| Cebinde on dolarlık bozuk parayla dolaşırdı Irak'la telefon konuşması yapması gerekirse diye. | Open Subtitles | ذلك الرجل كان يمشى و معه 10 دولارات من العملات المعدنية في حال إضطر أن يقوم بإتصالاً إلى العراق أو ما شابه |
| Koruma silah taşıyor, ikaz ateşi gerekirse diye. | Open Subtitles | الحارس يحمل سلاحًا في حال إضطر لإطلاق رصاصة تحذير |
| Öksürmen ve boğazını temizlemen gerekirse diye burada bir .öksürük düğmesi var. | Open Subtitles | وهذا زرّ السعال، في حال أردت أن تسعل |
| Bu benim, cep telefonum. Ona ulaşmanız, onu kontrol etmeniz gerekirse diye... | Open Subtitles | هذا أنا, وهذا رقم جوالي في حالة أردت التواصل |
| Beni öldürmeniz gerekirse diye. | Open Subtitles | لأجل ما إذا أضطررت لقتلي. |
| İlaç ve bize ulaşmaları gerekirse diye bir kimlik kodu. | Open Subtitles | مواد طبّية ورمز تعريف في حال أرادوا الاتصال بنا |
| Paylaşmam gerekirse diye fazladan elma alabilir miyim Marilla? | Open Subtitles | يا "ماريلا"، أيمكنني أن آخذ تفاحةً إضافيةً في حال أردت مشاركتها مع صديق؟ |
| Bana ulaşman gerekirse diye. | Open Subtitles | في حالة أردت الاتصال بي |
| - Beni öldürmeniz gerekirse diye. | Open Subtitles | لأجل ما إذا أضطررت لقتلي. |
| Öğretmeninin beni araması gerekirse diye duruyordu. | Open Subtitles | أنَّهُ قد يستخدم هذا الشيء إنَّهُ لآنسته في حال أرادوا التواصل معي |