Yardımcı olacaksa bunu bir emir gibi düşünün. | Open Subtitles | اعتبره أمرًا إن كان ذلك سيفيد. |
Hem yani bunu bir borç gibi düşünün. | Open Subtitles | اعتبره كدين في رقبتها |
Düğün hediyesi gibi düşünün. | Open Subtitles | اعتبرها هدية زواج انتظر أيها الوغد |
Sakin olun. Bunu büyük bir macera gibi düşünün. | Open Subtitles | لا تكن متوتراً، اعتبرها مغامرة عظيمىة |
Bunu, Stephen Lawler'in Sanal Dünya eserinin uzun bir kuyruğu gibi düşünün. | TED | فكروا في ذلك على أنه الذيل الطويل لعمل ستيفن لولر عن الأرض الافتراضية |
Bunu yatağa hazırlanıyormuş gibi düşünün. | Open Subtitles | هيا لنقوم بالغناء |
Kitap gibi içerikler için çok büyük bir iTunes gibi düşünün. | TED | فكروا بها بجهاز آي تيون ضخم، لمحتويات الكتب. |
Kendi kendinize girdiğiniz iddialardan biri gibi düşünün. | Open Subtitles | اعتبره واحداً من الرهانات التي تقوم . |
"Fakir bir insana yardım ediyormuşsunuz gibi düşünün." | Open Subtitles | "اعتبره كأنك ساعدت مسكيناً" |
Bunu bir şaşırtma avantajı gibi düşünün. | TED | اعتبرها ميزة مفاجئة. |
Güvenlik soruları gibi düşünün. | Open Subtitles | اعتبرها أسئلة للضمانة |
Zihni, çoğunu bildiğimiz odalardan oluşan bir ev gibi düşünün. | TED | فكروا في الدماغ وكأنه بيت ذو عدة غرف ، معظمها نعرفها جيدا. |
Bunu şu şekilde düşünün. Bunu belirli amaçlar için bir şeyleri programlamaya başlamak gibi düşünün. | TED | فكروا في الأمر على النحول التالي. فكروا فيه على أنه بداية برمجة أشياء لأغراض محددة. |
Bunu yatağa hazırlanıyormuş gibi düşünün. | Open Subtitles | هيا لنقوم بالغناء |
Şunun gibi düşünün: en aç olduğunuz zaman neredeyse her yiyeceğin tadı muhteşem gelir, değil mi? | TED | فكروا بها هكذا: عندما تشعرون بالجوع الشديد، تذوق أي نوع طعام إلى حدٍ كبير سيكون مذهلًا، أليس كذلك؟ |
Kas çalıştırmak gibi düşünün egzersiz yapmak gerekiyor. | TED | لكن فكروا بها كعضلة: يجب أن تخضع للمران. |