"gezip" - Translation from Turkish to Arabic

    • التجول
        
    • خذوا راحتكم
        
    • تجوب
        
    • يجوب
        
    • معالم
        
    • علي روحة
        
    • أتنقل
        
    Plan ülkeyi baştan aşağı gezip, parayı aklamaktı. Open Subtitles الخطة كانت التجول عبر البلاد غسل الأموال
    - Şunu bil diye aradım ülkeyi gezip önüne gelen kadınla yatmak yaşamak değil. Open Subtitles حسناً, إتصلت فقط لأخبرك, أن التجول في البلد و مضاجعة, نساء متعددات هو أسلوب حياة محزن و مثير للشفقة
    gezip etrafa bir göz atın. Open Subtitles خذوا راحتكم في اخذ نظرة بالجوار.
    gezip etrafa bir göz atın. Open Subtitles خذوا راحتكم في القاء نظرة بالجوار.
    Dünyayı gezip duruyor, nerede patlama olursa, oranın fotoğrafını çekiyor. Open Subtitles إنها مصورة إخبارية , تجوب الدنيا لتلتقط الصور المثيرة
    Kalede istediği gibi gezip dolaşan biri... Kralın ahırlarına giriş yetkisi olan biri... Open Subtitles هنالك شخص يجوب القصر كما يحلو له، شخص لديه صلاحية الوصول إلى حظائر خيول الملك،
    - Öyle değil miyiz? - Ama hemen şimdi çevreyi gezip görmek istediğimi sanmıyorum. Open Subtitles لا أريد الذهاب لرؤية معالم المدينة هنالك عدة أشياء أريد توضيحها
    Masa başı işine başlamadan önce biraz çevresini gezip görmek istemiş. Open Subtitles ولكن أولاً , أراد أن يضع بضعة أميال علي روحة . قبل أن يركنها خلف المكتب .
    Senelerdir gezip duruyorum. Open Subtitles أنا أتنقل كثيراً فى السنين القليلة الماضية
    Kayıkla gezip bir şeylere bakmak. Open Subtitles التجول في قارب ومشاهدة الأشياء
    Yunanistan'da bir adayı gezip rüya gibi bir yaz geçirmiştim. Open Subtitles - أتذكر ذلك الصيف الرائع - حين تعلمت التجول في اليونان
    Burada kafana göre gezip, etrafı patlatamazsın. Open Subtitles لا يمكنك التجول بالأنحاء وتفجير الأشياء
    Burada kafana göre gezip, etrafı patlatamazsın. Open Subtitles لا يمكنك التجول بالأنحاء وتفجير الأشياء
    gezip etrafa bir göz atın. Open Subtitles خذوا راحتكم في اخذ نظرة بالجوار.
    gezip etrafa bir göz atın. Open Subtitles خذوا راحتكم في اخذ نظرة بالجوار.
    gezip etrafa bir göz atın. Open Subtitles خذوا راحتكم في اخذ نظرة بالجوار.
    Öylece etrafta gezip şehri altüst edemezsin. Bunun kimseye yararı yok. Open Subtitles لا يُمكن أن تجوب أنحاء المدينة, وتقتل كل من فيها,هذا لن يفيد أي أحد.
    Annem kimseye tek kelime etmeden Güney Fransa'da gezip tozuyor. Open Subtitles أمي تجوب جنوب (فرنسا) ولم تراسل أياً منا
    Şehirde gezip adamlarımı döven bir ninja var. Open Subtitles هناك نينجا شرقي يجوب الأنحاء ويقتل رجالي!
    Görüntü. Metropolis'de devriye gezip halkı koruyor. Open Subtitles (البقعة) الذي يجوب شوارع (متروبوليس)، ويحمي كل من يستطيعه من مواطنيها.
    Sen düğün işiyle ilgilenmekte acele etmeyince... ben de şehri gezip görmeye karar verdim. Open Subtitles هوني عليك لاتستعجليني من اجل تدبر امور الزفاف قررت أن أتعرف على بعض معالم المدينة
    gezip tozmaya geldim. Open Subtitles لمشاهدة معالم المدينة الصغيرة.
    Ama ilk önce biraz gezip keyfine bakmak istemiş. Open Subtitles ولكن أولاً , أراد أن يضع بضعة أميال علي روحة .
    Öğleyin etrafı gezip dolaştım. Open Subtitles قضيت فترة الظهر أتنقل في الأرض

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more