"girmek istemiyorum" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا أريد الذهاب
        
    • لا أريد الدخول
        
    • لا أريد التدخل
        
    • لا أريد أن أذهب إلى
        
    • لا أريد الخوض
        
    • لا أريد خوض
        
    • لا اريد الدخول
        
    • لا اريد ان اتدخل
        
    • لا أريد أن أفرق
        
    • لا أريد دخول
        
    • أريد الذهاب إلى
        
    • أريد النزول
        
    • لا أريد أن أدخل
        
    • لا أريد العودة إلى
        
    • لا اُريد
        
    Siz merhametli birisiniz. Hapse girmek istemiyorum. Orada hırsız ve tecavüzcüler var. Open Subtitles أعرف إنك رجل رحيم لا أريد الذهاب إلى السجن
    Bakın, her şeye girmek istemiyorum çünkü kanıtlayabilsem bile, sana dokunamam. Open Subtitles لا أريد الدخول في الأمر كله لأنه حتى لو أثبت ذلك ليس باستطاعتي أن ألمسك
    Karı koca arasına girmek istemiyorum ama düşündüm ki gevşemeye ihtiyacın olabilir. Open Subtitles و لا أريد التدخل في شئون زوجين، لكن.. أنا أرى، أنك تحتاج لبعض الراحة.
    - Hapse girmek istemiyorum. Open Subtitles حسناً , دعني رجاءاً - لا أريد أن أذهب إلى السجن -
    Ve gerçekten böyle birşeyin içine girmek istemiyorum şuan. Open Subtitles و أنا لا أريد الخوض بهذا الأمر في الواقت الراهن
    Detaylara girmek istemiyorum ama, oldukça büyük bir proje. Open Subtitles لا أريد خوض التفاصيل الآن لكنّه رائع جداً
    - Hapse girmek istemiyorum. Open Subtitles لكن أنا من يتم لومه لا أريد الذهاب إلي السجن
    Bana ameliyat boyunca bağlı kalacağını bilerek ameliyata girmek istemiyorum. Çünkü iyi adamlar böyle yapar. Open Subtitles لا أريد الذهاب لهناك بينما أعرف أنّكَ ستظل معي طوال الجراحة لأنّ هذا ما يفعله الأخيار
    İşlemediğim bir suç için hapse girmek istemiyorum. Open Subtitles لا أريد الذهاب للسجن مقابل شيئا لم أقم به
    Birlikte bu son akşamımızda bir tartışmaya girmek istemiyorum. Open Subtitles أنا لا أريد الدخول في مجادلات في ليلتنا الأخيره سوياً
    Dans eden mutlu çiftlerin olduğu yere girmek istemiyorum. Open Subtitles أوه, لا أريد الدخول الى هناك برفقة أولئك الراقصين
    Babamdan ilaç çalmak istemiyorum. Bir canavarın içine girmek istemiyorum ve ölmek de istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أسرق أي أدوية من والدي و لا أريد الدخول لهذا الوحس
    Bu konuya girmek istemiyorum. Open Subtitles في الواقع ، لا أريد التدخل في الأمر.
    Hayır. Ben Spencer ile senin arana girmek istemiyorum. Open Subtitles لا ، لا أريد التدخل فيكما
    - Cinayetten hapise girmek istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أذهب إلى السجن بتهمة القتل
    O konuya girmek istemiyorum, tamam mi? Open Subtitles لا أريد الخوض في هذا ، إتفقنا؟
    Detaylara girmek istemiyorum ama sorumlu olduğunu düşündüğüm kişinin peşindeyim. Open Subtitles لا أريد خوض التفاصيل لكنني أبحث عن شخص أعتقد أنه المسؤول
    Ve saat 4:59. Erken girmek istemiyorum. Open Subtitles انها الرابعه وتسعه وخمسون دقيقة لا اريد الدخول مبكراً
    - Aranıza girmek istemiyorum. Open Subtitles هاي, يارجل, لا اريد ان اتدخل بينكما, حسناً?
    Bir oğulla güzel ve hayat dolu annesi arasına girmek istemiyorum. Open Subtitles انظروا ، لا أريد أن أفرق بين الابن وأم جميلة و حيوية.
    Bu evliliğe aramızda sırlar varken girmek istemiyorum. Open Subtitles لا أريد دخول هذا الزواج وثمة أسرار بيننا
    Fikrimi değiştirdim, suya girmek istemiyorum. - Giriyorsun! Open Subtitles -غيرت رأيي ، لا أريد النزول
    Çocuklar, cidden şu an bu konuya girmek istemiyorum. Open Subtitles حسنا ، أنا لا أريد أن أدخل في هذا الموضوع الآن
    - Hayır! Hayır, lütfen, hayır! Yine hapse girmek istemiyorum! Open Subtitles كلا، لا أريد العودة إلى السجن أتوسّل إليكم!
    Sınava girmek istemiyorum. Ne demek gitmeyeceğim? Open Subtitles لا اُريد خوض الإمتحان- ماذا تقول؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more