"gittiğinizde" - Translation from Turkish to Arabic

    • عندما تذهب
        
    • عندما ذهبت
        
    • عندما ذهبتِ
        
    • عندما تذهبون
        
    • وصولكم
        
    Ve bugün, Haryana'daki bir okula gittiğinizde, her şey farklı görünüyor. TED إذًا اليوم، عندما تذهب إلى مدرسة في هاريانا، تبدو الأمور مختلفة.
    Bugün Bosna'ya gittiğinizde, 1990'larda başlarında gördüklerimizin gerçekleştiğine inanmanız neredeyse imkansız. TED عندما تذهب اليوم الى البوسنة لن تصدق على الاطلاق ان هذا البلد هو ذاته الذي شهد فظائع بداية التسعينيات
    Tişört almak icin bir alışveriş merkezine gittiğinizde bütün tişörtleri dener, ya da hepsini ister misiniz? TED عندما تذهب إلى محل ملابس لشراء قميص هل ستقوم بتجربة جميع القمصان في ذاك المحل وتريدها جميعًا؟
    - Toplanıp yeni ofise gittiğinizde ve beni davet etmediğinizde hiçbir şey demedim. Open Subtitles عندما ذهبت انت و الرفاق الى المكاتب الجديده ولم تدعونى لم اقل شئ
    Perdeleri kapatmak için pencereye gittiğinizde ne gördünüz? Open Subtitles وما الذي رأيتيه عندما ذهبتِ إلى النافذة لإغلاقِ الستائر؟
    Bunu şöyle düşünün: Yiyecek almak için markete gittiğinizde hepsi detaylı şekilde etiketlenmiş. TED فكروا في الأمر بهذه الطريقة: عندما تذهبون إلى متجر البقالة لشراء الطعام، فإن البطاقات تحتوي على بيانات مُفصلة.
    Motorlu taşıt bürosuna gittiğinizde sizin vereceğiniz karar üzerinde, o formu tasarlayan kişinin çok büyük bir etkisi olacak. TED عندما تذهب لإدارة المرور، فأن الشخص الذي صمم الطلب لديه نفوذ ضخم على ما ستتنهي بفعله.
    Havzaya gittiğinizde bazen bu sızıntıları görebilirsiniz. TED عندما تذهب إلى الحوض، يمكنك أحياناً أن ترى أنه يتسرب.
    Fransa'ya gittiğinizde çantanızı General De Gaulle mi taşıyor? Open Subtitles عندما تذهب الى فرنسا هل تجعل الجنرال دوجال يحمل أمتعة؟
    Hastaneye gittiğinizde durmayın. Sakın durmayın. Open Subtitles عندما تذهب الى المستشفى لا تتوقف , لا تتوقف
    Kankalarınızla bovlinge gittiğinizde, orada olacağım. Open Subtitles عندما تذهب للعب البولينغ مع رفاقك سوف أكون هناك
    Ha, bu arada Ajan Nash bir daha ki sefer tatile gittiğinizde tatil yapın. Open Subtitles بالمناسبة أيها العميل ناش المرة القادمة عندما تذهب في إجازة ابق في إجازة
    Eve gittiğinizde bodruma falan girmeyin. Open Subtitles عندما تذهب في البيت، لا تذهب إلى الطابق السفلي أو أي شيء.
    İzlanda'ya, Grönland'a gidiyorsunuz oraya gittiğinizde ekipman çalışsın istiyorsunuz. Open Subtitles و عندما تذهب الى هناك، تريد منها أن تعمل، و عندما شيئ ما لا يعمل، تشعر انك بعيد جدا من أي شيئ
    Rye'a gittiğinizde, at ambulansı gönderin. Open Subtitles وأرسل سيارة أسعاف الحصان عندما تذهب خلال راي
    Yemek yerken sizi izlerler, tuvalete gittiğinizde kapıya birini dikerler, ve sizi kilit altında uyumaya zorlarlar. Open Subtitles يراقبونكو أنتتأكل ويضعونرجلاًخارجباب دورة المياه عندما تذهب لهناك ويجبرونكعلىالنومرهنالاحتجاز
    Asıl mesele, siz gittiğinizde arkanızda bıraktıklarınız... hayatlarına devam eder. Open Subtitles و الشئ هو أنك عندما تذهب الناس الذين تتركهم يستمرون في الحياة
    Siz Londra'ya gittiğinizde babamın bize getirdiği süs. Open Subtitles انها الزينة التي اعطاني ايها والدي عندما ذهبت الى لندن
    Lavaboyu kullanmak için odaya gittiğinizde kapıyı kim kapattı? Open Subtitles اذاً، عندما ذهبتِ إلى الغرفة لاستخدام الحمام من أغلق الباب؟
    Sandık başına gittiğinizde önünüzde tek seçenek olduğunu unutmayın. Open Subtitles عندما تذهبون للصندوق تذكروا إنه هناك فقط إختيار واحد
    Aslında eve gittiğinizde onu tekmeleyin. Hepsi bu. Open Subtitles فى الواقع, أرفسوه عند وصولكم المنزل هذا كل شىء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more