| Ama bu savaş, herkes askere yazılıyor. Hemen gidiyorlar. Ben de gidiyorum. | Open Subtitles | لكنها الحرب يا أنسة أوهارا والجميع ذاهبون للتطوع فوراً وأنا كذلك |
| Bilmiyorum. İyi insanlar ve İtalya'ya gidiyorlar. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ، إنهم لطفاء وهم ذاهبون إلى إيطاليا |
| Ben bu insanları hayatımda daha önce hiç görmedim ve şimdi gidiyorlar. | Open Subtitles | لم أرَ هؤلاء الناس من قبل، وإنهم يغادرون. |
| Bankadan yine kredi isteyecekler. Haftaya Paris'e gidiyorlar. | Open Subtitles | وكي يحصل على مزيد من القروض من البنك، الأسبوع القادم سيذهبون لباريس |
| Ohmular Kuraktoprakı istila etmiş! Rüzgar Vadisine gidiyorlar! | Open Subtitles | البحر السام ينتشر أنهم يتجهون ناحية الوادي |
| Bütün doğal kaynakları tükettikten sonra da gidiyorlar. | Open Subtitles | وبعدما يستنزفون كل الموارد الطبيعية به يرحلون |
| Buradaki raporlara göre çocuklar ormana hasta olarak gidiyorlar ve iyileşmiş olarak dönuyorlarmış. | Open Subtitles | فإن الأطفال ذهبوا إلى الغابة مرضى ثم عادوا أصِحاء |
| Bu, bozkır ve küçük orman kartalları sıcak hava akımlarını kullanarak Afrika'ya gidiyorlar. | Open Subtitles | هذه عقبان السهوب ، والعقبان المنقطة الصغيرة، تركب تيارا دافئاً فى طريقهم لأفريقيا |
| Bilmiyorum. İyi insanlar ve İtalya'ya gidiyorlar. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ، إنهم لطفاء وهم ذاهبون إلى إيطاليا |
| Oklahoma'ya gidiyorlar sanırım, bedava arazi için. | Open Subtitles | أعتقد أنهم ذاهبون إلى أوكلاهوما للأرض المجانية |
| Dostum, tuvalete gidiyorlar! | Open Subtitles | اوه , يا رجل , أنهنّ ذاهبون الى دورة المياه ؟ |
| Bu insanlar şehre geliyor, suç işliyor ve gidiyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس يأتون الى المدينة يرتكبون جرائم و يغادرون |
| Derry, Maine'den çıkıyorlar. 95 üzerinden Massachusetts'e gidiyorlar. | Open Subtitles | انهم يغادرون ديرى.. المقر الرئيسى جنوبا على 95 قرب ماساشوسيتس |
| Hepsi de Avrupa ve Amerika'daki zengin ailelerin yanına gidiyorlar. | Open Subtitles | سيذهبون جميعهم للعيش مع عائلات غنيه بأوربا والولايات المتحده |
| Şenlik boyunca arkadaşlarım, iki haftalığına Roma'ya gidiyorlar. | Open Subtitles | العديد من أصدقائى سيذهبون إلى روما لمدةأسبوعينأثناءالكرنفال. |
| Kamp servis yolunun batısına gidiyorlar. Hava desteği gönderin. | Open Subtitles | انهم يتجهون على الطريق غرباً اطلبى الدعم الجوى |
| Doğrudan volkan arazisine gidiyorlar Gemimize gidiyorlar! | Open Subtitles | إنهم يتجهون مباشرة ، صوب حقول البركان إنهم يتجهون ، صوب سفينتنا |
| Tabut orada, hazır açılmış mezar orada sonra gidiyorlar ve işte bu. | Open Subtitles | التابوتَ موجود وكذلك الحفره يرحلون عنا وتنتهي القصه |
| Onların yaşındaki çocukların bir çoğu büyük şehirlere gidiyorlar. | Open Subtitles | معظم الاولاد بسنهم الان ذهبوا ضاعوا بالمدينه الكبيره |
| Tamam, onuncu caddeye doğru gidiyorlar. Altıncı caddede yollarını kesebiliriz. | Open Subtitles | إنّهم يسلكون الشارع العاشر، يمكننا قطع طريقهم عند الشارع السادس. |
| Üç hafta içinde ilk dolunayda gidiyorlar.Hazır değiller. | Open Subtitles | سيغادرون بعد ثلاث أسابيع مع أول إكتمال للقمر ، ليسوا مستعدين بعد |
| Kuzey! Kuzeye, Kelt Adalarına doğru gidiyorlar, peki ama niye? | Open Subtitles | شمالاً , انهم يتحركون شمالاً نحو الجزرِ الكيلتية ، لكن لماذا ؟ |
| Şef, bir araba çaldılar ve Hollanda sınırına doğru gidiyorlar. | Open Subtitles | يا رئيس , لقد سرقوا سيارة وهم متجهون للحدود الألمانية الآن. |
| Dışarıda makineleşip, hayatın deviniminde kaybolup gidiyorlar. | Open Subtitles | أما في الخارج فهم تائهون ومبرمجون, يسيرون كيفما اتفق لكسب لقمة العيش |
| Bara gidiyorlar ve bu iki kızla tanışıyorlar ve onları öpüyorlar. | Open Subtitles | و ذات مرة ٍ يذهبان إلى حانة ، و يقابلان فتاتين |
| Onlar eve gidiyorlar ama çocuklar evden alınmadan önce sosyal görevliler ofise dönmeli ve bulduklarını ortaya koymalılar. | TED | يذهبون إلى ذلك المنزل، لكن قبل أخذ الأطفال من عائلاتهم، يجب على الموظفين أن يعودوا إلى مكتب الرعاية ويعرضوا ما وجدوه. |
| Ay'a gitmeyi hayal etmek de zor,ama gidiyorlar işte. | Open Subtitles | من الصعب تخيل انهم سيذهبون الى القمر لكنهم ذاهبين بالفعل |
| Belmont'ta kapıya gidiyorlar. Şimdi de son bahisler. | Open Subtitles | تتجه الخيول الآن إلى البوابة وهذه آخر الحسابات |