| Hediye getirmeliyiz, değil mi? Doğum gününde hediye verilir. | Open Subtitles | هل علينا أن نحضر هدايا حفل الميلاد يكون فيه الهدايا |
| Bir gün buraya gerçekten yemek yapabilen birilerini getirmeliyiz. | Open Subtitles | يمكن أن نحضر أحد هنا خلال هذه الأيام يستطيع الطبخ. |
| Tony, eğer bu doğruysa, Bölüm'ü aramalı ve özel ajanları en kısa sürede buraya getirmeliyiz. | Open Subtitles | اذا كان هذا صحيحاً, فيجب أن نحضر فرق المواصفات الى هنا حالاً |
| Hey, şunu merak ediyordum da, abur cuburlar buradan verilecek mi yoksa kendimiz mi getirmeliyiz? | Open Subtitles | إنني أتساءل، هل سيوفرون لنا الطعام هنا أو علينا إحضار طعامنا من المنزل؟ |
| Biyolojik annesini mümkün olan en kısa sürede buraya getirmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نجلب أمها البيولوجية إلى هنا بأقرب وقت ممكن |
| Bence 9'da buraya yeniden getirmeliyiz. | Open Subtitles | اعتقد يتعين ان نحضره مرة اخرى عند التاسعة |
| Onu buraya getirmeliyiz. Eminim bu retina tarayıcı onu tanıyacaktır. | Open Subtitles | علينا أن نجلبه إلى هنا أنا متأكد أن ماسح الشبكية يميزه |
| Hayır, bir şey olmaz. Ama kısa zamanda geri getirmeliyiz. | Open Subtitles | بالتأكيد، بالتأكيد لكن يجب أن نعيده قريباً |
| Bakın, ona yardım getirmeliyiz ve bu ormandan çıkmalıyız. | Open Subtitles | أنظروا، يجب أن نحضر له المساعدة وعلينا الخروج من هذه الغابة |
| Mübaşiri bulup buraya kanunları getirmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نعثر على الشماس و نحضر الشرطة إلى هنا |
| Bu iyi değil. Bu insanlara daha çok yardım getirmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نحضر لهؤلاء الناس المزيد من المساعدة أكثر من الذي لدينا هنا |
| Belki de biraz yemek getirmeliyiz. | Open Subtitles | ربما يجدر بنا أن نحضر بعض الطعام. |
| En iyi şifre çözücü adamlarımızı getirmeliyiz, | Open Subtitles | يجب ان نحضر افضل المحللين لدينا |
| Tercüman getirmeliyiz. Anlamıyor. | Open Subtitles | علينا أن نحضر المترجم انها لا تفهم |
| Belki de Tom'un ortağını buraya getirmeliyiz. | Open Subtitles | ربما علينا إحضار شريك توم الى هنا بجانبه |
| Ona birkaç kıyafet getirmeliyiz. Bu akşam bizimle eve dönüyor. | Open Subtitles | علينا إحضار بعض الملابس لها, إنها عائدة معنا الليلة |
| Seçilen kişileri mümkün olduğunca çabuk buraya, Dağ'a getirmeliyiz. | Open Subtitles | علينا إحضار المختارين لهنا، للجبل بأسرع ما يمكن |
| Burada kalamayız. Gidip yardım getirmeliyiz. | Open Subtitles | لا يمكن أن نبقى هنا يجب أن نجلب المساعدة. |
| Evet, doğru, biz gerçekten doktoru buraya getirmeliyiz. | Open Subtitles | نعم، نحن حقاً علينا أن نجلب الدكتور هنا |
| - Onu içeri getirmeliyiz. - Hiç kimse giremez. | Open Subtitles | -علينا أن نحضره لهنا أنا آسف لا أحد بالداخل |
| Belki de peşinden gitmek yerine onu ayağımıza getirmeliyiz. | Open Subtitles | ربما بدلا من الذهاب وراءه نجلبه الينا |
| Cooper. Biz hazırız. Onu geri getirmeliyiz. | Open Subtitles | نحن جاهزون من ناحيتنا يا كوبر يجب أن نعيده |
| Onu bulup buraya getirmeliyiz, çünkü bu dağınıklığı ben toparlamayacağım. | Open Subtitles | يجب أن نجدها و نعيدها إلى هنا لأننيلنأنظفهذه الفوضى. |
| Sadece onu buraya getirmeliyiz. | Open Subtitles | يجب فقط ان نحضرها الي هنا |
| Vidal, yaşamak için mücadele eden imkânları kısıtlı pek çok çocuğumuzun hikâyesini somutlaştırıyor, işte bu yüzden, eğitimi bir öncelik hâline getirmeliyiz. | TED | فيدال يُجسد الكثير من الأطفال المحرومين لدينا الذين يعانون ليعيشوا. لهذا السبب يجب علينا أن نجعل التعليم أولوية. |