"gitmemin" - Translation from Turkish to Arabic

    • ذهابي
        
    • رحيلي
        
    • لذهابي
        
    • إختفيتُ
        
    • الذي جعلني أذهب
        
    • جعلني أذهب إلى
        
    Çok komik, aslında eve gitmemin sebebi Larry. Open Subtitles كما تعلمين, مضحك للغاية, لاري سبب ذهابي للمنزل
    Aslında benim gitmemin tek sebebi insanlara kendimi hatırlatmak. Open Subtitles بصراحة السبب الوحيد في ذهابي هو العلاقات الاجتماعية
    İncil'i okumamın, gençlik grubuna gitmemin sen değilsin, benim. Open Subtitles سبب قراءتي للانجيل, وسبب ..ذهابي لمجموعة الشباب لستِ السبب, بل أنا
    - gitmemin sebebinin bu olmadığını biliyorsun. - Biliyorum, biliyorum. Open Subtitles ـ تعرف أن هذا ليس سبب رحيلي ـ أعلم، أعلم
    Benim şirketin Yılbaşı partisine gitmemin sana nasıl bir yararı olacak ki? Open Subtitles كيف يمكن لذهابي معك إلى حفلة الشركة بعيد الميلاد أن يكون معروفاً؟
    Bu kadar ileri gitmemin sebebi senin gibi biriyle karşılaşınca insanın merakı daha da artıyor. Open Subtitles إختفيتُ هذا فقط بعيداً لأن عندما تُقابلُ شخص ما مثل أنت، فضولكَ يُصبحُ مُثَاراً.
    O yöne gitmemin sebebi, annemin mezarını ziyaret etmek. Open Subtitles سبب ذهابي لهذا الطريق لزيارة قبر أمي
    Carlton'a gitmemin, Open Subtitles حسنا، اعتقد انه ذهابي الى كارلتون
    Öyleyse benim de gitmemin bir anlamı kalmadı? Open Subtitles إذا، أعتقدُ بأنه لاتوجد جدوى من ذهابي ؟
    Ama gitmemin bir sebebi vardı. Open Subtitles لكن هناك غاية من ذهابي تعال وانظر
    Seninle gitmemin imkânı yok. Open Subtitles ليس هناك فرصة لعينة لأفوّت ذهابي معك
    Maça gitmemin bir nedeni de buydu. Open Subtitles وهذا أحد أسباب ذهابي إلى المباراة.
    Fakat, gitmemin nedeni, iklim adaleti üzerine büyük bir hayır işi için gönüllü olmuştum ve bu yedi yıl önce, çoğu insan iklim değişimine inanmadığı, insanların aktivizm konusunda çok şüpheci oldukları zamandı ve benim rolüm, takım arkadaşlarımla, insanlardan iklim adaleti dilekçeleri için imza toplamak ve konu hakkında onları biraz eğitmekti. TED ولكن سبب ذهابي كان بسبب تطوعي في جمعية خيرية كبيرة للعدالة المناخية، كان ذلك قبل سبعة سنوات، عندما لم يكن يؤمن الكثيرون بتغير المناخ، وكان الناس في غاية الاستخفاف بالنشاطية، ودوري، مع كل زملائي، كان جعل الناس يوقعون العرائض بشأن العدالة المناخية وتعليمهم أكثر قليلًا عن هذه المشكلة.
    Vegas'a gitmemin sebebi neydi? Open Subtitles ما المغزى من ذهابي إلى "فيغاس"؟
    Savaşa gitmemin sebebi o. Open Subtitles انه سبب ذهابي الحرب
    gitmemin dün geceyle hiçbir ilgisi yok. Open Subtitles رحيلي ليس له علاقه بليلة الأمس.
    gitmemin sebebi o değildi. Open Subtitles ليس هذا سبب رحيلي
    Öyle yapmalısın. gitmemin sebebi oydu. Open Subtitles و يجب عليكِ ذلك إنه سبب رحيلي
    gitmemin tek nedeni babamın bazı eski dosyalarını bulabilmek. Open Subtitles السبب الوحيد لذهابي, هو لآخذ بعض أغراض والدي القديمة.
    Apalachee kumarhanesine gitmemin tek nedeni köpek yarışında bir tomar aile parasını kaybettiğim ve yerine koymak zorunda olduğum içindi. Open Subtitles السبب الوحيد لذهابي إلى " آبالاتشي " هو أنني خسرت رزمةً من أموال العائلة على الكلاب وكان علي تعويضها
    Bu kadar ileri gitmemin sebebi senin gibi biriyle karşılaşınca insanın merakı daha da artıyor. Open Subtitles إختفيتُ هذا فقط بعيداً لأن عندما تُقابلُ شخص ما مثل أنت، فضولكَ يُصبحُ مُثَاراً.
    Oraya gitmemin tek sebebi oraya tek seferliğine gitmemin tek sebebi hayatımda gerçek bir kadın olmamasıydı. Open Subtitles السبب الوحيد الذي أودى بي إلى هناك السبب الوحيد الذي جعلني أذهب إلى هناك بسبب أنه ليس لديّ امرأة حقيقيّة في حياتي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more