| para getireceğim. saat 9:00'da ormandaki yön tabelasının orada buluşuruz. | Open Subtitles | سأحضر المال قابلنى عند اللافتة فى الغابة فى التاسعة مساءً |
| Biraz antibiyotik krem getireceğim böylece seni rahat ve mikropsuz tutabiliriz. | Open Subtitles | سأحضر لك بعض الكريم مضاد حيوي حتي تبقين جميلة وغير مصابة. |
| Limonatalarımızı getireceğim oturacağız biraz düşünüp, sorunu ortadan kaldıracağız birlikte. | Open Subtitles | سأجلب لنا شرابي ليموناضة، وسنجلس ونفكر في الأمر، وسنحل المشكلة، |
| Hemen gitmemiz için su ve ekmek getireceğim. | Open Subtitles | سوف أحضر الماء و الطعام حيث أننا سنغادر فى الحال |
| Doğruca geçide gidin. Ben çocuğun annesini getireceğim. | Open Subtitles | اذهبوا مباشره للبوابه سوف احضر والده الطفل |
| Gidip biraz bant getireceğim, cildinden bir şeyler var mı bakacağım. | Open Subtitles | سأذهب لإحضار شريط لاسق لنرى إن ترك بعضا من خلايا جلده |
| Siz ikiniz bitkinizle oynaya durun, ben gidip evrak dolabını getireceğim. | Open Subtitles | قوموا برعاية النبات سوف أجلب درج الملفات |
| Bu işi bitirdikten sonra, size yeterli miktarda para getireceğim. | Open Subtitles | بعد أن أنهي هذه المهمة سأحضر بعض النقود لترتيب أموركم |
| Bu adamdan D.N.A örneği alman için gereken izni getireceğim. | Open Subtitles | سأحضر لك مذكرة لجمع عينات الحمض النووي من هذا الرجل |
| Sana bir kek ve bir bardak kahve getireceğim. İster misin? | Open Subtitles | سأحضر لك كعكة وفنجانا من القهرة ، هل يلائمك هذا ؟ |
| Kaybettiğimiz tüm bu insanları nasıl kaybettiğimizi araştıracak bir memuru getireceğim. | Open Subtitles | إنني سأنشيء وحدة خاصة سأحضر موظفاً, للتحقيق بكيفية خسارتنا لهؤلاء الأشخاص |
| Ve sonra en zayıf düştükleri anda birliklerimi Afrika'dan getireceğim. | Open Subtitles | ثم ، حين يعم الضعف التام ، سأحضر جحافلى من افريقيا |
| Akşam yemeğinizi getireceğim: Ciğer ve meyve salatası. Lezzetliye benziyor. | Open Subtitles | سأحضر لك صينية العشاء إنه كبد مقلي وسلطة فواكه، تبدو جيدة جدًا |
| Şimdi bekle burada. Nişanlını getireceğim. Tanışmanızın zamanı geldi artık. | Open Subtitles | قرار حكيم، والآن انتظر هنا سأجلب خطيبتك فأخيراً سوف تتقابلا |
| Ekstradan el kremi getireceğim, sen de yüzüne o gülümsemeni takın! | Open Subtitles | انا سأجلب بعض من مراهم اليد الاحتياطية وانت تعال بإبتسامتك فقط |
| Bir dahaki sefere, uyumlu bir cüppe için yeşil ipek getireceğim. Ah, Rhett. | Open Subtitles | في الرحلة القادمة سأجلب لكِ حريراً أخضراً لصناعة ثوب يليق بك |
| Hemen gitmemiz için su ve ekmek getireceğim. | Open Subtitles | سوف أحضر الماء و الطعام حيث أننا سنغادر فى الحال |
| Oğlunu getireceğim, evine getireceğim, bundan eminim. | Open Subtitles | سوف أحضر لك ابنك ، سأحضره إلى البيت ، بالتأكيد سوف أفعل ذلك |
| Oğluma köpek alamazsın demiştim. Eve Paul Vitti'yi mi getireceğim? | Open Subtitles | لقد قلت لابني بانني لن احضر كلبا الى المنزل والآن احضر بول فيتي |
| Tamam, seni iyi anlıyorum. Kadını buraya getireceğim. Rebecca Payne değil mi? | Open Subtitles | أسمعك عالي وبوضوح، أنا ذاهب لإحضار ريبيكا بان، حسناً؟ |
| Kartlarını getirmemi mi istiyorsun? Hayır. Kartlarını getireceğim, Michael. | Open Subtitles | أنت على مايرام هل تريد مني أن أحضر بطاقتك ؟ سوف أجلب بطاقتك |
| Sadece getireceğim şey için paraya ve gitmek için arabaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | لكني بحاجة لسيارة للوصول إلى الحفلة وبعض المال لشراء الشيء الذي سأحضره |
| Evet onu getireceğim o kurtulacak . Bizim biraz sabıra ihtiyacımız var. | Open Subtitles | سأحضرها لأنها ستتعافى ، نحتاج فقط أن يكون عندنا قليلاً من الصبر |
| Ben yardım getireceğim. Mümkün olduğunca çabuk dönerim. | Open Subtitles | سأخرج لجلب المساعدة سأعود بأسرع وقت ممكن |
| Geri döndüğümüzde hepinize temiz iççamaşırları getireceğim. | Open Subtitles | عندمـا نعود، سأحصل لكم جميعاً على بعض الملابس الداخلية النظيفة اللطيفة |
| Ben beklemeye devam ediyorum. Henry eve gelmeli. Ya da ben onu tutup getireceğim | Open Subtitles | وأنا مازلت منتظرا.هنري يجب أن يعود حتي لوتطلب الأمر أن أحضره بنفسي |
| Bilmen gereken tek şey sana çok iyi bir fiyat getireceğim. | Open Subtitles | كل ما تحتاجين إلى معرفته هو أنني ساحضر لك أعلى سعر |
| Sen kitabını al.Ben abaküsümü getireceğim ve buna bir başlayalım. | Open Subtitles | تحضرين كتابك ، وأحضر العداد ، ونجهز عليه |
| Baroness'i göreceksiniz. Gelirken onu da yanımda getireceğim. | Open Subtitles | سوف ترون البارونة سوف أحضرها معي في زيارة. |
| Hey, çocuklar, hazineyi bulduk. Karaya çıktığımızda, bara getireceğim. | Open Subtitles | لقد وجدنا الكنز يا رفاق، حين أصل للشاطئ ، سأجلبه للحانة |