O kadar kızgındım ki yürüyüp Gitmesine izin verdim. Peşinden gitmedim bile. | Open Subtitles | لقد كنت غاضبة جداً لقد تركته يذهب انا حتى لم اذهب خلفه |
Bir süreliğine, kilisedeki pazar okuluna Gitmesine izin verdim ama bu da pek doğru gelmedi. | Open Subtitles | لفترة ما تركتها تذهب إلى مدرسة يوم الأحد في الكنيسة لكنهذالم يبدوجيداًأيضاً. |
Bu noktada bana güvenmeniz lazım çünkü Triceraquin'in Gitmesine izin verdim. | Open Subtitles | من هنا، يجب أن تثقوا بي لأنني اطلقت سراح التراسيركون |
Neden olmasın? Sana istediğini vermiş. Neden Gitmesine izin vermiyorsun. | Open Subtitles | لقد اعطاك المعلومة التي تريد فلماذا لا تطلق سراحه |
- Bekle. - Onun Gitmesine izin veremezsin. Delirdin mi? | Open Subtitles | انتظر، لا يمكنك أن تدعه يذهب هل أنت مجنون ؟ |
Eğer kızın yüzükle Gitmesine izin verirsen Direniş'in tüm üyelerini senin peşine takarım. | Open Subtitles | إذا تركتها ترحل ومعها الخاتم، سآمر كل شخص من أفراد المقاومة بأن يقتلوك. |
Evet. Benim yeni hayvanım. Gitmesine izin vermeyin. | Open Subtitles | . نعم ، إنه حيوانـي الجديد لا تتركه يذهب |
Yalnız Gitmesine izin vereceğimizden değil, tabi. | Open Subtitles | ليس و كأننا قد ندعه او ندعها تذهب لوحدها. |
Onu hastaneden aldın ve Gitmesine izin verdin. | Open Subtitles | لقد قبضت عليهِ في المُستشفى ومن ثمّ تركته يذهب |
Gitmesine izin verirsen hayatının sonuna kadar pişmanlık duyacaksın, anladın mı? | Open Subtitles | ستتاسفي لي هذا بقيه حياتك إذا تركته يذهب احصلي عليه؟ |
Shelton, Hopper'ı yakalamışsın ama Gitmesine izin vermişsin. | Open Subtitles | شيلتون, سمعت أن هوبر كان معك و تركته يذهب |
Lütfen öylece çekip Gitmesine izin verecek kadar aptal olmadığını söyle bana! | Open Subtitles | لا تقل أنّك كنت مِن الغباء بحيث تركتها تذهب |
Ona ben de değer veriyorum ama Gitmesine izin verdim. | Open Subtitles | . إنني اهتم لأمرها ايضاً , ولكني تركتها تذهب |
Lütfen! Diğerlerinin Gitmesine izin verin. İstediğiniz kişi benim. | Open Subtitles | من فضلك، اطلق سراح الجميع هنا أنا هو الشخص الذى نريده |
- Bu işi hemen bitirebiliriz. - Bir katilin buradan Gitmesine izin veremem. | Open Subtitles | ـ يمكننا إنهاء الموضوع الآن ـ لايمكننى أن أطلق سراحه |
Daniel'ın kalbi artık atmıyor olabilir, ama annelik içgüdüm hiçbir zaman Gitmesine izin vermeyecek. | Open Subtitles | قلب دانييل لم يعد ينبض ولكن غريزة الأمومه لا تدعه يذهب |
Gitmesine izin verirsen, açıklama yapma şansın olacak ve herkes senin kimseyi incitmek istemediğini görecek. | Open Subtitles | و سوف يكون لديك الفرصة أن نفسر الأمر إذا تركتها ترحل و يرى الجميع أنه لم تكن تقصد إيذاء أي أحد |
Gitmesine izin vermeyin, size söylüyorum-- buna pişman olacaksınız. | Open Subtitles | لا تتركه يذهب, أخبرك أنك ستندم علي تركه يذهب |
Fakat ne kadar çaba göstersek de Gitmesine izin vermemiz gerekebilir. | Open Subtitles | لكن، بالرغم من مجهوداتنا لعلنا يجب ان ندعها تذهب |
İyi güzel laf yapıyorsun da işin gerçeği onun Gitmesine izin verdin. | Open Subtitles | تتحدّث على نحوٍ مهيب لكنّ الحقيقة أنّك تركته يرحل |
Sadece keyifli bir an için hepsinin Gitmesine izin ver böylece gerçek yaşamı tadabilirsin. | Open Subtitles | أتركه يذهب من اجل لحظة سعادة واحدة فقط تتذوق بها الحياة الحقيقية |
Biliyordum, Gitmesine izin vermemeliydim. | Open Subtitles | لقد علمت أنني لا يتوجب علي أن أدعها تذهب |
Gitmesine izin verdik diyelim. Ya bisikletlilere çalışıyorsa? | Open Subtitles | افترض أننا تركناه يذهب واكتشفنا أنه يعمل مع المسلحين |
Bugün olan onca şeyden sonra Gitmesine izin mi vereceksin? | Open Subtitles | بعد كل ما جرى اليوم، تتركها تذهب ببساطة؟ |
Gitmesine izin verelim, sakladığı yeri bize gösterir. | Open Subtitles | ندعه يذهب ويأخذنا الى المخبأ |
Bir kere onu bulmuştu, Kadının Gitmesine izin veremezdi. | Open Subtitles | عندما وجده، هو لا يستطيع أن فقط تركها تذهب. |