"hırsızlık" - Translation from Turkish to Arabic

• السرقة
• تسرق
• يسرق
• السطو
• السرقات
• بالسرقة
• أسرق
• للسرقة
• سرقات
• سرقه
• والسرقة
• سرقت
• لص
• اللصوص
• السرقه

Namuslu insanları aramaya hiç lüzum yok, burda hırsızlık kimin adetidir hepimiz biliyoruz.
لا داعي للتوقف وتفتيش الناس الشرفاء كلنا يعلم من الذي يحب السرقة هنا

Vahşilerin hırsızlık amacıyla yaptıkları bir saldırıdan başka bir şey olduğu sonucuna varmama neden olacak bir şey görmedim.
لم أرَ شيئاً قد يؤدي بي للإستنتاج إلا أنه كان شيء آخر غير هجومٍ قام به متوحشين بغرض السرقة

Mahkûmiyet Tarihi 27 Aralık 2000, hırsızlık ve zimmete para geçirme.
أُدين في 27 ديسيمبر عام 2000 بجريمة الاختلاس و السرقة البسيطة

Belki iş arasaydın hırsızlık yapmazdın.
ربما ، لو بحثت حقا عن عمل فلن تكون مضطرا ان تسرق

Birinin yemek almak için paraya ihtiyacı olduğunda hırsızlık yapmasına anlayış gösterebilirsiniz.
تستطيع فهم لماذا الرجل يسرق إذا إحتاج مالًا لوضع طعام على المائدة

Aynı 2011'deki hırsızlık suçundan şartlı tahliye edildiğiniz hakkında fikriniz olduğu gibi.
أنت تعلم أنك تحت الإفراج المشروط بسبب تهمة السطو تلك في 2011

Sohbet bol ama ufak tefek hırsızlık ve bilardo sopası darbesi az.
الكثير من المحادثة , و القليل من السرقات و الضرب بعصا البلياردو

Stan, iş verenlerin senin son 3 işinden... hırsızlık yüzünden atıldığını biliyor mu?
ستان هل يدرك أصحاب الفندق بأنك طُردت من مهنك الثلاث الماضية بسبب السرقة

hırsızlık yüzünden okuldan atıldı ve çok izole bir çocuk...
ولقد طرد من المدرسة بسبب السرقة وهو طفل منعزل جدا

Sanırım asıl gerekçe hırsızlık değildi. Bu yer antikalarla dolu.
لا أعتقد أن السرقة هي الدافع، هذا المكان مليئ بالتحف

Memurluklara güvenilir ve onurlu adamlar seçilirse, hırsızlık ve rüşvet biter.
عندما يتم اختيار الرجال الموثوق بهم ليكونوا ضباط السرقة والفساد يختفيان

Buradan hırsızlık ve rüşvet ile ilgili kanıtınız olduğunu anlıyorum.
الان ، افهم انه لديك دليل على السرقة و الرشوة

Demek istediğim, neden hırsızlık veya zorla girme olayı yapmıyorsun?
أعني، ألم يكن بإمكانك السرقة أو التعدي على ممتلكات الغير

-Sonra evi dağıtırsın... ki hırsızlık için yaptın sanılsın ve bir an önce... arabaya gelirsin.Sonrası doğru niagara şelaleleri.
ثم تسرق المنزل لتبدو كعملية سرقة وتعود الى تلك السيارة ونعود باقصى سرعة الى شلالات نياجرا

O hırsızlık nedir bilmez. Namuslu, kendi halinde bir delikanlıdır.
لن يسرق شيئا انه شاب طيب انه يحافظ على هدوئه

Son zamanlarda etrafda hırsızlık olayları oluyor.
كان هناك سلسلة من عمليّات السطو هنا في الآونة الأخيرة

Sonra Buck yalnızca ziyarete gittiğimizi... ve hırsızlık veya soygun yapmayacağımızı söyledi.
وباك قال أننا سنذهب لزيارة قصيرة ولن نشارك فى السرقات والسطو

Seni hırsızlık, soygun ve bıçak yüzünden de ağır saldırı.
انهم يتهمونك بالسرقة والنهب والسكين , تجعل هذا إعتداء متفاقم

Gökkuzgunun pencere pervazından parlak şeyleri çalması gibi hırsızlık yapan usta bir hırsız.
لصٌ أستاذ يسرق الأشياء ـ ـ ـ أنا لا أحاول أن أسرق شخصياتك

Bana hırsızlık numaraları veriyorsun ve yalanlara mı tahammülün yok?
انت تعطينى نصائح للسرقة و لا يمكنك تحمل الاكاذيب ؟

Memur Lee, bak bakalım ev sahipleri herhangi bir hırsızlık ihbarında bulunmuş mu?
الضابط لي، انظر إذا كان أصحاب هذه المنازل قد أبلغوا عن أي سرقات

Bunu hırsızlık olarak görmüyorum, çünkü Chuck'la ben bir nevi hayat ortağıyız.
الآن , لا أعتبرها سرقه منذ أن صرت أرى تشاك أصدقاء حياة

Çünkü tim bana bağlıyken hırsızlık/ Cinayet Bürosunda Yüzbaşı olarak yetkimi budamıyordu.
عندما كانت تحت قيادتي، لم تكن تقلل سلطتي كقائد قسم القتل والسرقة

Zaten senin olanı çaldığın zaman da hırsızlık oluyor mu?
هل تُعتبر سرقة إذا ما سرقت أشياء هي بالأصل لك؟

Fred çok şey yapmış olabilir fakat hırsızlık buna dahil değil.
فريد قد يكون الكثير من الأشياء لكن لص ليس واحدا منهم

Ruhunda hırsızlık olan biri bunu düşünür ancak.
اللصوص هم فقط الذين يفكرون بى بهذة الطريقة

hırsızlık söz konusu olduğunda Alaaddin'le başa çıkamazdı.
لم يمكنه قهر رجل مثل علاء الدين عندما لجأ إلى السرقه كان أستاذا