"gideceğimiz" - Translation from Turkish to Arabic

    • وجهتنا
        
    • سنذهب إليه
        
    • ذاهبين
        
    • ذهابنا
        
    • لااتي في
        
    • أين سنذهب
        
    • الّذي سنذهب
        
    • سنذهب اليه
        
    Hayır, bence gideceğimiz yere daha hızlı gitmemiz için yalnız gitmeliyiz, tamam mı? Open Subtitles لا, أعتقد حقا أننا سنصل إلى وجهتنا أسرع بكثير إذا .. كنا منفصلين
    Kaptan Smollett gibi birinci sınıf bir dümencinin, ...gemiyi gideceğimiz yere götürmesini bekliyoruz. Open Subtitles نحن بانتظار ربان محترف مثل القبطان سموليت كي يقود هذه السفينة إلى وجهتنا المحددة
    Yani, gideceğimiz gün 'iki karpuz ve bir salkım kiraz'. Open Subtitles فالتاريخ إذاً الذي سنذهب إليه هو بطيختان ومجموعة كرز.
    CLELL: gideceğimiz yer ne kadar uzaklıkta? Open Subtitles كم يبعد هذا المكان الذي نحن ذاهبين إليه؟
    Ama elbette, Kaptan Amerika bir adım daha ileri giderek,... ..der ki: "Olmaz dostum, kendim götüreceğim". Şimdi bizim gideceğimiz yer Sturgis'ti. Birden South Bend, Indiana oldu. Open Subtitles وقال الشجاع الامريكى لا سوف اوصلها بنفسى لذا ذهابنا الى ستورجى تم الغائه وسنذهب الى انديانا
    Hatırlat da, bir dahaki sefere gideceğimiz yolu ben seçeyim. Open Subtitles ذكرني في المرة القادمة ان لااتي في نفس طريقك
    Yarısını kamyonet geldiğinde, yarısını gideceğimiz yere vardığımızda. Open Subtitles النصف عندما تصل الشاحنة .. والنصف الآخر عندما نصل إلى وجهتنا
    Yarın gideceğimiz yere vardığımızda, siz muhabbet kuşları, ailelerinize sağlıklı ve güvende olduğunuzu göstermek için çekim yapabilirsiniz Open Subtitles عندما نصل إلى وجهتنا غدا ، تصوران كلاكما شريطا حتى تعلم عائلاتكما أنكما بأمان ويسمعون أصواتكما أيها الجبناء
    Komutan, gideceğimiz yerin kararını vermek size düşmez. Open Subtitles أيها القائد، مكان وجهتنا ليس قرارك لتتخذه
    Ayrıca sana katılmasaydım hâlâ nereye gideceğimiz konusunda tartışıyor olurduk. Open Subtitles وجود أيّة خطّة أفضل من انتفائها، كما لو أنّي لم أوافقكَ، لكنّا لا نزال نتجادل حول وجهتنا التالية
    Hiç plânımız olmamasından iyidir. Ayrıca sana katılmasaydım hâlâ nereye gideceğimiz konusunda tartışıyor olurduk. Open Subtitles وجود أيّة خطّة أفضل من انتفائها، كما لو أنّي لم أوافقكَ، لكنّا لا نزال نتجادل حول وجهتنا التالية
    Diğer bir husus ise gideceğimiz yeri sizin de bilmemeniz gerektiği. Open Subtitles و من بين الأمور التي يجب ألّا تعرفها، هي وجهتنا.
    gideceğimiz yer hakkında bilgisi olan var mı? Open Subtitles أيعرف أى شخص أى شئ عن هذا المكان الذى سنذهب إليه
    Bu gece gideceğimiz yer oldukça tehlikeli. Open Subtitles المكان الـّذي سنذهب إليه اللـّيلة خطر جـدّاً.
    Bu gece gideceğimiz yer oldukça tehlikeli. Open Subtitles المكان الـّذي سنذهب إليه اللـّيلة خطر جـدّاً.
    gideceğimiz yeri söyleyebilirim. Open Subtitles أينما كنا يا رجل يمكنني أن أخبرك إلى أين نحن ذاهبين
    - gideceğimiz yere varana kadar. Open Subtitles فقط حتى نصل إلى المكان الذي نحن ذاهبين إليه
    gideceğimiz yer de çok popüler bir yer. Open Subtitles وهذا المكان الذي نحن ذاهبين إليه من المفترض أن يكون راقياً للغاية
    Birazdan gideceğimiz yer çok özel bir mekan. Ne burada ne de geldiğimiz dünyada böylesi bir yer daha yok. Open Subtitles المكان ذهابنا مميز جدًا، ليس هناك ما يشابه في هذا العالم أو العالم الذي رحلنا عنه.
    Sudan'da onlar, bizim gideceğimiz yerin yakınında bile değil. Open Subtitles في السودان بعيد تماماً عن مكان ذهابنا
    Hatırlat da, bir dahaki sefere gideceğimiz yolu ben seçeyim. Open Subtitles ذكرني في المرة القادمة ان لااتي في نفس طريقك
    Bütün her şeyi planlayamazdık, ama çok güçlü bir pusulamız olduğu için en sonunda gideceğimiz yere vardık ve bana göre bu çevik yazılım geliştirmeye çok benziyor, ancak bu pusula fikri çok önemli. TED لم نكن لنستطيع التخطيط لكل شيء ولكن بامتلاكنا لبوصلة قوية، وصلنا في نهاية المطاف إلى أين سنذهب وفي نظري هذا مماثل لتطوير البرمجيات أجيل ولكن هذه الفكرة عن البوصلات مهمة جدا.
    Yüzbaşı Mallory ve Andrea bizi gideceğimiz yere götürmekten sorumlu. Open Subtitles الكابتن مالوري واندريا مسئولين عن قيادتنا للمكان الذي سنذهب اليه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more