"giyen" - Translation from Turkish to Arabic

    • يرتدي
        
    • ترتدي
        
    • يرتدون
        
    • يلبس
        
    • تلبس
        
    • يلبسون
        
    • ترتدى
        
    • مرتدياً
        
    • ارتداء
        
    • يرتدين
        
    • البدلات
        
    • ارتدى
        
    • وترتدي
        
    • الزرقاء
        
    • ترتديه
        
    Dediğim yere doğru bak. Sağındaki mavi yün tişört giyen adam. Open Subtitles الآن أنظر إلى الرجل في جانبك الأيمن الذي يرتدي قميص أزرق.
    Dediğim yere doğru bak. Sağındaki mavi yün tişört giyen adam. Open Subtitles الآن أنظر إلى الرجل في جانبك الأيمن الذي يرتدي قميص أزرق.
    - Haklısın, dostum, tuvaletini yaparken... - ...pantolon giyen tek hayvan erkektir. Open Subtitles أنت محق ياصديقي، فالإنسان هو الكائن الوحيد الذي يرتدي ملابسه أثناء الإخراج
    Gördüğüm kişi, sabahın onunda çivi topuk giyen oldukça seksi bir kadındı. Open Subtitles كانت امرأة مثيرة جداً ترتدي حذاء ذا كعب عالٍ في العاشرة صباحاً
    İlk atışlar, patlayıcı yelek giyen düşmanları öldürmek için olacak. Open Subtitles الطلقات الأولية سوف تقضي على الارهابيين الذي يرتدون السترات المفخخة
    Hayır, 34 beden giyen bir hırsız, seri katil değil. Open Subtitles لا، إنه يرتدي مقاس 10 وهو لص وليس قاتل متعدد
    Kendisi tutuklu iken, hizmetkarlarınızdan mavi palto giyen bir adam, ona para vermiş. Open Subtitles بينما كانت مسجونة, قام أحد خدمك ..رجل يرتدي معطفا أزرق بتقديم المال لها
    Hayır, haki rengi giysi giyen, elleri kelepçeli, tek ayakkabılı başka biri. Open Subtitles كلا ، إنّه رجل آخر يرتدي الكاكي ويرتدي قفازات يدوية وحذاء واحد
    Sandalet giyen beyaz bir adama içki ısmarlamıyordum, tamam mı? Open Subtitles أنا لم أكن اشتري لرجل أبيض يرتدي نعلاً مشروبات، مفهوم؟
    Parks Recreation üniforması giyen beyaz bir erkek şüpheli var. Open Subtitles إنه ذكر أبيض البشرة، يرتدي زياً يعود لمصلحة المنتزهات والحدائق
    Şimdiyse durmuş bana avcı gözlüğü giyen bir adamı bulamadığını mı söylüyorsun? Open Subtitles أتخبرني أنك لا تستطيع العثور على قاتل ماجور واحد يرتدي نظارة تصيد؟
    Benim için, tişörtümü giyen deli bir sürtükten başka bir şey değilsin. Open Subtitles أنتِ لا تمثلين شيئاً بالنسبة لي. فقط مجرد ساقطة مجنونة ترتدي قميصي.
    dedim. Beni taba renk kıyafet giyen, genç, kısa boylu kadın olarak gördüler. TED كانت نظرتهم لي كشابة قصيرة ترتدي بدلة سمراء.
    Yapma gözden tişört giyen gergin kıza satılmıştır. TED من أجل هذه الفتاة المتوترة والتي ترتدي قميصاً من العيون
    Bunlar dar kot giyen ve dünyanın onlara birşeyler borçlu olduğunu düşünen veletler. Open Subtitles هم مجرد شباب يرتدون الجينز السكيني من يعتقد بان العالم يحتويهم بعض الأحيان
    Eşkali, kırmızı kapüşonlu "sweatshirt" giyen şüpheliyi sekizinci kattaki yangın alarmını çalıştırırken gören bir görgü tanığının ifadesine dayanarak belirledik. Open Subtitles الرسم التقريبي بناء لأقوال شاهد عيان رأى المشتبه به يلبس ملابس رياضية حمراء ويطلق جهاز إنذار الحريق في الطابق الثامن.
    Gitmiş gibi, ama onun yerinde başka biri var aynı kıyafetleri giyen biri. Open Subtitles هو مثل هو ذاهب، لكن هناك شخص آخر في مكانه... تلبس نفس الملابس.
    Mekanı "Joseph, James Robinson'dur." yazılı tişörtler giyen bir sürü insanla doldurmuştuk. TED فقد ملأنا المكان بعملاء يلبسون قمصان كتب عليها "جيمس روبنسون هو يوسف!"
    İnsanlar hijab giyen kadınların dar görüşlü, radikal kişiler olduğunu sanıyorlar. Open Subtitles يعتقد الناس أن المرأة التى ترتدى الحجاب غير متفتحة و متطرفة
    Yanlış renkte bir tişört giyen, yanlış zamanda yanlış sokaktan geçen biri. TED أو أن يكون أحدهم مرتدياً قميصاً لونه لا يعجب أحدهم، في مكان خاطئ وفي وقت خاطئ.
    İslam ile müziği veya kot pantolon giyen gençleri karşılaştırmayın artık. Open Subtitles كفى خيارات مثل الإسلام أم الموسيقى أو الإسلام أم ارتداء البنطلون
    Güzel elbiseleri olan kadınlar. Uzun şapkalar giyen şık beyefendiler. Open Subtitles . سيدات يرتدين ثياب جميلة رجال أنيقين بقبعات طويلة
    Sen saçma sapan kıyafet giyen biriyle mi, partiye gittin? Open Subtitles ستجعلينني أرتدي إحدى البدلات الغبية من أجل الحفل, أليس كذلك؟
    Tüm filmde takım elbise giyen tek adamdı. Open Subtitles هو الرجلُ الوحيد فى الفيلم الذى ارتدى بدلةِ.
    Şaşkındı ve belki de biraz da olsa ikna olmuştu, fark etti ki evet, ben, Amerikalı gibi davranan, şort giyen, peçesiz bu kadın gerçekten de müslümandı. TED محتارةً، وربما مطمئنة بعض الشيء، أدركتْ الأمر، أنا، من تتصرف كأمريكية وترتدي قميصاً وليست محجبة، كنت مسلمة بحق.
    Mavi giyen adamlar. Nasıl gidiyor ahbap? Aç mısınız? Open Subtitles مرحباً بأصحاب الملابس الزرقاء هل انتم جائعون ؟
    Pantolon sadece giyen kişi tarafından çıkartılmalıdır. Open Subtitles خلع البنطال يجب أن يكون على يد من ترتديه حصراً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more