"girdiler" - Translation from Turkish to Arabic

    • دخلوا
        
    • دخلا
        
    • ذهبوا
        
    • إقتحموا
        
    • اقتحموا
        
    • يدخلون
        
    • إختراق
        
    • اخترقوا
        
    • أخترقوا
        
    • أقتحموا
        
    • دخلو
        
    • دخلوه
        
    • لقد إخترقوا
        
    • لقد ذهبا
        
    • رهاناتَنا
        
    Böylece geçici olarak füzelerimizi devre dışı bırakarak hava sahamıza girdiler. Open Subtitles هكذا أوقفوا بشكل مؤقّت شبكة الدفاع الصاروخيّة، و دخلوا مجالنا الجوّي
    Doğal değil mi, Odaya girdiler ve paniklediler. Open Subtitles هذا شئ عادي لقد دخلوا الي الغرفه ثم ذعروا
    Modern zamanlarda keşfedilmiş olsa bile sadece bozulmamış kral mezarı bulmak için girdiler. Open Subtitles لقد دخلوا ليزيحوا الغطاء عن المقبرة الكاملة الوحيدة التى أمكن اكتشافها في العصر الحديث
    Mösyö Victor Astwell ve Sör Reuben, çalışma odasına girdiler. Open Subtitles السيد ً فيكتور آستوال ً و السير ً روبن ً دخلا إلى المكتب
    Dün sabah senin olmadığın zaman içeriye girdiler. Open Subtitles لقد ذهبوا هناك في صباح الامس عندما كنت ذاهبا.
    - Hayır. Yani bankayı girdiler, havaya uçurdular ama bir şey çalmadılar mı? Open Subtitles إذا إقتحموا البنك وفجروا , ولم يسرقوا شيء ؟
    Ya kurban birini içeri aldı ya da bir yerden zorla girdiler. Open Subtitles إمّا أنّ الضحية سمح لأحدهم بالدخول أو أنهم اقتحموا المنزل من مكان ما
    Hapse girdiler, çünkü suçluydular. Pisliktiler. Open Subtitles لقد دخلوا السجن لأنهم كانوا مذنبين كانوا حثاله
    yapılacağı tahmin edilen bölgeye girdiler. Open Subtitles دخلوا منطقة العمليات المفترضة.. لمجموعات الغواصات الألمانية..
    İçeri girdiler. Dört kişiyi öldürdüler. Dışarı çıktılar. Open Subtitles لقد دخلوا وقتلوا أربعة أشخاص وعند خروجهم قتلوا الضحية الخامسة
    Afrikalı Amerikalılar 70'li yıllara yeni bir ümitle girdiler.. Open Subtitles الأفروأمريكيين دخلوا القرن السبعون بآمال جديدة
    Almanlar ilerledikçe yarı mahvolmuş bir dünyaya girdiler. Open Subtitles مع تقدم الألمان فقد دخلوا لعالم نصف مدمر
    Sahipsiz topraklara girdiler. Open Subtitles دخلوا الأرض المحايدة في خط الحدود الثاني للألمان
    Belki de Warren ve o eleman, bir büyü savaşına girdiler ve kavga birden gerçeğe dönüştü. Open Subtitles دخلا في تلك المعركة الخيالية و أصبح بعدها الأمر حقيقياً
    - Ormana canlı girdiler, ölü çıktılar. Open Subtitles دخلا الغابة أحياء، وخرجا منها طافيان غرقاً
    Sonra savaşa girdiler, bitmek bilmeyen ve onları değiştiren bir savaşa. Özlerine kadar hem de. Open Subtitles ولكن بعدها ذهبوا للحرب , حرب لانهاية لها وقد غيرتهم حتى الصميم
    Para aktaracaklarsa neden girdiler? Open Subtitles فلماذا إقتحموا البنك إذا أرادوا التحويل ؟
    Bu taraftan ateş ederek içeriye girdiler ve onu kaçırdılar. Open Subtitles لقد اقتحموا المكان وباتوا يطلقون النار وأخرجوه من الحجز
    Bir kez buraya girdiler mi iş bitmiştir dostum. Open Subtitles حالما يدخلون إلى عقلك ينتهي الأمر يا صاح
    kuzey girişinden içeri girdiler. Open Subtitles أيّها المُلازم، لدينا إختراق في المدخل الشمالي.
    Sistemimize girdiler ve tüm saha ajanlarımızın kimliklerini öğrendiler. ...ve tüm saha ajanlarımızın kimliklerini öğrendiler. Open Subtitles لقد اخترقوا نظامنا وعلموا بهويات كل العملاء الميدانيين لدينا
    Zorla içeri girdiler, ne yapmamızı bekliyordun? Open Subtitles لقد أخترقوا المكان ما الذي تريد منا فعله؟
    Buraya zorla girdiler, günümüzü gösterdiler ve küresel güç kaymasına neden olabilecek tek aygıtı aldılar. Open Subtitles أنهم أقتحموا المكان هنا وضربونا وأخذوا الجهاز الذي يمكنه أن يسبب تغيير في القوة العالمية.
    Dış kabukta bir delik açmış olmalılar Böylece içeri girdiler Open Subtitles لابد انهم نشرو ثقب فى هيكل السفينة ذلك فكيف دخلو الى هنا
    "Bütün evlere girdiler, ve içerdeki herkesi öldürdüler." Open Subtitles في كلّ بيت دخلوه قتلوا الناس التى بداخله
    Silas'ın cep telefonuna girdiler. Open Subtitles لقد إخترقوا الهاتف الخلوي الخاص بـ سيلاس
    Köşeden dönüp girdiler. Open Subtitles لقد ذهبا من حول الزاوية.
    Üzgünüm, ben arka kapıdan girdiler bile. Open Subtitles انا اسفه جَعلنَا رهاناتَنا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more