"getirdikleri" - Translation from Turkish to Arabic

    • جلبوها
        
    • يجلبون
        
    • أحضروها
        
    • جلبوه
        
    • احضروك
        
    • يرافقونهم
        
    • جلبته إلينا
        
    Uçaklarında getirdikleri şeyler inanılmazdı. Open Subtitles دهشوني بكل الأشياء التي جلبوها في طائراتهم
    Sedyede getirdikleri hatunu gördün mü? Open Subtitles أرأيت تلك الفرخة التي جلبوها على النقالة؟
    Ayrıca şans getirdikleri yazıyor. Tıpkı İrlanda'daki cüce cinler gibi. Open Subtitles ويُقال أيضاً أنهم يجلبون الحظ السعيد مثل العفاريت للإيرلنديين
    Askerlerin savaştan ortak olarak getirdikleri şey bu kılıçlarmış. Open Subtitles في جهة المحيط الباسفيكي و من الشائع أن الجنود يجلبون التذكارات من أرض المعركة
    Ve sonra onlardan gidip yanlarında getirdikleri problem üzerinde çalışmalarını istedi. TED ومن ثم طلب منهم الذهاب للعمل على حل المسائل التي أحضروها معهم.
    Yanlarında getirdikleri çük evler de neyin nesi? Open Subtitles ما هذه البيوت الصغيرة التي أحضروها معهم؟
    Daha çok beni buraya getirdikleri bir uzmanım. Open Subtitles أنا أشبه باختصاصي جلبوه هذا اليوم
    Burası seni getirdikleri yer ve 4400'lerin geri kalanını. Open Subtitles هنا حيث احضروك انت وبقية الـ 4400
    Tatlım, insanlara buraya yanlarında getirdikleri kişiler için kızamazsın. Open Subtitles لا يمكنكِ ان تغضبي يا عزيزتي , على الناس بسبب من يرافقونهم
    Bu sadece tanrıların cennetten getirdikleri bir şeyi ortaya çıkarmak için bir fırsattı. Open Subtitles لقد كانت مجرد فرصة لفحص شئ جلبته إلينا الآلهة من السماء.
    Geri getirdikleri o meyve bitti bile. Open Subtitles أخر شىء فى تلك الفاكهة التى جلبوها قد أنتهت أنتهت بالفعل
    Geri dönerken getirdikleri 16 kiloluk kaya ve fosil örnekleri öldükleri yerin yakınında bulundu. Open Subtitles تم اكتشاف 16 كيلو من الصخور و الحفريات و العينات التي جلبوها معهم بالقرب من مكان موتهم
    getirdikleri kayıtlara bakma fırsatın oldu mu? Open Subtitles هل حصلت على فرصة للبحث في الكتب التي جلبوها ؟
    Koca Ayak yeni avcı aracını getirdikleri operasyonun adı. Open Subtitles للتملص من الطائرات المراقبه. يجلبون المخدرات بواسطة غواصه.
    İngiltere'den silah getirdikleri doğru mu? Open Subtitles هل صحيح أنهم يجلبون الأسلحة من إنجلترا؟
    Kırma çukurundan getirdikleri suya litmus testi yaptım. Open Subtitles إذاً، أجريتُ للتو إختبار درجة الحموضة على المياه التي أحضروها من حفرة التكسير الهيدرولي.
    Onu hastaneden getirdikleri gün oradaydım. Open Subtitles كُنت هُناك في اليوم الذي أحضروها فيه إلى المنزل
    Hayatını kurtardıktan sonra buraya getirdikleri. Open Subtitles ذلك الذي جلبوه هنا بعد ان انقذت حياته
    - Buraya getirdikleri tek böcek bu gibi görünüyor. Open Subtitles -دعنا نأمل بأنه البق الوحيد الذي جلبوه
    Burası seni getirdikleri yer ve 4400'lerin geri kalanını. Open Subtitles هنا حيث احضروك انت وبقية الـ 4400

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more