"geriye kalanları" - Translation from Turkish to Arabic

    • تبقى من
        
    • ما تبقى
        
    • تبقّى
        
    • ماتبقى
        
    • تبقي منه
        
    Ertesi gün arkadaşlarım kıyafetlerimi, kişisel eşyalarımı ve hayatımdan geriye kalanları toplamak için eve geldi. Open Subtitles اليوم التالي، اجتمع أصدقائي معاً ليجمعوا ملابسي و متعلقاتي الشخصية و ما تبقى من ذكراي
    120 kiloluk bir kadından geriye kalanları gösterebilirim. Open Subtitles بإمكاني أن أريك صوراً مما تبقى من مرأة وزنها 240 باونداً
    Bir grup çocuk buradan geriye kalanları karıştırıyorlardı. Open Subtitles حفنة من الأطفال ينهبون ما تبقى في المكان. مكتسحون.
    Yabani otaları kaldırırsanız, ondan geriye kalanları bulursunuz. Open Subtitles ابحثوا بين الأعشاب قد تجدون ما تبقّى منه
    Gidip şu balık tutma gezisinden geriye kalanları kurtarıp kurtaramayacağımıza bakacağız. Open Subtitles نحنُ سنمضي ونرى إذا نحن قد نستطيع أن ننجز ماتبقى من سفرة صيد السمك هذه
    Söylemeye çalıştığın, gemiden geriye kalanları kontrol edip edemeyeceğim mi? Open Subtitles هل يمكنني الهبوط بما تبقى من هذا الشيء ؟
    ... yaşanılan bütün heycana rağmen, 9. Şube sonunda yedek kuvvet ile yetişti ve ben dahil 2 tane sibernetik bedenden geriye kalanları topladık. Open Subtitles القسم التاسع جاء للمساعدة بعد حدوث ذلك مباشرةً، وأخذوا ما تبقى من الجسدان الآليّان ومنّي.
    Buraya medeniyetlerinden geriye kalanları korumak için geri çekildiler. Open Subtitles لقد مسح فعلاً لقد عادوا إلى هنا ليحافظوا على ما تبقى من حضارتهم
    Burada kalacağız, ona kendini güvende hissettireceğiz ve doğum gününden geriye kalanları kurtarmaya çalışacağız. Open Subtitles نحن سنبقى هنا، نحن سنجعلها تشعر بأمان وسنحاول إنقاذ ما تبقى من عيد ميلادها
    Artık tek umudumuz gelecekten geriye kalanları kurtarmak. Open Subtitles أملنا الوحيد هو إنقاذ ما تبقى من المستقبل
    Ulusal çıkar dediğin bu ülkeden geriye kalanları kurtarmaktır. Open Subtitles المصلحة الوطنية هو إنقاذ ما تبقى من هذا البلد
    Ve onu parçalamayı bıraktığında geriye kalanları öylece bıraktı sanki o bir çöpmüş gibi. Open Subtitles وعندما انتهى من ذبحها، قام برمي ما تبقى منها في حفرة وكأنها قمامة.
    Senden geriye kalanları oğluna postayla, birer birer yollar. Open Subtitles سيرسل ما تبقّى منكِ لولدكِ كلّ قطعة على حدة، "جمع عند الإستلام"!
    Biz onları özgür kıldık. Sonrasında da geriye kalanları kullanacaktık. Open Subtitles بل حررناهم، ثم كنّا سنستخدم ما تبقّى.
    Şimdi de oğlumdan geriye kalanları almak istiyorsun. Open Subtitles والآن تريد ماتبقى لديّ من إبني
    Adli tıp March'dan geriye kalanları topladı. Open Subtitles قام مكتب الجرائم بتجميع ماتبقى من (مارش)
    Karaciğerini görebiliyorum. Daha doğrusu geriye kalanları. Open Subtitles لأنني يمكنني رؤية كبده أو على الأقل ما تبقي منه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more