"gibi basit" - Translation from Turkish to Arabic

    • بسيطة مثل
        
    • البسيطة مثل
        
    • بسيط مثل
        
    • بسيط مثلي
        
    • بسيطاً مثل
        
    Fakat, besinimiz lolipop gibi basit moleküllerden yapılmış ise bu işçilerin bazıları işin dışında bırakılabilir. TED لكن لو كان الطعام مكونًا من جزيئات بسيطة مثل المصاصة، فإن بعض من هؤلاء العمال سيتم طردهم من العمل.
    Buna Reynolds sayısı diyoruz ve yüzücünün boyutu, hızı, sıvının yoğunluğu, yapışkanlığı ya da viskositesi gibi basit özelliklere dayanıyor. TED يدعى رقم رينولدز و يعتمد على خصائص بسيطة مثل حجم السبَّاح، و سرعته، وكثافة السائل، و لزوجة السائل.
    Çalışmalarımızda ebeveynler bunun gibi basit ipuçları aldıklarında, kendilerini güçlenmiş hissettiler. TED في أبحاثنا، عندما تلقّى أولياء الأمور نصائح بسيطة مثل هذه، شعروا بالقوة.
    Bu durumda, ilkel bir balık olan bofa gibi basit hayvanlarla başlamak ve sonrasında daha komplike harekete sahip semender, kedi ve insan gibi memelilere doğru gitmek daha mantıklıcadır. TED لهذا من الأفضل أن نبدأ بالحيوانات البسيطة مثل الانقليس، وهو سمك بدائي جدا، ثم نتدرج إلى حركات معقدة أكثر، مثل تلك بالنسبة للسلمندر، ولكن أيضا في القطط والبشر في الثدييات.
    Yöresel başarısızlık gibi basit şeyleri bile yapamıyor. Open Subtitles أنه لا يمكنه أن يقوم بالأشياء البسيطة مثل الفشل المحلي
    Halka açık bir tuvaleti kullanmak gibi basit bir eylem, insanların cinsiyete dair sıkı beklentilerini karşılamadığınızda önemli bir sorun haline gelebiliyor. TED شيء بسيط مثل استخدام المراحيض العامة يمكن أن يشكل ذلك تحديا كبيرا عندما لا تتناسب مع توقعات الناس المتشددة حول الجنس.
    Sizler, çok sert oynuyorsunuz, özellikle de benim gibi basit bir asker için! Open Subtitles أنتم أيها الناس تلعبونها بعنف و بالنسبه لجندي بسيط مثلي
    İster ışıkları açmak için kullandığımız anahtarlar gibi basit yapılar, isterse robotları programlamak gibi karmaşık yapılar olsun, makinelere bir şey yaptırabilmek için her zaman bir komut veya komutlar zinciri vermemiz gerekti. TED سواء كان الامر بسيطاً .. مثل انارة الغرف او كان معقداً مثل برمجة و تحريك الرجال الآلييين وقد كان يتوجب علينا دوما ان نعطي الامر للآلات واحيانا عدة .. سلسلة من الاوامر لكي نحصل على ما نريد منها
    Bunun gibi basit bir beceriyi öğrendiğinizde spesifik olarak değişen 15 ya da 20 kortikal bölge vardır. TED هناك على وجه التحديد 15 أو 20 منطقة دماغيّة تتغيّير عند تعلم مهارة بسيطة مثل هذه.
    Bunun gibi basit kimyasal tepkimeler sadece simyanın temeli. Open Subtitles تفاعلات كيميائيه بسيطة مثل هذه إنها فقط من أساسيات الكيمياء
    Anlayacağınız, sosyal kurumların olmadığı bir toplumda hayat tehlike ve belirsizliklerle dolu olur ve ''bugün ne yiyeceğiz?'' gibi basit bir soru bile TED كما ترون، الحياة في مجتمع بدون مؤسسات اجتماعية مليئة بالمخاطر وعدم اليقين، و تصبح أسئلة بسيطة مثل: "ماذا سنأكل اليوم؟"
    ve kemerinin altındaki gibi basit aletlerle Vinny 2 yıldır hapisten uzak, 9 aydır temiz ve son zamanlarda işe döndü. TED وباستخدام أدوات بسيطة مثل الموجودة في سجله، ظل فيني خارج أسوار السجن لمدة عامين، لم يرتكب جرمًا لتسعة أشهر، وعاد مؤخرًا للعمل.
    Ayrıca daha önce yaptığımız şu inanılmaz keşiften -- hayatta bir kez yapılabilecek bir keşiften bahsetmiştim. Güney kutbundaki kırıklardan inanılmaz yüksekliklere fışkıran minik su buzu kristalleri, su buharı ve karbon dioksit ve metan gibi basit organik bileşiklerden oluşan fıskiyelerin keşfinden bahsetmiştim. TED كما أعلنت أننا اكتشفنا هذا الأمرالمذهل هذا الاكتشاف النادر لأعمدة متدفقة تتفجر من تلك التشققات في القطب الجنوبي تتكون من بلورات ثلجية صغيرة يرافقها بخار ماء ومركبات عضوية بسيطة مثل ثاني أكسيد الكربون والميثان
    Yani, teknolojinin getirdiği, buradaki taştan malzemeler gibi basit malzemeler ile, bu kadar küçüklerle bile, 10,000 yıl önce Kuzey Amerika'ya ilk gelen insanlar 250 büyük hayvanı bu aletlerle ortadan kaldırmayı başardılar. TED وبالتالي، الذي جاءت به التكنولوجيا، عن طريق أدوات جد بسيطة مثل هذه الأحجار هنا، وحتى شيء صغير مثل هذا، العصابات البشرية البدائية كانوا بالفعل قادرين على القضاء على والتسبب في انقراض حوالي 250 من الحيوانات الضخمة حين وصلوا شمال أمريكا لأول مرة قبل 10,000 سنة.
    "burnunu sokmak" gibi basit bir kelimeyi bilemezsin? Open Subtitles بدون ان تعرف كلمة بسيطة مثل"يتلصص"
    Yöresel başarısızlık gibi basit şeyleri bile yapamıyor. Open Subtitles أنه لا يمكنه أن يقوم بالأشياء البسيطة مثل الفشل المحلي
    Markete gitmek ya da otobüse binmek gibi basit işler onlara yabancı gelebilir. Open Subtitles حتى المهام البسيطة مثل الذهاب إلى البقالة و ركوب الحافلة يمكن أن يشعر بالغرابة
    Bu alt geçit gibi basit fikirler filler için bir can simidi. Open Subtitles الأفكار البسيطة مثل هذا الطّريق السّفليّ هو شريان الحياة لهذه الأفيال،
    Bu cihazlarla parlak ışıklar gibi basit şeyleri ve yüksek zıtlığa sahip kenarları görmek mümkün, fakat normal görüşe yakın bir görüş mümkün değil. TED فعلى سبيل المثال يمكن للمصابون بالعمي بواسطة الاجهزة الصناعية ان يروا الامور البسيطة مثل الاضواء الباهرة او الحواف متباينة الالوان وهذا ليس بالكثير .. وهو امر بعيد عن الرؤية الطبيعية التي كانت لديهم
    Fakat siz doktorsunuz, ve "penis", "vajina" ve "anal" gibi basit tıbbi terimleri söyleyebilmelisiniz. Open Subtitles ولكنّك دكتورة وبوسعكِ أن تنطقي هذه الكلمات البسيطة مثل"قضيب"، أو"فرج"، أو"شرج"
    Kredi notu gibi basit bir şeyle, insanlara kendi geleceklerini inşa etme gücü veriyoruz. TED من خلال أمر بسيط مثل نقاط الأهلية الائتمانية، نقوم بإعطاء الناس القدرة على بناء مستقبلهم.
    Bir yapay zekânın, yürümek gibi basit bir eylemi yapmasını sağlamak çok zor. TED إذن ترى مدى صعوبة الحصول على ذكاء اصطناعي لفعل شيء ما بسيط مثل المشي فقط.
    güzel, küçük bir parça yağı alıyorusun, şöyle: "Senin güzelliğin, benim gibi basit bir adamı aciz kılıyor." Sonra hemen et kısmına gel: Open Subtitles جمالك يذل رجل بسيط مثلي وفورا انتقل للحم
    Saat 8.00'de bir yerde olmak gibi basit bir şey nasıl da karmaşık bir hâle gelebiliyor. Open Subtitles ...كيف أعقّد شيئاً بسيطاً مثل أن أكون في مكان ما الساعة الثامنة يمكن أن يُصبح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more