Bilmiyorum. Böyle geziler beni endişelendiriyor. Çok baskı oluyor. | Open Subtitles | لا أعرف، أنا أقلق فقط بشأن هذه الرحلات تكون مليئة بالضغط |
Bundan böyle izinli ve izinsiz geziler iptal edildi. | Open Subtitles | لأنه من الآن فصاعداً سيتم إلغاء كل الرحلات الخارجية سواء بموافقة أو بدونها |
Mutluluk pahalı geziler yapmakta değildir... bir fırtına karşısında birbirimize sıkıca tutunmaktadır. | Open Subtitles | إنه ليس حول الرحلات الغالية هي حول أن نكون معاً أثناء العواصف الرعدية |
- Kiliseye geziler yapıyoruz. | Open Subtitles | حسنٌ، نحن نقوم بإقامة رحلات محليّة إلى الكنيسة |
CIA kimya laboratuvarına geziler yapıyormuşsun. | Open Subtitles | لقد كنت تُجري رحلات إلى مُختبر الإستخبارات الكيميائي. |
Normalde böyle geziler yapmayız. | Open Subtitles | ! لا نقوم برحلات هكذا في العادي |
İyi geziler! | Open Subtitles | وأتمنى لكن مسيراً جيداً! |
Bütün bu geziler ve konuşmalar bu aileyi kurtaramaz çünkü bu aile parçalanmış değil! | Open Subtitles | كل تلك الرحلات وكل الأحاديث لا يمكنها انقاذ تلك العائلة لأن تلك العائلة ليست محطمة.. |
geziler eğlenceli olmalıdır. | Open Subtitles | من المفترض أن تكون الرحلات الميدانية ممتعة. |
Bu geziler benim için çok önemliydi. Ülkeme ayak basmadan yıllar sonra dönmek,burada olmak. | Open Subtitles | هذه الرحلات كانت مهمة لي للرجوع الى بلدي بعد كل هذا الانقطاع |
Bugünlerde bu tür geziler bana çok zahmetli geliyor. | Open Subtitles | أخشى أنني أجد هذه الرحلات شاقة هذه الأيام |
Yalnızca günlük geziler için birkaç kez evden uzaktaydım. | Open Subtitles | كنت خارج البيت فقط لعدة مرات فقط في الرحلات اليومية |
Yezidi kadınları ve genç kızları hâlâ beni arayıp ya da bana mesaj atıp okuldaki notları, yaptıkları eğlenceli geziler ya da IŞİD'le yaşadıklarına dair kitap yazmak gibi gelecekte hayalleri hakkında bilgi veriyorlar. | TED | لا تزال النساء والفتيات اليزيديات تتصلن بي وتراسلنني ليخبروني عن درجاتهن في المدرسة، الرحلات الممتعة التي قمن بها، أو لإخباري عن أحلامهن المستقبلية، مثل كتابة كتاب عما واجهنه مع داعش. |
Dünyanın etrafında sanatçıların yeteneklerini gösterdiği, uzun geziler. | Open Subtitles | الرحلات الطويلة التى يقوم بها الفنانين |
- Çok fazla karbonhidrat almışsın. - Hep o geziler sağ olsun. | Open Subtitles | لقد أكلت الكثير منها - والفضل يرجع لكل تلك الرحلات - |
Günübirlik geziler, kanoyla gezi, kayıkla gezi. | Open Subtitles | رحلات يومية، والتجديف، والتجديف. |
Fakat uzun geziler mi olacak? | Open Subtitles | و لكن هل سيكونوا رحلات طويلة؟ |
Sonrasında ise plaj voleybolu Canaveral Burnuna geziler ve Gloria Estefan'la deniz kanosu. | Open Subtitles | وبعدها سيأتي دور كرة الشاطئ رحلات إلى "كيب كنيفرال" -والإبحار مع (غلوريا ستيفان ) |
Emma, Angelo'nun Scarsdale'e yaptığı geziler hakkında neler biliyorsun? | Open Subtitles | (إيما)، ماذا تعرفين عن رحلات (أنجلو) لـ(سكارسديل)؟ -لا شيء. |
İyi geziler! | Open Subtitles | وأتمنى لكن مسيراً جيداً! |