Yapmamız gereken çok şey var ve bunları birlikte yapmalıyız. | TED | لدينا الكثير للقيام به، وعلينا فعله معاً. |
Bu yüzden yapmamız gereken çok şey var. | TED | ولهذا السبب، لدينا الكثير من العمل لننجزه. |
Özür dilemem gereken çok şey var ama fazla vaktim yok. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأعذار ولكن لا يوجد وقتُ كافي، لذا بداية، |
Bana bir daire lazım. Hermann dışarı çıkmadan önce yapmam gereken çok şey var. | Open Subtitles | اود أن امتلك شقتي الخاصة لدي الكثير لكي اعمله قبل خروج هيرمان |
Hava bükme becerileri muhteşem olmasına rağmen herhangi birini kurtarmaya hazır olmadan önce öğrenmesi gereken çok şey var. | Open Subtitles | و بالرغم من أن مهاراته في تسخير الهواء رائعة فلديه الكثير ليتعلمه قبل أن يكون جاهزاً لإنقاذ أي شخص |
Düşünmem gereken çok şey var, hepsi bu. | Open Subtitles | أنا فقط ... لديّ الكثير من الأفكار ، هذا كل شيء. |
Gurur duymanız gereken çok şey var. | Open Subtitles | و هذا قبل تقديمكم لعروض اليوم لديكم الكثير لتفخروا به |
Şimdi, birlikte konuşmamız gereken çok şey var, değil mi? | Open Subtitles | الآن، لدينا الكثير لنتحدث بشأنه أليس كذلك؟ |
Şimdi, birlikte konuşmamız gereken çok şey var, değil mi? | Open Subtitles | الآن، لدينا الكثير لنتحدث بشأنه أليس كذلك؟ |
Haydi parti planlarını hızlandıralım. Yapmamız gereken çok şey var. | Open Subtitles | إذا لنضع خطة الحفلة, لدينا الكثير لنرتبه. |
Öyle mi? Affedersiniz ama, çocuklar, yapmamız gereken çok şey var. | Open Subtitles | لقد فعلت ؟ اعذرونى ، ولكننا لدينا الكثير لنفعله |
Dinle, konuşmamız gereken çok şey var. | Open Subtitles | مرحباً بك في شركتك لدينا الكثير لنتحدث عنه |
Telafi etmemiz gereken çok şey var. Bir yere gidip konuşalım mı? | Open Subtitles | لدينا الكثير من الأمور لنتحدث عنها هلاّ نذهب لمكان لنتحدث فيه؟ |
Üzgünüm, millet. Anlatmam gereken çok şey var. O yüzden... | Open Subtitles | المعذرة, أيها الناس لدي الكثير هنا لنغطيه , أيمكننا فقط... |
Gördüğünüz gibi, yapmam gereken çok şey var. | Open Subtitles | لدي الكثير من المسؤوليات ، و يمكنك ان ترى |
Yapmam gereken çok şey var. Tamam,hoşçakal. Mesaj bırakın. | Open Subtitles | لدي الكثير من الأشياء لأعملها حسنا, إلى اللقاء اترك رسالة |
Özür dilemem gereken çok şey var ama fazla vaktim yok. O yüzden öncelikle... | Open Subtitles | لدي الكثير من الأعذار ولكن لا يوجد وقتُ كافي، لذا بداية، |
Hava bükme becerileri muhteşem olmasına rağmen herhangi birini kurtarmaya hazır olmadan önce öğrenmesi gereken çok şey var. | Open Subtitles | و بالرغم من أن مهاراته في تسخير الهواء رائعة فلديه الكثير ليتعلمه قبل أن يكون جاهزاً لإنقاذ اي شخص |
Hava bükme becerileri muhteşem olmasına rağmen herhangi birini kurtarmaya hazır olmadan önce öğrenmesi gereken çok şey var. | Open Subtitles | و بالرغم من أن مهاراته في تسخير الهواء رائعة فلديه الكثير ليتعلمه قبل أن يكون جاهزاً لإنقاذ أي شخص |
Hava bükme becerileri muhteşem olmasına rağmen herhangi birini kurtarmaya hazır olmadan önce öğrenmesi gereken çok şey var. | Open Subtitles | و بالرغم من أن مهاراته في تسخير الهواء رائعة فلديه الكثير ليتعلمه قبل أن يكون جاهزاً لإنقاذ أي شخص |
Yapmam gereken çok şey var. | Open Subtitles | لديّ الكثير من العمل. |
Sanırım ikinizin konuşması gereken çok şey var. | Open Subtitles | أرى بأنّ لديكم الكثير لتتحدثون عنه. |
Hafta sonundan önce bitmesi gereken çok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير الذي يتعين عليّ القيام به قبل عطلة نهاية الأسبوع |
Burada bir bebek gibi bir şeyim. Bilmem gereken çok şey var. | Open Subtitles | انا كالطفلة هنا هناك الكثير علي ان اعرفه |