"giymeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • ارتداء
        
    • إرتداء
        
    • بارتداء
        
    • لبس
        
    • لإرتداء
        
    • بلبس
        
    • لارتداء
        
    • بأرتداء
        
    • للبس
        
    • أن تلبس
        
    Ben dürüstüm. Sen şu 300$ lık elbiseni giymeye başla. Open Subtitles أنا شريف يمكنك البدء في ارتداء بدلتك ب 300 دولار
    Üstümden düşen eski çirkin tişörtlerini giymeye can attığımı mı sanıyorsun? Open Subtitles أتعتقد أني أردت ارتداء قمصانك البشعة المستعملة التي ليست بمقاسي حتى؟
    Pek sevmedim fakat kıyafetlerimi geri giymeye üşendim. Open Subtitles في الواقع إنه لم يعجبني ولكن لم أشعر برغبة في إعادة إرتداء ما كنت أرتديه
    O, bu yıl aramızdan ayrıldı. Öldüğü güne kadar sadece beyaz giymeye devam etti. TED لقد ماتت هذا العام، وحتى يوم موتها، استمرت بارتداء الأبيض فقط.
    Kkdınlar peçe giymeye zorlandı ve markete bile gitmeleri yasaklandı. TED وأجبرت النساء على لبس الخمار ولم يسمح لهن الذهاب إلى الأسواق.
    Bana kalırsa, üniforma giymeye uygun değilsin. Open Subtitles طالما يتعلق الأمر بى, فأنت غير مهيء لإرتداء هذا الزي
    Elbisemi giymeye başladığımda kendisine 100 dolar borcum olduğumu söyledi. Open Subtitles عندما بدات بلبس ملابسي هي قالت بأنني مدين لها ب100
    Çarşaf, bir Pers geleneğidir. Evin içinde giymeye gerek yok. Open Subtitles الشادور هو التقليد الفارسي انها ليست ضرورية لارتداء الحجاب في الداخل
    Eskiden insanları burada saç filesi giymeye zorladığımın farkında mısın? Open Subtitles اتدركين أنني كنت أجبر الناس على ارتداء شبكة للشعر هنا؟
    Nihayetinde Albert bir akıl hastanesine kapatıldı ve hayatının geri kalanında elbise giymeye zorlandı. TED وحجز ألبرت في نهاية المطاف في مصحة عقلية وأجبر على ارتداء فستان حتى بقية حياته.
    Altın mahmuzlu çizme giymeye hak kazanmış bir şövalyelik istiyor. Open Subtitles ، لقد طلب رتبة فارس و أن يكون له الحق في ارتداء ، المهماز الذهبي
    Sanırım geldiğin yerde sadece fanila giymeye alışıktın. Open Subtitles أعتقد أنك تعودت علي ارتداء التيشرتات من حيث جئت
    Brezilya bugün ağır favori gösterilen ev sahibine karşı mavi giymeye zorlanıyor.. Open Subtitles ستجبر البرازيل على ارتداء الزي الازرق ضد صاحب الافضلية الدولة المضيفة
    Erkek gömlekleri giymeye bayılırım. Bakın kaykay yapıyorum. Open Subtitles أحب إرتداء أقمصة الرجال شاهدني وأنا أتزلج
    Her yıl, ter kokulu, kalabalık cehennem gibi, zıplayan şatolarda komik şapkalar giymeye zorlandım. Open Subtitles سنة بعد سنة، يجب أن أتحمل إرتداء القبعات الهزلية بينما أجبر على القفز داخل النطاطات المزدحمة و المتعرقة
    Zaten bayağı iyi yerlerdeyiz ama evet, sanırım insanlar tişörtlerimizi falan giymeye başlasa iyi olur. Open Subtitles نحن مشهورون بالفعل لكن سيكون من الأفضل أن يبدأ الناس في إرتداء ملابس عليها صورنا و ما شابه
    Beni topuklu giymeye ikna ettiğine inanamıyorum ve çanta almaya. Open Subtitles لا أصدق أنيج علتك تقنعيني بارتداء الكعب وشراء حقيبة
    Maske giymeye izin verildiği zaman burası gerçekten kalabalık oluyor. Open Subtitles إنه يصير مزدحم جداً عندما يسمح للناس بارتداء أقنعة
    Çorap giymeye başladım. Open Subtitles في جميع أنحاء سيّقاني أنا بدأت بـ لبس الجوارب
    Eğer karının doğum gününü kaçırmak seni rahatsız ediyorsa belki de üniforma giymeye geri dönmelisin. Open Subtitles إن كان يزعجك تفويت عيد ميلاد زوجتك فلربما عليك العودة لإرتداء الزي
    Yakışıklı bir adam değilim, ama saçımı yapmayı öğrendim, bu giysilerden giymeye başladım. Open Subtitles أتعلمون ، أنا لست برجل وسيم لكن تعلمت كيف أصفف شعري بدأت بلبس تلك الملابس
    Böyle devam et daha seksi kıyafetler giymeye başlayacaksın. Open Subtitles إذا بقيتَ على هذا المنوال، ستضطر لارتداء ملابس أكثر جاذبية
    Seni burada tutmak istiyorum ve hepimiz Alaska'ya gitmene yardımcı olmak istiyoruz ama artık ayağına çorap giymeye başlasan iyi olacak. Open Subtitles وانا اريدك ان تذهب لألاسكا ولكن عليك بأرتداء شراب.
    Uykusundan uyanmış olmalı, çizmelerini giymeye ancak zaman bulmuştur. Open Subtitles سيكون مستيقظاً من النوم و بالكاد لديه الوقت للبس الحذاء
    Kabarık gömleği Today Show da giymeye kabul ettiğinden beri butiklerden ve mağazalardan sürekli siparişler alıyor. Open Subtitles منذ أن وافقت على أن تلبس القميص الفضفاض في البرنامج، وهي تتلقّى طلبيات كثيرة من المتاجر الكبرى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more