| Yaşarsa, asla eskisi gibi olmayacak! | Open Subtitles | حتى اذا عاش فلن يكون كما كان قبل ذلك مره اخرى |
| Bak bir geleceğimiz olsa bile senin istediğin gibi olmayacak. | Open Subtitles | إسمعي ، حتى لو كان لنا مستقبلا لن يكون كما تريدين |
| Aşkının çaresizce tükenmesine izin vermeyeceğim, benimki gibi olmayacak. | Open Subtitles | لن أسمح بأن يكون حبك غير متبادل. ليس مثل حبي. |
| Ama Sicim Teorisi gibi bir teoriye inanıyorsanız, bütün küçüklük kavramı eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | لكن إن آمنت بنظرية مثل نظرية الأوتار إذن ففكرة الصغر لن تكون كما هي عليها |
| Korkman doğal, David çünkü işin bu kısmı çizgi romanlardaki gibi olmayacak. | Open Subtitles | لا بأس أن تكون خائفا يا "ديفيد" لأن هذا الجزء لن يكون مثل الكتب المصورة |
| Geçen seferki gibi olmayacak, söz. | Open Subtitles | لن يكون هناك شيء مثل الليلة الماضية هذا وعد |
| Mikrofonların önüne son çıkışım gibi olmayacak. | Open Subtitles | وأنا أعد أنها لن تكون مثل المرات السابقة عندما كنت أمام مكبر الصوت |
| Bir kez bu kapıdan geçtik mi, dünya asla eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | عندما نخطو من خلال هذا الباب، العالم لن يكون كما عهدناه. |
| Burası siz olmadan asla eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | هذا المكان لن يكون كما كان بدونك. |
| Asla eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | أبداً، لن يكون كما كان |
| Bugün gördüğüm öldürülen dört insan gibi olmayacak. | Open Subtitles | ليس مثل الأربعه أشخاص الذين رأيتهم يقتلون اليوم |
| Bugün gördüğüm öldürülen dört insan gibi olmayacak. | Open Subtitles | ليس مثل الأربعه أشخاص الذين رأيتهم يقتلون اليوم |
| Sonra aldığın hiçbir tat onun gibi olmayacak. | Open Subtitles | وحينها كل ماتحصلين عليه هو شيءٌ ليس مثل سابقه. |
| Onun da babası, annesi, ablası vardı. O aile artık asla eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | شخص له أب و أم و أخت تلك العائلة لن تكون كما كانت |
| Ama gerçek şu ki asla eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | لكن الحقيقة انها لن تكون كما كانت |
| - Ünlü Fransız kokuları gibi olmayacak. | Open Subtitles | هذا لن يكون مثل الروائح الفرنسية الكبرى |
| Çok üzücü, tiyatrolar asla eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | وا أسفاه! المسرح لن يكون مثل هذا أبداً. |
| -Son seferki gibi olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك شيء مثل الليلة الماضية هذا وعد |
| Bu alabalık çiftliği gibi olmayacak, değil mi, Grant? | Open Subtitles | هذه لن تكون مثل مزرعةَ السلمون صحيح جرانت ؟ |
| Bunu becerebilirseniz, hayatınızdaki hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | أفعلوها جيداً لا شيء من حياتكم يصبح كما كان |
| Eğer düşerseniz çizgi filmlerdeki gibi olmayacak. | Open Subtitles | إذا وقعتما لن يكون الحال كما في أفلام الكارتون |
| Burası siz olmadan asla eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | هذا المكان لن يكون نفسه بدونك أبداً. |
| Siz olmadan hiç bir şey eskisi gibi olmayacak, efendim. | Open Subtitles | لن يكون الأمر كما كان بدون وجودك يا سيدى |
| Korkarım bu son sefer gibi olmayacak. | Open Subtitles | أخشى أن هذه المرة لن تكون كسابقتها |
| Marlon Brando için Tahiti asla eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | لمارلون براندو تاهيتي لن تكون نفسها مرة أخرى |