| Savaştan sonra, atomu saran gizemler ve anlaşmazlıklara tutulmuştu. | Open Subtitles | بعد الحرب سيطر على دي برولي الغموض و الجدل الذي يكتنف الذرة |
| Bilimin açıklayamadığı bazı gizemler mevcuttur. | Open Subtitles | أتعرف، هناك بعض الغموض الذي لا يستطيع العلم تفسيره، |
| Jennie etrafında dönen gizemler, düşüncelerimi allak bullak etmişti. | Open Subtitles | "من الغموض المحيط ب " جينى تحولت أفكارى بعيداً |
| Elbette gizemler vardır, fakat gizem yalnızca bir gizemdir. | TED | بالطبع توجد أشياء غامضة ولكن الأشياء الغامضة تكون غامضة. |
| Sanırım bazı gizemler çözümsüz kalsalar daha iyi. | Open Subtitles | أعتقد أن بعض المسائل الغامضة منالأفضلتركهابدونحل. |
| İzleyin, gizemler mağarasına giden yolu. | Open Subtitles | اسلكا الطريق المؤدي الى غار الأحاجي المحظورة |
| Tarihteki gizemler, sunucunuz Peter Graves. | Open Subtitles | الغموض في التاريخ مع مقدمكم بيتر غرافيس |
| gizemler kendi kendilerini ele verirlerdi. | Open Subtitles | كل الغموض بدي أنه خارج من أنفسهم |
| Bütün gizemler de aynıdır. | Open Subtitles | -كلاّ، إنّما هو غامض، وكلّ الغموض هي نفسها . |
| Aklını kurcalayan gizemler en sonunda... | Open Subtitles | ... اخيرا , الغموض الذى كان يطاردك |
| gizemler burada da bitmiyor. | Open Subtitles | الغموض لم يقف هنا |
| Ne gizemler barindiriyorsun kim bilir içinde. | Open Subtitles | الغموض بداخلك |
| Orada bir yerde büyük gizemler var. | Open Subtitles | هنالك الكثير من الأشياء الغامضة في الخارج |
| Yasaklı gizemler mağarası, öyle mi? | Open Subtitles | هل قال غار الأحاجي المحظورة؟ |