"gittiği zaman" - Translation from Turkish to Arabic

    • عندما يذهب
        
    • عندما غادر
        
    • عندما يرحل
        
    • عندما ذهب
        
    • عندما ترحل
        
    • عندما تغادر
        
    • عندما رحلت
        
    onu daima seveceğimi biliyor... bana ihtiyacı olduğu sürece... gittiği zaman onu çok özlüyorum... ama yakınımdayken de hislerimi gösteremem... içimde kalır duygularım... aşkımı gizlemem gerekir... lanet olsun! Open Subtitles هو يلم انى سأظل احبه طالما يريدنى افتقده كثيرا عندما يذهب
    Senin kalbin, sevdiklerinin uzakta gittiği zaman ağrır. Open Subtitles أن الالم يعتصر قلبك عندما يذهب أهلك بعيدا.. اليس كذلك
    Walker gittiği zaman ve Stephanie'nin kaybolduğu zaman arasında orada olduğu anlamına geliyor. Open Subtitles وهو ما يعني أنه كان هناك ما بين عندما غادر ووكر وعندما اختفى.
    Geçen gece Troy gittiği zaman, nereye gittiğini biliyordum - Open Subtitles عندما غادر تروي الليلة الماضية لقد عرفت الى اين كان متجه
    İki yıl sonra, Yankiler gittiği zaman ait olduğun yere, tarlaya döneceksin! Open Subtitles في غضون سنتين عندما يرحل اليانكيز ... ستعود إلى الحقل مكانك الطبيعي
    Her neyse, polise gittiği zaman, onu gale bile almadılar, bu yüzden, kendi kendine araştırmaya başladı. Open Subtitles , على أية حال , عندما ذهب للشرطة .. سخروا منه , لذا
    Ama onlar gittiği zaman, ki gidecekler, sen de gideceksin. Open Subtitles لكن عندما ترحل تلك الأشياء وسوف ترحل فستختفي معها
    Dinleyin. Polis gittiği zaman, gidip benim köşeleri geri alın. Open Subtitles حسنا ، إسمع ، عندما تغادر الشرطة تعالوا جميعكم و استحوذوا على زواياي
    İsobel gittiği zaman bile bazen sana baktığımda hiç tanıyamadığım bir yönünü görüyorum. Open Subtitles وحتى عندما رحلت إيزوبيل أحياناً أنظر إليك وأجد جزءً منك لم أعد أعرفه
    Sana kocaman, yağlı bir çek yazdığını söyle. Öyle büyük bir çek olsun ki yüzmeye gittiği zaman üstündeki tişörtü çıkartmasın. Open Subtitles اخبرني أنه كتب لك صّك كبير وضخم ، صّك ضخم للغاية بحيث لا يستطيع خلع قميصه عندما يذهب للسباحة
    Bir çift terapiye gittiği zaman, genelde iş bitmiştir. Open Subtitles عندما يذهب زوجان لأخذ المشورة عادة تكون هي النهاية
    gittiği zaman bilirsin, ve biliyorsun ki o halen burada. Open Subtitles ستشعر به عندما يذهب وستشعر به عندما لايزال هناك
    Anlıyorum. Çekip gittiği zaman babama vurmak istemiştim. Open Subtitles أنا أتفهم ذلك، أنا أردتُ بشدة أن أصفع أبي عندما غادر.
    Benki'nin ormanını terk edip 1600 km gittiği zaman ki... ...bildiğinden daha fazlasını biliyorsun. TED تعرفون اكثر مما عرف "بينكي" عندما غادر غابته وسافر 3000 ميل
    Her neyse gittiği zaman işinin başına gelecekler hakkında endişeli görünüyordu bu yüzden bana talimat yazdırdı. Open Subtitles على أيةِ حال، بدا عليه القلق حيال عمله، حيال ما سيحدث عندما يرحل لذا أمرني بتدوين إرشادات
    Fakat gittiği zaman tekrar konuşmaya başlıyorum. Open Subtitles لكن عندما يرحل سأتكلم مره آخرى
    Bunu söylediğim için kendimi biraz suçlu hissediyorum ama o gittiği zaman kendimi rahatlamış hissettim. Open Subtitles انا اشعر بالذنب قليلا لقولي هذا، لكن لقد ارتحت عندما ذهب
    Ve neden söyleyeceği kişi gittiği zaman söyleyemesi gerektiği aklına geliyor? Open Subtitles والسبب هو أنها دائما تذكر الأشياء لم يذكر عندما ذهب شخص ما؟
    Bayan Noel Baba'nın kızkardeşleri gittiği zaman daha iyi olacağım. Open Subtitles سيحدث عندما ترحل أخت السيدة (كلوز)
    gittiği zaman birlikte daha çok zaman geçirebiliriz demiştin. Open Subtitles لقد قلت عندما تغادر , سيكون لدينا وقت لنكون معاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more