Tuvalete gittiğini söyledi ama sanırım buradan gitti. | Open Subtitles | قالت أنها ذاهبة لدورة المياه ولكنني أعتقد انها غادرت |
Nereye gittiğini söyledi mi? | Open Subtitles | هل قالت إلى أين ستكون وجهتُها؟ |
Bir paket baston şeker almaya gittiğini söyledi. | Open Subtitles | قال بأنه خرج لإحضار علبة من قضبان الحلوى |
- Bayan Yee Nanjing'e gittiğini söyledi. | Open Subtitles | السيدة (يي) قالت أنك ذهبت إلى "نانجينج". |
Ayrıldı. Kaliforniya'ya gittiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد رحلت,قالت أنها ستذهب الى ولاية كاليفورنيا. |
Banyoya gittiğini söyledi ama iki gün sonra geri döndü. | Open Subtitles | تقول أنها ذهبت إلى المرحاض ثم تعود إلى هنا بعد يومين |
Bay Qui bana babanın, sen küçükken çekip gittiğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني السيد (سوك) أن والدك هجركما و أنتِ صغيرة |
Bebeğinin yanına gittiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها ذاهبة لتكون مع طفلتها |
Bebeğinin yanına gittiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها ذاهبة لتكون مع طفلتها |
-Nereye gittiğini söyledi mi? | Open Subtitles | ـ هل قالت إلى أين؟ |
Nereye gittiğini söyledi mi? | Open Subtitles | هل قالت إلى أين ستذهب ؟ |
- Nerede o? Bir paket baston şeker almaya gittiğini söyledi. | Open Subtitles | قال بأنه خرج لإحضار علبة من قضبان الحلوى |
- Bayan Yee Nanjing'e gittiğini söyledi. | Open Subtitles | السيدة (يي) قالت أنك ذهبت إلى "نانجينج". |
Bir kız arkadaşı ile St. Leonards'a gittiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها ستذهب إلى (سانت لينارد) برفقة صديقتها |
Kocası son zamanlarda toplantılara daha sık gittiğini söyledi. | Open Subtitles | أعني، قول زوجها أنها ذهبت عدد من الاجتماعات |
Bay Qui bana babanın, sen küçükken çekip gittiğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني السيد (سوك) أن والدك هجركما و أنتِ صغيرة |
Ama Tiny onu görmüş, yeni bir lastik almak için depoya gittiğini söyledi. | Open Subtitles | لكن تاينى رآه و أخبرنى أن أرجى قال أنه ذاهب الى المدينة لأحضار عجلة جديدة |
Bana birini öldürdüğünü ve bunun hoşuna gittiğini söyledi. Bunun neresi doğru? | Open Subtitles | قالت لي مُنذ قبل أنّها قتلت بشريًّا وراق لها ذلك، أنّى لذلك صواب؟ |
Bugün biraz üstüne gittiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنك غضبت قليلاً عليـه |
Kâhyanın çocukları, Sigi'yi sadece kısa bir süreliğine gördüklerini onun diğer çocuklarla gittiğini söyledi. | Open Subtitles | أولاد مراقب الأرض قالوا أنه رأوا سيجي لمدة قصيرة و أنه ذهب مع أولاد آخرين |
Senin ona gittiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد فعلتُ، أخبرني أنّك ذهبت إليه |
İkincisi avukatımdan; karımla birlikte gittiğini söyledi. | Open Subtitles | والثانية كانت من محاميي تخبرني أنه غادر مع زوجتي |