| Baban önemsiz bir hırsızdı ve yapacağın hiçbir şey ondan bir farkın olmadığı gerçeğini değiştirmeyecek. | Open Subtitles | كان والدك لصاً سخيفاً، وكلّ شيءٍ تفعله لا يُغيّر من حقيقة كونك من نفس السلالة. |
| Ağabeyin bir hırsızdı ve korkarım, bunu hayatı ile ödemesi gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد كان شقيقكِ لصاً. لذا، عليه دفع الثمن وهو حياته |
| Kaçan önemsiz, küçük bir hırsızdı zaten. | Open Subtitles | على أيّة حال، نيافتك، إنه لص تافه مثير للشفقة فحسب. |
| Kocan da hırsızlık soyundan gelen bir hırsızdı alt tarafı. | Open Subtitles | و ها هو زوجك .. ليس أميرا .. إنه لص |
| Ve o bir hırsızdı. Onu heykelcikten kopartmış olmalı. | Open Subtitles | لقد كان لصّاً لا بدّ أنه أخذه من التمثال. |
| Blaney alçağı bir hırsızdı. | Open Subtitles | نعم .. بلانى كان لصا .. وغد حقيقى |
| Çünkü annesi kan emici, babasıysa hırsızdı. | Open Subtitles | لأنّ والدته مصّاصة دماء ووالده لصّ. |
| Duymak istersen bir teorim var. Galiba o bir hırsızdı. | Open Subtitles | لدي نظرية, إذا كنت تريد سماعها أعتقد أنها كانت لصة |
| Yeni iş ortağımla ilgili küçük bir detay: kendisi hırsızdı. | Open Subtitles | هناك شئ صغير حول شريكي الجديد: كان لصاً |
| Kıyafetler için de öyle. Küçük çaplı soygun yapan hırsızdı. | Open Subtitles | وايضاً للملابس كان لصاً صغيراً |
| Korkusuzu bir hırsızdı. | Open Subtitles | كلا، كان لصاً ميت القلب. |
| Kentteki karışıklığı çıkaran sıradan bir hırsızdı. | Open Subtitles | الذي تسبب في تلك الاضطرابات في المدينة كان لص عادي |
| Ya da kimsenin evde olamadığını bilen sıradan bir hırsızdı. | Open Subtitles | أو لص الإعداد أهمية انعقاد مطحنة الذين يعرفون لا أحد كان المنزل |
| O bir hırsızdı, bir katil. | Open Subtitles | ولقد كان لصّاً وقاتلاً وقد فعلتُ كلّ ما بوسعي للقبض عليه |
| Siz ikiniz birbirinize yardım ettiniz. Robin eskiden lanet olası bir hırsızdı! | Open Subtitles | فقد ساعدتما بعضكما بعد أنْ كان لصّاً لعيناً |
| Babam bir hırsızdı. Ben de yapamadım. | Open Subtitles | أبي كان لصّاً لذا أنا لا أستطيع |
| Tabii, 15 yıl önce! Ama o iyi bir hırsızdı. | Open Subtitles | بالتأكيد منذ خمسة سنوات كان لصا جيدا |
| Mark bir yalancı ve hırsızdı ve ben de ona bunu ödettim. | Open Subtitles | مارك كان كاذبا و لصا و جعلته يدفع الثمن |
| o bir hırsızdı ve bir terörist. | Open Subtitles | لقد كان لصا... وارهابيا |
| Jacob K. kumar sorunu olan küçük bir hırsızdı. | Open Subtitles | يعقوب كان لصّ تافه مع مشكلة القمار |
| Jacob K. kumar sorunu olan küçük bir hırsızdı. | Open Subtitles | يعقوب كان لصّ تافه مع مشكلة القمار |
| Jane ne entrikacı, ne üçkağıtçı ne de hırsızdı. | Open Subtitles | ولا لصة جين عرفت أنها من داخلها كان قلبها أبيض |
| Kurban soygun yapmakta olan bir hırsızdı. | Open Subtitles | الضحية كانت سارقة وكانت فى مُنتصف الطريق للسطو على المكان |