Bir yol biliyorum ama yapman gereken şeyi yaptın mı onu öğrenmem gerek. | Open Subtitles | لدي وسيلة، أريد أن أعرف أنك فعلت ما يجب أن تفعله غير هذا |
Belki siz yapılması gereken şeyi yapacak kadar ona yakınlaşabilirsiniz. Hala şehirde olduğum için çok şanslısınız. | Open Subtitles | ربما تستطيع الاقتراب كفاية لتقم بعمل ما يجب فعله |
biliyordum ki, bilgisayarlar "Riziko! "yu kazanmak için gereken şeyi yapamazlardı. | TED | كنت أعرف أنه ليس هناك من جهاز حاسوب يمكنك من أن يفعل ما عليك القيام به للفوز في برنامج الخطر |
Bazen sadece, yapmamız gereken şeyi yaparız ve bu, bu durum yapmamız gereken şey. | Open Subtitles | أحياناً, علينا فقط.. فعل ما علينا فعله وهذا ما سنقوم بفعله |
Eğer bilmem gereken şeyi bana söylemezsen, bir telefon görüşmesi yapmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | إذا لم تقولي لي ما أحتاج لمعرفته ساضطر للقيام بإجراء إتصال |
Tabii öyle ya, kartel olaylarından biriydi işte, yapmam gereken şeyi yaptım ben. | Open Subtitles | نعم، كان اتفاق من نوع ما، تعلمين. كنت فقط أفعل ما توجب عليّ فعله. |
Ben ölümle yüzleştim, ve şimdi haftalar önce yapmam gereken şeyi yapacak cesaretim var. | Open Subtitles | لقد واجهت الموت و تتملكني الشجاعة الآن لفعل ما كان علي فعله منذ أسابيع |
Tam olarak Mısırlıların yapması gereken şeyi. | Open Subtitles | عن عمد؟ تحديدًا ما وجب على المصريين فعله |
söylemem gereken şeyi dile getirmek için bu fırsatı değerlendirmek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أخذ هذا الفرصة لأقول ما يجب علي أن أقوله منذ بعض الوقت |
Yapılacak olanın farkındayız ve.. ..yapılması gereken şeyi tez şekilde bitiririz. Şuanda problemlerimizin bilincindeyiz. | Open Subtitles | أريدك أن تعرف بأنّه ما يجب فعله بعد قليل، ليست لدينا مشكلة بفعله |
Yapmam gereken şeyi nihayet anladım. | Open Subtitles | أنا فقط أدركت أخيراً ما يجب عليَّ أن أفعله |
Herkes yapması gereken şeyi yapıyor. | Open Subtitles | الجميع يفعل ما عليك القيام به، كما تعلمون. |
O filmi izlemiştim. Yapman gereken şeyi yap evlat! | Open Subtitles | حسنا رأيت الفيلم افعل ما عليك فعله يا بني |
Yapmamız gereken şeyi yapmamız için girmemize izin vermen gerekiyor. | Open Subtitles | عليها أن تسمح لنا بعمل ما علينا فعله |
Tek yapmamız gereken şeyi bulmak... | Open Subtitles | كل ما علينا القيام به هو العثور |
Evet. Lori orada danışmanlık yapıyor ve çok iyi bir arkadaştır. Yapmam gereken şeyi kabullenmeme o yardım etti. | Open Subtitles | أجل، لقد كانت مستشارة هناك، وصديقة رائعة ولقد ساعدتنى فى معرفة ما أحتاج لفعله |
Tabii öyle ya, kartel olaylarından biriydi işte, yapmam gereken şeyi yaptım ben. | Open Subtitles | كنت فقط أفعل ما توجب عليّ فعله. |
Ben de balıklama daldım ve Glen'i ilk gördüğümde yapmam gereken şeyi yaptım: | Open Subtitles | لذا فقد تحملت الضرب وفعلت ما كان علي فعله منذ رأيت (غلين) أول مرة |
Uzun zaman önce yapmam gereken şeyi yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل ما وجب أن أفعله قبل وقت طويل. |
Yapmam gereken şeyi yaptım. | Open Subtitles | فعلت مايجب علي فعله |
Şimdi senin yaptığın şeyi geçersiz kılıp yapmadığın şeyi yapmalıyım ve en başta kendim yapmam gereken şeyi yapmalıyım. | Open Subtitles | أنا الآن بحاجة إلى التراجع ما فعلت، وإعادة ما لم يفعل وأفعل ما ينبغي القيام به في المقام الأول. |
Bazen yapman gereken şeyi yapmalısın. | Open Subtitles | كما تعلم تفعل ما يتوجب عليك فعله |
Sadece üç ay önce yapman gereken şeyi yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | فقط أطلب أن تفعل ما كان عليك فعله قبل ثلاثة أشهر |
Bize bilmemiz gereken şeyi söyleyene kadar hiçbir şeye gitmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لن تذهب إلى أي مكان حتى تخبرنا ما نحتاج إلى معرفته |
Öğrenmem gereken şeyi bana anlatmak istediğinde haberim olsun. | Open Subtitles | عندما تكون مستعدا عن إخباري بما أريد سماعه أرسل لي |
Uzun zaman önce yapmam gereken şeyi yapacağım. | Open Subtitles | ماذا ستفعل ؟ ؟ شئ كان يجب أن أفعله منذ زمن بعيد. |
Yapman gereken şeyi yapacaksın. | Open Subtitles | ستفعل ما من الضروري أن تفعله |