"hücredeki" - Translation from Turkish to Arabic

    • الزنزانة
        
    • بالزنزانة
        
    • داخل الخلية
        
    • في الخلية
        
    Sen ve yan hücredeki çocuk üzerinde çok etkim var. Open Subtitles لدي أدلة شبه مؤكدة أنك أنت وزميلك في الزنزانة المجاورة
    Tırnak makasıyla, hücredeki ızgaranın etrafını kazıdım. Open Subtitles لقد أخذت قلامة اظافر، وقمت بعمل فجوة دائرية في نهاية الزنزانة.
    Tırnak makasıyla, hücredeki ızgaranın etrafını kazıdım. Open Subtitles لقد أخذت قلامة اظافر، وقمت بعمل فجوة دائرية في نهاية الزنزانة.
    - hücredeki adam nerede? - Dana. Open Subtitles أين الرجل الذي كان بالزنزانة ؟
    Her sİRNA molekülü hücredeki belli bir geni kapatabilir. Bilim insanları, bu molekülün keşfinden TED يستطيع كل جزيء من الرنا القصير إيقاف جين معين داخل الخلية.
    Vücut içine yapay maddeler aldığı zaman aslında bu madde kas hücresinin içine erişiyor bu hücredeki reseptörler ile birleşir.. Open Subtitles لذلك في الجسم ، عندما تأخذها بشكل صناعي فإنها تدخل إلى خلية العضلة و تثبت عند المستقبلات الموجودة في الخلية
    Ne polis, ne basın, ne de hücredeki çocuklarla, kimseyle iznim olmadan konuşmayacaksın. Open Subtitles لا مع الشرطة, ولا مع الصحافة, رفاقك فى الزنزانة لا أحد بدون إذن منى أتفهم؟
    Yan hücredeki çocuğa herşeyi anlatmış. Open Subtitles هل ذكر كل شيء للولد في الزنزانة المجاورة له؟
    Bu hücredeki havanın normal kimyasal bileşimi. Open Subtitles هذا هو التركيب الكيميائي الطبيعي للهواء في هذه الزنزانة
    Diğer kurban nerede, hücredeki adam? Open Subtitles أين الضحية الآخر الرجل الذي كان في الزنزانة ؟
    7:30 dakikadır, hücredeki adamın asılması söz konusu. Open Subtitles خلال سبع دقائق ونصف,الرجل في تلك الزنزانة سيتم اعدامه جراء ارتكابه جريمة قتل
    Gözlerini hücredeki adamdan ayırma. Senin ifadenle içeri atacağız onu. Open Subtitles راقب هذا الرجل في الزنزانة لأن شهادتك هي التي ستجعله يُسجن
    O hücredeki kötülügü yok etmekle görevlendirilen ışığım ben. Open Subtitles ولكنني النور، مكلف بقهر ذلك الشيطان دخل الزنزانة
    İstediğin gibi hücredeki kızı kurtarmaya çalıştım. Open Subtitles حاولت إخراجها من الزنزانة كما طلبت تمامًا.
    hücredeki o herifte sevgi duygusu yok. Open Subtitles ذلك الرجل المُتواجد بتلك الزنزانة ليس قادراً على الحُب
    Teleskopik bir aynam var böylece yan hücredeki çocuklarla konuşabiliyorum. Open Subtitles أملك مرآة تصغير لكي أتمكن من الحديث إلى الرجال في الزنزانة المجاورة
    Çünkü tuvaletteki... sıralı küçük odacıklar 8'e 7 hücredeki alandan birazcık daha büyüktü. TED لأن دورة المياة ... صف الغرف الصغيرة التي كانت أكبر بقليل من الزنزانة 8 على 7.
    Üçüncü hücredeki bayanlar, kaslarınız mı ağrıyor? Open Subtitles السيدات في الزنزانة 3 ألم في العضلات؟
    - hücredeki doğru, şimdi de doğru. Open Subtitles -لا حسناً في الداخل تلك الزنزانة عرفت الحقيقة الآن
    Tek gördüğüm hücredeki fotoğrafları. Open Subtitles لا أرى إلّا صورته بالزنزانة.
    Bizden önce hücredeki herifler Mitch ve Jeremy'miş. Open Subtitles الأشخاص الذي كانوا بالزنزانة من قبلنا (هم (جيرمي) و (ميتش
    Bu olduğunda, hormon reseptörü kombinasyonu bir dizi etkiye neden olur. Bu etkiler, bir hücrenin hareketini değiştirmek için hücredeki belli işlemlerin artmasına ya da azalmasına neden olur. TED عندما يحدث هذا، يحفّز مركّب الهرمون المستقبل هذا مجموعة من التأثيرات التي إما تزيد أو تنقص من عمليات محددة داخل الخلية لتغيير طريقة تصرف تلك الخلية.
    Bağlı RNA'ların dizilimiyle eşleşen alanlar bulmak için hücredeki bütün DNA'yı tarıyor. TED فهو يبحث في الحمض النووي كله في الخلية ليجد مواقع تطابق التسلسلات في الحمض النووي الرايبوزي المندمج.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more