"gitmen gerektiğini" - Translation from Turkish to Arabic

    • يجب أن تذهب
        
    • أن عليك الذهاب إلى
        
    • يجب أن تذهبين
        
    • عليكَ الذهاب
        
    Ama şimdi gitmen gerektiğini düşünüyorum. Onun yalnız kalması gerekiyor. Open Subtitles لكن يجب أن تذهب الآن إنها تريد أن تكون وحدها.
    Peki gittiğin yere... gitmen gerektiğini nereden biliyorsun? Open Subtitles وكيف تعرف ذلك؟ بأنك يجب أن تذهب حيث تذهب؟
    "topa kafanla vurduğun için, eve süremeyecek kadar başının döndüğünü dolayısıyla onun evine gitmen gerektiğini" söylemiştin. Open Subtitles ،أنك مشوش ولا تستطيع القيادة للمنزل ،لأنك ضربت الكرة برأسك . لذا يجب أن تذهب معها
    şu müşiş esprilerin yüzünden bazen doktora gitmen gerektiğini düşünüyorum. Open Subtitles مضحك جداً الهراء الذي تقوله أحياناً أظن أن عليك الذهاب إلى طبيب
    İfade vermek için oraya gitmen gerektiğini düşünüyoruz. Open Subtitles ونحن نرى أن عليك الذهاب إلى هناك لإجراء الاستجواب
    Neden bu kadar çabuk gitmen gerektiğini bilmiyorum. Open Subtitles لا أعرف لماذا يجب أن تذهبين بتلك السرعة
    Neden bu kadar çabuk gitmen gerektiğini bilmiyorum. Open Subtitles لا أعرف لماذا يجب أن تذهبين بتلك السرعة
    Arkadaşın olmak için çok fazla zorladığını bu yüzden artık gitmen gerektiğini söylüyorsun. Open Subtitles ومن ثمَ تخبرني، بأني أحاولُ جاهداً لكي أصادقكَ، لذلكَ يجبُ عليكَ الذهاب.
    Deden burada olsaydı dikkat dağıtıcı şeylerin olmadığı bir yere gitmen gerektiğini söylerdi ve kütüphane bunun için fena bir yer değil. Open Subtitles أظن أن ما يقوله جدك هنا هو أنك يجب أن تذهب لمكان ليس به الكثير من الإلهاءات
    Oraya yalnız gitmen gerektiğini düşünmüyorum. Open Subtitles أنا لا أعتقد انه يجب أن تذهب لوحدك
    Şu an gitmen gerektiğini düşünüyorum. Open Subtitles أنا أعتقد أنه يجب أن تذهب الآن
    Hâlâ neden Hollywood'a gitmen gerektiğini anlamıyorum. Open Subtitles لا زلت لا أعلم لماذا يجب أن تذهب ؟
    Kime gitmen gerektiğini biliyorsun değil mi? Open Subtitles أنت تعلم أين يجب أن تذهب صحيح؟
    Bayan Bernstein'la gitmen gerektiğini düşünmüyor musun? Open Subtitles ألا تظن أنه ربما يجب أن تذهب مع السيدة (بيرنستاين)؟
    gitmen gerektiğini biliyorsun. Open Subtitles "تعلم أنّك يجب أن تذهب"
    Çizgişehir'e gitmen gerektiğini söyleyen oldu mu? Open Subtitles لم يقل أحد أن عليك الذهاب إلى (تونتاون) بأي حال
    Geri döndüm. - Gabrielle ve ben hastaneye gitmen gerektiğini düşünüyoruz. Open Subtitles أرى أنا و(غبريال) أن عليك الذهاب إلى المستشفى
    Sonra tuvalete gitmen gerektiğini söyledin ve geri dönmedin. Open Subtitles حينها قلتَ أنّ عليكَ الذهاب للحمام ولم ترجع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more