Eğer o şey casus uyduysa, neden bir yıldız gibi hareket ediyordu? | Open Subtitles | إذن لو كان هذا طائر جاسوس، لماذا كان يتحرك مثل النجم؟ |
O zaman sen de bizim gibi yapabilir rüzgar gibi hareket edebilirsin. | Open Subtitles | عندها يمكنك فعل مانفعله نحن تتحرك مثل الريح |
Bu kabusun ikinci raundunda saray soytarısı gibi hareket etmeni izleyecek değilim. | Open Subtitles | انا لن أشاهدك تتصرف مثل مهرج البلاط في الجولة الثانية لهذا الكابوس |
Geçen sene ergenler gibi hareket ederken aklımız neredeydi acaba? | Open Subtitles | بماذا كنا نفكر السنة الماضية لقد تصرفنا كالأطفال |
- Korkunç bir hızla Tanrının kılıcı gibi hareket edeceğiz | Open Subtitles | سوف نتحرك مثل السيف الالهى بمفاجئه رهيبه |
Kardeşin Hun gibi değil de Romalı gibi hareket ediyor. | Open Subtitles | أخيك لا يتصرف مثل الهون، ولكن مثل الرومان. |
Hoş gerçekten de! Burasının sahibi gibi hareket ediyor | Open Subtitles | حسنا، حقا انه يتصرف وكأنه يمتلك المكان. |
Birbirlerini havaya kaldırırlar, maymunlar gibi hareket ederler, etrafta çıplak gezerler. | Open Subtitles | يحلقون بالهواء ، يتصرفون مثل القرود يتجولون وهم عراة |
Dikkatli, planlı. İş adamı gibi hareket ediyor. | Open Subtitles | كان حذراً حاذق التدبير، وكان الاِختطاف مثل عملٍ يديره. |
Tam bir şampiyon gibi hareket ediyor. Trenton'un Gurur'u üçüncü sırada. | Open Subtitles | يتحرك مثل الفائز ويتقدم بعد المكان الثالث |
Zannediyorum, bir bakıma tabiatta kurtçuk gibi hareket ederse muhtemelen avı da bir kurtçuk olacaktır. | Open Subtitles | أفترض ، بمعنى من المعاني، إذا كان يتحرك مثل الدودة ، في الطبيعة، ثم فمن المحتمل أن يكون دودة. |
O ateşte kasırga gibi hareket eder. | Open Subtitles | فهو يتحرك مثل الأعصار على النار. |
Fakat seninle anlaştığımızdan beri kağnı gibi hareket ediyorsun. | Open Subtitles | ولكنك كنت تتحرك مثل النهر المتجمد منذ ان عقدنا اتفاقاً معك |
Yani, bu tam olarak geliştirildiğinde ve insanlar için kullanılabildiğinde, benim gibi insanlar sadece et ve kemik gibi hareket eden sentetik uzuvlara sahip olmayacak, tam olarak et ve kemik gibi hissedecek. | TED | بالتالي عندما يتم إكمال المشروع المنشود و يتم توفيره لخدمة الإنسان أشخاص مثلي لن يتمتعوا فقط بأطراف صناعية تتحرك مثل اللحم والعظم بل سيشعرون بها كأنها لحمهم وعظمهم |
Buz işte. Tıpkı bir kadın gibi hareket ediyor. | Open Subtitles | حركة الثلج ، انها تتحرك مثل امرأه |
Senin zeki ablan, köyün delisi gibi hareket ediyordu. | Open Subtitles | أختك الكبرى الذكية كانت تتصرف مثل غبي القرية |
Oldukça kibarım davranıyorum ama, bir aptal gibi hareket ediyorsun. | Open Subtitles | أنا حقا لطيفة، ولكنك تتصرف مثل أحمق من حولي . |
Geçen sene ergenler gibi hareket ederken aklımız neredeydi acaba? | Open Subtitles | بماذا كنا نفكر السنة الماضية لقد تصرفنا كالأطفال |
Buradan sonra ninjalar gibi hareket etmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نتحرك مثل سلاحف النينجا من الان وحتى نخرج |
Ordular geçtikleri yerlerde çekirgeler gibi hareket ederler. | Open Subtitles | الجيش يتصرف مثل الجراد على الاراضي التي يتحركون من خلالها. |
-Şu patron gibi hareket eden. | Open Subtitles | -إنه الذي كان يتصرف وكأنه الرئيس |
Emin değilim ama sanki bir takım gibi hareket ediyorlar. | Open Subtitles | لست متأكدا، ولكن أعتقد يتصرفون مثل الفريق |
Dikkatli, planlı. İş adamı gibi hareket ediyor. | Open Subtitles | كان حذراً حاذق التدبير، وكان الاِختطاف مثل عملٍ يديره. |
Zihnimde hepsi salyangoz gibi hareket ediyorlardı. | Open Subtitles | وفي عقلي بدى هؤلاء العمال وكأنّهم يتحركون مثل القواقع. |
Bana, bir seri katil gibi hareket edip etmediğini etrafta elinde kesik başlarla koşup koşmadığını öğrencilerin derisini elbise niyetine giyip giymediğini soruyorsanız, hayır. | Open Subtitles | إذا كان يتصرف كقاتل متسلسل يجول في المكان يحمل رؤوسًا منكمشة أو يرتدي جلد الطلاب كلباس فالجواب هو لا |
Ve eğer o küçük bir domuz gibi hareket etmeye devam ederse diğerlerini de kaybedecektir. | Open Subtitles | إذا أصر على التصرف مثل الخنزير سيفقد أشياء أخرى أيضا |