Grup hoşuma gitti. | Open Subtitles | إنّها حفلة رائعة حقاً تُعجبني الفرقة الموسيقية |
| "Aksine, gerçekten harika bir yere gidersiniz. | Open Subtitles | بدلاً من ذلك ، تذهب إلى مكانٍ عظيم حقاً |
| Hey, bu gerçekten harika falan ama bu arada, ow! | Open Subtitles | هاي , هذا حقاً رائع , ولكن خلال ذلك الوقت , كما تعرف آوه |
| Mesela Mathieu Lehanneur'ün çalışması gerçekten harika. | TED | أردت أن أريكم، على سبيل المثال، عمل ماتيو ليهانيور، الذي هو رائع جداً. |
| gerçekten harika bir gece geçiriyoruz ve senin neden bunu mahvetmek istediğini anlayamıyorum. | Open Subtitles | لقد حصلنا علي ليلة رائعة بالفعل ولا اعلم لماذا تفسد هذا كله الان لا احاول ان افسد ليلتنا |
| Bu gerçekten harika, çünkü biz bile Boşluğu durduramayız. | Open Subtitles | حسناً ، هذا رائع حقاً لأننا لا يمكن أن نستطيع إيقاف الجوف |
| Sevişebiliriz gibi hissediyorum ve bu harika. Yani, gerçekten harika. | Open Subtitles | عندما نتبادل القبل, و ذلك رائع رائع حقاً |
| Herkes aynı şeyi söylüyor ve bu hoşuma da gidiyor ama inanın bana, onu tanısanız, gerçekten harika biridir. | Open Subtitles | كلّ شخص يقول هذا وبنفس الطريقة لكن ثق بي، عندما تتعرّف عليه ستجد أنه رجل رائع حقاً |
| Bilgisayarlarla alakalı şeylerle uğraşman gerçekten harika ama ihtiyaçlarımız acil. | Open Subtitles | أعتقد أنّه رائع حقاً اشتغالُكَ بذلكَ الكمبيوتر، ولكن حالياً نحنُ بحاجاتٍ لدعماتٍ ماليةٍ. |
| O gerçekten harika bir çocuk. İşte buradalar. | Open Subtitles | موزل توف أنه فتى رائع رائع جدا |
| Evet, bu gerçekten harika. Eve dönüp arkadaşım Kedi ve ben... | Open Subtitles | ...نعم , هذا رائع جدا , في منزلي , صديقي قط وأنا |
| Takımda olman gerçekten harika. | Open Subtitles | هممم. انه لشيء رائع حقا انك كنت في الفريق. |
| gerçekten harika bir görüntü. | TED | إنها صورة جميلة و رائعة حقاً. |
| gerçekten harika bir adam, büyük bir adamdır. | Open Subtitles | إنه رجل المعجزات، رجل عظيم حقاً. |
| Özel gösteri için teşekkürler. Harika işler. gerçekten harika. | Open Subtitles | شكراً على العرض الخاص عمل رائع، حقاً رائع |
| gerçekten harika bir adamdır ama bazı küçük şeyleri unutuyor. | Open Subtitles | ..أعني, إنه شخص رائع جداً, ولكن إنه يفتقد لهذا الشيء الصغير جداً |
| gerçekten harika olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنها رائعة بالفعل |
| Kimse babasının yerini alamaz... çünkü o gerçekten harika bir babaydı. | Open Subtitles | لا أحد يُمْكِنُ أَنْ يَأْخذُ مكان أَبِّاها أبداً لأنه كَانَ أَبّ عظيم جداً |
| Bazıları yanlış veya daha fazla işlem gerektiriyor, bazıları da gerçekten harika. | TED | فبعضها معيوب أو بحاجة إلى تعديل أكثر، وبعضها رائع حقًا. |
| Seni...seni görmek gerçekten harika. | Open Subtitles | . . أتعرف , إنه فقط من الرائع أن أراك . . |
| Demek istediğim sen ve ben gerçekten harika zaman geçirdik. | Open Subtitles | أعني، انا وأنت أمضينا ...وقتاً رائعاً حقاً مع بعضنا البعض، لكن |
| Bu gerçekten harika bir teknoloji. | TED | الأن، هذه تكنولوجيا رائعة حقا. |
| Evet, zamanlaman gerçekten harika! | Open Subtitles | نعم، توقيتكَ عظيمُ جداً! |
| Şu organik gıda grubuna katıldım ve gerçekten harika. | Open Subtitles | انضممت إلى مجموعة الطعام العضوي و الأمر عظيم جدا |