| gerçekten mutlu görünüyorsun. | Open Subtitles | يبدو انك سعيد حقاً |
| Eğer insan gerçekten mutlu olmak istiyorsa, bugünü yaşamalıdır. | Open Subtitles | , أقصد , كي تكون سعيداً حقاً عليك أن تعيش في الحاضر |
| Ya bu gerçekten mutlu olmak için son şansımsa ama ben zahmetli olacak diye onu kesip atıyorsam? | Open Subtitles | ماذا لو هذة الفرصة الاخيرة فى ان اصبح سعيدة حقا و انا انفرها فقط بسبب انها متعبة؟ |
| Ama düşünüyorum da, ...gerçekten sevdiği tek kişi babamdı, ...ve o bir seçenek değildi, ...çok sevilmiş biri olmasına gerçekten mutlu oldum. | Open Subtitles | ولكن, أعتقد نوعاً ما أن أبي هو من كانت تكنّ له الحب الحقيقي. وهو لم يكن خياراً. لذا, أنا سعيدة جداً من أنها أُحِبت. |
| Ben gerçekten sevdiğim bir şey buldum, beni gerçekten mutlu eden birşey. | Open Subtitles | لقد وجدت شّيء أحبّه حقا ويجعلني سعيد حقا |
| Hep birbirimize çok yakın olduk. Yaşadığını öğrendiğimde gerçekten mutlu oldum. | Open Subtitles | لقد كنت سعيدا حقا عندما وجدتها على قيد الحياة |
| Burada gerçekten mutlu olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنكَ ستكون سعيداً جداً هُنا. |
| Ted gerçekten mutlu. | Open Subtitles | تيَد) سعيد حقاً) |
| Sanki içinde bir üzüntü var. Hiç bir zaman gerçekten mutlu olmadı. | Open Subtitles | كأنه هناك حزن بداخله، لم يكن سعيداً حقاً |
| Bizler, bir erkeğin gerçekten mutlu olması için bir ama sadece bir kadını sevmesi gerektiğine inanırız. | Open Subtitles | ... نعتقد للرجل الذي سيكون سعيداً حقاً بأنه يجب أن يحب إمرأة واحدة وإمرأة واحدة فقط |
| Yanımda mutluluk anne en büyük olduğunu. O gerçekten mutlu oldu. | Open Subtitles | جانبي هو أعظم السعادة للأم، وقالت انها سعيدة حقا. |
| - Yani, gerçekten mutlu musunuz burada? | Open Subtitles | أعني ، هل أنت سعيدة حقا هنا؟ نعم. |
| çünkü gelinliği o buldu ve ben gerçekten mutlu oldum ve o güzel göründüğümü söyledi, ve... | Open Subtitles | وأنا كنت سعيدة جداً, وكان يعتقد إنني أبدو جميلة, و... |
| Ramona burada gerçekten mutlu. | Open Subtitles | رامونا سعيد حقا هنا، |
| gerçekten mutlu olmak için de arzulardan sakınmak gerekir. | Open Subtitles | , وبأن , لكي تكون سعيدا حقا الشخص يجب أن يتجنب الرغبة |
| gerçekten mutlu olacağım. | Open Subtitles | سأكون سعيداً جداً |
| Romantik turu yapamadığımız için ben gerçekten mutlu oldum. | Open Subtitles | انا كنت حقاً سعيدة بسبب تلك الرحلة الرومانسية التي لم تنتهي بيننا |
| "Sadece gelecekteki mutluluğumuzun hayalini kurarken gerçekten mutlu oluruz." derken Pascal'in anlatmak istediği de buydu. | Open Subtitles | هذا الذي يعنيه باسكال عندما يقول بأنّنا سعداء حقا وحيدون عندما يستغرق في أحلام اليقضة حول السعادة المستقبلية |
| Yani burada gerçekten mutlu olduğum için gülümsemiyorum. | Open Subtitles | إذاً , أنا لا أبتسم هنا لأنني سعيد فعلاً |
| Onu gerçekten mutlu edip etmediğimi sadece Tanrı bilir. | Open Subtitles | الله وحده يعلم إن كنت أسعدته حقاً |
| Ancak istenen bir çocuk gerçekten mutlu olur. | Open Subtitles | فقط الطفل المرغوب فيه هو السعيد |
| Bu insanlar gerçekten mutlu görünüyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس يبدون فعلاً سعداء |