Gerçek ve samimiydi. Bildiğim başka hastalar gibi değildi. | Open Subtitles | كان صادق ونظيف ليس مثل بعض المرضى الذين أعرفهم |
Ama bugün burada olanlar onlar gibi değildi. | Open Subtitles | ولكن ما حدث هنا اليوم ليس مثل تلك الأشياء |
Bakın, Komiserim, otelde olan şey sandığınız gibi değildi. | Open Subtitles | اسمعي، حضرة الملازم، ما حدث في الفندق ليس كما تظنّين |
Affersin Mirza, diğer aşıklar gibi değildi. | Open Subtitles | المعذرة, ميرزا لم يكن مثل العُشاق الأخرون. |
Tüylü tavşancıklar ya da sevimli ördekler gibi değildi. | Open Subtitles | لم تكن مثل الأرانب ذات الفرو أو البط الصغير الجميل |
herşey gibi değildi, çünkü o eğlenceli değildi. | Open Subtitles | ليس مثل ذلك بالمرة لأن ذلك لم يكن مضحكاً |
Arkadaşlarımın ilk deneyimlerinde anlattığı gibi değildi. | Open Subtitles | إنه ليس مثل ما تكلموا عنه أصدقائي بشأن مرتهم الأولى |
Orta kara bir öpüşmeydi. Seninki gibi değildi. | Open Subtitles | كانت قبلة لابأس بها ليس مثل قبلتك |
Araştırmacının kehaneti öngörüldüğü gibi değildi. | Open Subtitles | الباحث من النبوئة ليس كما توقعته تماماً |
Araştırmacının kehaneti öngörüldüğü gibi değildi. | Open Subtitles | الباحث من النبوئة ليس كما توقعته تماماً |
Hayal ettiğim gibi değildi. | Open Subtitles | ليس كما أتخيل إنه يجب أن تكون |
Ama ben, annemi görmeye gittim ve hiç beklediğim gibi değildi. | Open Subtitles | لَكنِّني ذَهبتُ لرُؤية أمي، و لم يكن مثل ما توقعت |
Ve bunlar sigorta formları gibi değildi. | Open Subtitles | وأنه لم يكن مثل التأمين أشكال و أشياء من هذا القبيل . |
Hattını kontrol edebileceğiniz bir telefon sistemi gibi değildi: paketleri paylaşmanız gerekiyordu. | TED | لم تكن مثل نظام الهاتف حيث لديك تحكم في الخط-- يتوجب عليك تقاسم الحزم. |
Bunu ilk çalışmaya başladığımda tüm bu "kutsanmışlık" fikri bugün olduğu gibi değildi. | TED | حين بدأت لأفهم ذلك، الفكرة الكاملة لكونك "مُنعم" لم تكن كما هي اليوم. |
- Olay göründüğü gibi değildi. | Open Subtitles | ذلك لم يكن كما بدا فقط بَدا كأنك تستأجر شريط فيديو |
İnanılır gibi değildi. Fazla ileri gitmişti. Hikayeyi yaşamaya başlamıştı. | Open Subtitles | لقد كان غير حقيقي، لقد تمادى وبدأ يعيش القصة |
Doktordan aldığım reaksiyon beklediğim gibi değildi. | TED | ورد الفعل الذي استقبلتهُ منها لم يكن ما كنت اتوقعه. |
Tuhaf öyle biri gibi değildi. | Open Subtitles | هذا غريب ، لم تبدو من هذه النوعية من الناس. |
Son verdiğinizin tadı hiç de limon gibi değildi. | Open Subtitles | آخر واحد أعطيتوه لي لم يبدو طعمه مثل الليمون. |
Bugünkü gibi değildi. Köşeye kadar birlikte yürüsen şanslı sayılırdın. | Open Subtitles | ليس كهذه الآيام، ستكونين محظوظة لو صاحبت أحد إلى الزاوية. |
Umduğum gibi değildi. | Open Subtitles | ليست مثل ماتوقعتها |
Çalışıyorum ama memurlara söylediğim gibi,benim gördüğüm bunun gibi değildi. | Open Subtitles | سأحاول ، لكن عندما كنت أخبر الضباط ليس كأنني ألق نظرة جيدة عليه |
Düşündüğün gibi değildi. | Open Subtitles | لم يكن الأمر كذلك |
Önceki gibi değildi. Hepsi buraya geldi. | Open Subtitles | لم يكن الأمر كما حدث سابقاً لقد أتوا من كل مكان |