"gerektiği kadar" - Translation from Turkish to Arabic

    • كما يجب
        
    • كما ينبغي
        
    • مثلما يجب ان
        
    • طالما لزم
        
    • بالضبط الكمية
        
    • بقدر ما يلزم الأمر
        
    bunun hakkında fazla düşünmüyoruz ve ne yazık ki bence aslında binalarımız hakkında bile yapmamız gerektiği kadar düşünmüyoruz. TED نحن لا نفكر في ذلك كثيراً، وللأسف، وفي الحقيقة نحن لا نفكر حتى في المباني كما يجب.
    Okuman gerektiği kadar okusaydın, 9 da kapandığını bilirdin. Open Subtitles لو كنت تقرئين كما يجب لعرفت أنها تغلق فى التاسعة
    Sinir sisteminin olması gerektiği kadar kuvvetli değilsin. Open Subtitles إن جهازك العصبى ليس هادئاً كما يجب أن يكون
    Vertigo'nun ilk bölümü Madelain'in intiharıyla birlikte olması gerektiği kadar yıkıcı edici değildir. Open Subtitles النصف الأول من الفيلم التي انتحرت فيه مادلين لا يُشعرك بالصدمة كما ينبغي
    Olması gerektiği kadar iyi bir iş yapmıyoruz. TED نحن لا نعمل جيداً في تلك الوظيفة كما ينبغي أن نكون.
    Olması gerektiği kadar endişeli değil. Open Subtitles ليس قلق مثلما يجب ان يفعل.
    Evinin her yerinde 1. sınıf uyuşturucu bulundu.. ...bu yüzden gerektiği kadar içeride tutabiliriz. Open Subtitles لقد كانت هناك مخدرات من الصنف الممتاز بجميع أنحاء منزله، لذا يمكننا إحتجازه طالما لزم ذلك
    - Bu çok fazla oldu. - Hayır gerektiği kadar sürdüm. Open Subtitles ... ـ هذا كثير للغاية ـ كلا، هذه بالضبط الكمية المناسبة
    Bir cerrah olarak elde edebileceğiniz iyi şeylerin çoğunu alırsınız çünkü gelmesi gerektiği kadar sık çıkmaz karşınıza. Open Subtitles أماإنكنتجراحاً، فإنك تأخذ أفضله بقدر ماتستطيع لأنه لا يأتي كثيراً كما يجب
    Tamam, sana olmam gerektiği kadar kızgın olmak için fazla bitkinim. Open Subtitles حسناً , انا مرهقة للغاية كي أغضب عليك كما يجب
    Hayat belirtileri mükemmel durumda ama fosfor seviyesi olması gerektiği kadar yüksek değil. Open Subtitles نتائجه ممتازة، لكن مستوى الفوسفور ليس عالياً كما يجب.
    Belli ki konuşmamız gerektiği kadar değil. Open Subtitles من الواضح ليس كما يجب علينا ان نكون كذلك
    gerektiği kadar sosyete sayfası okumuyorum. Open Subtitles لم أقرأ صفحات الأخبار الإجتماعية كما يجب.
    Ama, doğrusunu söylemek gerekirse, gerektiği kadar takip etmiyorum. Open Subtitles علي الرغم من انه ولأكون صادقة لا اواكب اخبارهم كما يجب
    Ona gerektiği kadar göz kulak olamadım. Open Subtitles لم أكن حقاً بالأنحاء من أجله كما يجب أن يكون عليه الأمر
    Uykumuz olması gerektiği kadar iyileştirici değil fakat belki yakında bir zamanda, küçük bir alet giyerek uykumuzdan daha çok yararlanabileceğiz. TED نومنا ليس مُجدِّدا كما ينبغي أن يكون، ولكن ربما قريبًا يومًا ما، يمكننا ارتداء جهاز صغير والاستفادة أكثر من نومنا.
    Üçüncü büyük problem ise yaşam genellikle değildir olması gerektiği kadar harika TED المشكلة الثالثة هي إحساسنا أنّ الحياة ليست فب الغالب رائعة كما ينبغي لها أن تكون.
    Belki siz bana yardımcı olabilirsiniz. Yüzümün olması gerektiği kadar komik olduğunu düşünmüyorum. Open Subtitles ربما يمكنك مساعدتي ، لا أظن وجهي مضحكاً كما ينبغي
    Yani, sende olması gereken semptomları taklit edecek bir ilaç enjekte ederek aslında olman gerektiği kadar hasta olacaksın. Open Subtitles لذا فيجب أن أجعلك تبدين مريضة كما ينبغي بأن أحقنك بعقار يثير الأعراض التي لديكِ بالفعل
    Olması gerektiği kadar büyüyemiyor ama ben yeniden canlandırmaya kararlıyım. Open Subtitles إنها ليست مزدهرة كما ينبغي أن تكون وأنا مصمم على إنعاشها
    Olması gerektiği kadar endişeli değil. Open Subtitles ليس قلق مثلما يجب ان يفعل.
    Bana tıpış tıpış dönene kadar burada gerektiği kadar kalabilir. Open Subtitles سأدعها هنا طالما لزم الأمر حتى تأتي إليّ زاحفة.
    - Hayır gerektiği kadar sürdüm. Open Subtitles ـ كلا، هذه بالضبط الكمية المناسبة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more