"gerekirken" - Translation from Turkish to Arabic

    • يفترض بأي انسان آخر
        
    • يكون من المفترض أن
        
    • هو لَم
        
    • كان عليهم أن يقفوا ليحاربوا
        
    • فى الوقت الذى يجب
        
    • عندما يجب
        
    • أردتَ أن تشبع
        
    • بينما كان عليكِ
        
    • بينما كان يجب أن
        
    • بينما يفترض أن
        
    Diğer askerler gibi ayağa kalkıp koşması gerekirken orada durmuş ne yazıyordu? Open Subtitles ماذا كان يكتب و و منعه من النهوض و الهرب كما يفترض بأي انسان آخر أن يفعل؟
    Kaçmaları gerekirken kalıyorlar, benzin çalıp geri mi veriyorlar? Open Subtitles يبقوا عندما يكون من المفترض أن يهربوا ويسرقوا الغاز ليهبوه؟
    Ortağı arabadan inip ona destek olması gerekirken bunu yapmadı. Open Subtitles عندما شريكه كَان يخرج من السيارة وتؤيده، هو لَم
    Kalıp dövüşmeleri gerekirken, dağlara kaçıyorlar. Open Subtitles لقد هربوا إلى الجبال عندما كان عليهم أن يقفوا ليحاربوا
    Aslında aklını çalıştırması gerekirken etrafta dolaşıp sürekli fotoğraf çeker ve kilere gidip saçma sapan şeylerle uğraşırdı. Open Subtitles دائما ما يختفى بعيدا بكاميرته فى الوقت الذى يجب ان يثقل عقله ثم ينزل اسفل القبو لتحميض صورة التعيسة.
    Seni tembellikten hapse attırmam gerekirken neden para vereyim? Open Subtitles يا، الذي يعمل انا يدفعك عندما يجب أن هل إعتقلت للتريث؟
    Yemek yemem gerekirken ona para veremem, aslanım. Open Subtitles ليس إن أردتَ أن تشبع بطنك يا فتاي
    Bir Çin lokantasında, senin gibi gözümün içine bakman gerekirken kafamı çevirmiyordum. Open Subtitles لم أكن أجلس بمطعم صيني أستدير بينما كان عليكِ النظر إليَّ
    Bu yaşımda kendi dairem olması gerekirken avuç içi kadar kiralık bir yerde kalıyorum. Open Subtitles أعيش في شقة ضيقة مؤجرة، بينما كان يجب أن أملك منزلي الخاص في مثل سني.
    Çünkü iyi olamayacaksan ve arkamı kollaman gerekirken kaybolacaksan bunu bilmek isterim. Open Subtitles لأنك إن لم تكن بخير فسوف تفقد عقلك بينما يفترض أن تحمي ظهري فأرغب أن أعرف
    Diğer askerler gibi ayağa kalkıp koşması gerekirken orada durup ne yazıyordu? Open Subtitles ما الذي كان يكتبه و منعه من النهوض و الهرب كما يفترض بأي انسان آخر أن يفعل؟
    Chicago'da olman gerekirken Londra'dasın. Open Subtitles "و عندما يكون من المفترض أن تكون في "شيكاجو "تكون في "لندن حسناً، حسناً لدي ما هو أفضل من هذا
    Sıradan bir trafik görevindeyken ortağı arabadan inip... destek vermesi gerekirken bunu yapmadığı için... bilet parasını ödemek istemeyen bir serseri tarafından hem de güpegündüz öldürüldü. Open Subtitles لقد قتل من يصنع الروتين توقف المرور فى وضح النهار بواسطة الشرير الذى لم يريد تذكرة عندما شريكه كَان يخرج من السيارة وتؤيده، هو لَم
    Durup savaşmaları gerekirken dağlaramı kaçıyorlar. Open Subtitles لقد هربوا إلى الجبال عندما كان عليهم أن يقفوا ليحاربوا
    Dışarıda karı kız peşinde koşması gerekirken yatağında ana rahmindeki bebek şeklinde kıvrılmış yatıyor şu anda. Open Subtitles فى وضع جنينى, فى الوقت الذى يجب أن يخرج و ينام مع زميلاته
    Benle oynaman gerekirken sen hep meşguldün. Open Subtitles ..و هذه هي المشكله ، يكون لديكَ الكثير من العمل عندما يجب عليكَ اللعب .. معي
    Yemek yemem gerekirken ona para veremem, aslanım. Open Subtitles ليس إن أردتَ أن تشبع بطنك يا فتاي
    - Dememen gerekirken. Open Subtitles بينما كان عليكِ أن تصمتي
    Evde rahat rahat beklememiz gerekirken, labaratuvardayız. Open Subtitles بينما كان يجب أن نكون في المنزل ننتظر براحة
    Paranı başka bir bilete harcaman gerekirken biletlere mi harcıyorsun? Open Subtitles تنفقين الأموال على التذاكر بينما يفترض أن تنفقيها على المخالفات...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more