| Onu görmene artık gerek kalmadı. Bu meseleyi ben halledeceğim. | Open Subtitles | لا حاجة لكِ في مقابلته بعد الآن أنا سأتولى الأمر. |
| - Evet, iyiyim. Artık yalan söylememize gerek kalmadı çünkü gelin ile arkadaş oldum. | Open Subtitles | ليس علينا ان نكذب اكثر من ذلك لأننى صادقت العروس |
| gerek kalmadı. Section 20 benim yerime yaptı. | Open Subtitles | لم أضطر لذلك , القسم 20 قام بذلك عني |
| Artık kendin için endişelenmeye gerek kalmadı. | Open Subtitles | لن تضطر للقلق أبداً بشأن التعرض للأذى مجدداً |
| En azından ayna önünde durup sana nasıl söyleyeceğimi çalışmama gerek kalmadı. | Open Subtitles | على الأقل لن أحتاج إلى الوقف أمام المراءة التدرب لأخبرك |
| gerek kalmadı. | Open Subtitles | لم أحتج لهذا |
| Sağ ol, ama gerek kalmadı. | Open Subtitles | شكراً .. لكن لا داعي لذلك |
| Artık korkmanıza gerek kalmadı. | Open Subtitles | حسنا، أنت ليس من الضروري أن تكون الخائف أكثر. |
| Sakin ol, Gibbs, gerek kalmadı. Kazadaki cesedin kan grubu, 0 RH pozitif. | Open Subtitles | استعد غيبز، ليس علي ذلك صفر إيجابية من الاصطدام |
| Ancak sonradan gitmesine gerek kalmadı. | Open Subtitles | اتضح أن الرحلة وُفرت عليه |
| Böylece her gekdiklerinde kişisel bilgilerini kağıda dökmeye gerek kalmadı. | TED | لا حاجة لإعادة كتابة تفاصيلهم الشخصية على ورقة التسجيل في كل زيارة. |
| gerek kalmadı. Kızıl akıntı dalgalanmaya başladı. | Open Subtitles | .لا حاجة لذلك , المد القرمزي رجع مثل ماعهد |
| Buna gerek kalmadı. Eğitim gezisi güzel miydi? | Open Subtitles | لا حاجة لهذا ، هل أستمتعتي برحلتك الميدانية؟ |
| Alışveriş merkezine gitmemize gerek kalmadı. | Open Subtitles | اذا ليس علينا الذهاب للمركز التجاري معاً ؟ |
| Sanırım onu otele götürmemize gerek kalmadı. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس علينا أخذها لفندق, أليس كذلك؟ |
| Benim yapmama gerek kalmadı. | Open Subtitles | لاني لم أضطر لذلك |
| - Hayır. gerek kalmadı. | Open Subtitles | -كلا، لم أضطر لذلك |
| Artık bu konuda endişe etmene gerek kalmadı. | Open Subtitles | لن تضطر للقلق حيال ذلك بعد الآن |
| Leşçi avı için ipuçlarına gerek kalmadı. | Open Subtitles | حسناً إذاً، لن أحتاج إلى هذه الأدلّة للعبة الـ"مؤشر". |
| gerek kalmadı. | Open Subtitles | لم أحتج لهذا |
| - gerek kalmadı. | Open Subtitles | لا داعي لذلك |
| Artık timsahlar için endişelenmene gerek kalmadı | Open Subtitles | ليس من الضروري أن تقلق بسبب التماسيح بعد الان سيأخذ هذا وقتا أطول نوعا ما |
| En azından gerçekten takip edildiğin konusunda endişe etmeme gerek kalmadı! | Open Subtitles | على الأقل ليس علي أن أقلق حيال أنه تتم ملاحقتكِ |
| Ancak sonradan gitmesine gerek kalmadı. | Open Subtitles | اتضح أن الرحلة وُفرت عليه |
| Teşekkürler dostum. Ama içeri girmemize gerek kalmadı. | Open Subtitles | شكراً ، يا صاح ، ولكننا لم نعد بحاجة للدخول |
| Senin gibi arkadaş olduktan sonra şansada gerek kalmadı. | Open Subtitles | من قد يحتاج إلى الحظ، عندما يكون لديه أصدقاءٍ مثلك؟ و الآن، أغرب عن وجهي |
| Artık bu konuda endişelenmenize gerek kalmadı. | Open Subtitles | حسن سيدي لم يعد عليك أن تقلق على ذلك |
| Lisenin en popüler öğrencisine gerek kalmadı. | Open Subtitles | لم نحتج معظم الأشخاص المشهورين من الثانوية |
| Oylama sona erdi. Mahkemeye gitmemize gerek kalmadı, dişimiz ve tırnağımızla mücadele ettik. | Open Subtitles | أجل لم نكن في حاجة إلى النزاع في المحكمة أبدًا |