"gitmediğim" - Translation from Turkish to Arabic

    • ذهابي
        
    • لم أحضر
        
    • لم أذهب إلى
        
    • لم أزرها
        
    • ذهابى
        
    Çünkü gidersen ben gitmediğim için garip hissedeceğim ve gitmiyorum. Open Subtitles لإنك لو ذهبتِ سوف اشعر بالغرابة بخصوص عدم ذهابي وانا لن اذهب
    gitmediğim iyi olmuş. Open Subtitles يراودني شعور أفضل بشأن عدم ذهابي.
    Şöyle ki, bir de mahkemeye gitmediğim için hakkımda yakalama emri varmış. Open Subtitles حسناً ، كان هناك أيضاً أمر قضائي بينما لم أحضر إلى المحكمة
    Kusura bakmayın ama tuvalete gitmediğim için katil benim mi diyorsunuz? Open Subtitles أنا آسف ولكنك تعتقد إني القاتل لأني لم أذهب إلى المرحاض؟
    Uzun zamandır gitmediğim bazı yerleri ziyaret etmek istedim. Open Subtitles قررت أن أزور بعض الأماكن لم أزرها من زمن بعيد
    Partiye gitmediğim için pişmanlık duysam bile... bu, bazı şeyleri değiştiremeyeceğim anlamına gelmez. Open Subtitles اتعلمين حتى لو ندمت على عدم ذهابى للحفل فلا يوجد ما نستطيع فعله الان
    Kardeşim Alfonso hastalandığında Valencia'ya gitmediğim için kendimi asla affetmeyeceğim. Open Subtitles لن أسامح نفسي أبداً "على عدم ذهابي إلى "فالنسيا عندما سقط أخي (ألفونسو) مريضاً
    Ve sen de gitmediğim için mutlusun. Open Subtitles وأنت سعيد بعدم ذهابي
    Susan'ın üniversite görüşmesine gitmediğim için hep pişman oldum. Hep çok meşguldum. Open Subtitles ندمت على عدم ذهابي لمقابلة (سوزان) في الكليّة, كنتُ دائماً مشغول.
    Onunla şeker toplamaya gitmediğim için üzülmüş müdür? Open Subtitles هل تظنين أن (دانو) كان حزينًا بسبب عدم ذهابي معه لِلعب خُدعة أم حلوى؟
    Antrenmana gitmediğim için kız arkadaşımı öldürdüğümü mü düşünüyorsunuz? Open Subtitles أتعتقد أنني قتلت صديقتي لأنني لم أحضر التدريب؟ أنت مجنون
    Cenazeye gitmediğim için hala bana kızgın. Open Subtitles لا تزال غاضبة لأنني لم أحضر المأتم.
    Cenazeye gitmediğim için üzgünüm. Open Subtitles أنا آسفه لأني لم أذهب إلى الجنازة
    Vietnam'a gitmediğim için unvanımı geri aldılar. Open Subtitles أخذوا عنواني لأنني لم أذهب إلى فيتنام
    Bir yere gitmediğim gün gibi ortada. Open Subtitles -من الواضح أنني لم أذهب إلى أي مكان
    Bunu biliyorum, çünkü dünyanın daha önce gitmediğim belli bölgelerine seyahat ettim, kendimin yapmadığını bildiğim bir dur işareti direğine rastladım. TED وأنا أعرف هذا لأنني سافرت إلى أماكن معينة من العالم لم أزرها من قبل، وعثرت على علامة توقف وأنا متأكدة أنني لم أقم بلفها.
    Hiç gitmediğim ülkelerden öğretmenler mail atıyorlar bana, "Vay be, bu konuda çok iyi sohbet oldu sınıfta" diyorlar. TED تصلني رسائل بريد إلكتروني من معلمين في بلدان لم أزرها من قبل يقولون "رائع، نعم، لقد لقد كانت لنا محادثة ممتعة حول هذا.
    * Hiç gitmediğim yerlere götürdü beni * Open Subtitles ♪ تأخذني لأماكن لم أزرها من قبل ♪
    Bu sabah işe gitmediğim için biri polisi aramıştır, buna eminim. Open Subtitles ...عدم ذهابى إلى العمل فجأة اليوم سيجعل أحدهم يتصل بالشرطة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more