Büyük miktar altına ebedi seyahatten daha fazla ilgi duyan hırsızlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك اللصوص الذين يهتمون بسرقة الذهب اكثر من اهتماممهم بالرحلة الابدية |
Dilenciler, hırsızlar bu cennette su kenarındaki kör kaplanlar balıkçılar ve de düşünürler. | Open Subtitles | المتسولين، اللصوص هنا فى الفردوس النمور العمياء على الميناء السماكين والمنشقين هو وهى |
Fakat Paradise'daki soyguncular, atik hırsızlar değirmenciler, su kenarındaki balıkçılar Fahişeler ve travestiler. | Open Subtitles | المتسولين، اللصوص هنا فى الفردوس النمور العمياء على الميناء السماكين والمنشقين هو وهى |
Bana göre, bu adamlar aslında isyancı değil, sıradan hırsızlar. | Open Subtitles | أعتقد أن هؤلاء القوم ليسوا من المتمردين، لكنهم لصوص كذلك |
Peşinde olduğumuz hırsızlar çetesi sonunda planladıkları işte başarılı oldular. | Open Subtitles | مجموعـة لصوص كنّا نتعقبهـا أخيرًا قاموا بعمل كانوا يخطّطون له |
Bu ada kapalı küçük bir adadır. sahiller, korsanlar, hırsızlar.. | Open Subtitles | إنها جزيرة صغيرة وهي موطن اللصوص والقتلة وكل قراصنة الكاريبي |
Aa bırak şimdi. Gerçekten şu hırsızlar kabilesinin yiyecek kaçakçılığı yapmıyor mu sanıyorsun? | Open Subtitles | بالله عليكي , ألا تظنين أن هؤلاء اللصوص قد هربوا بعض الطعام أيضاً؟ |
Biz hırsızlar, bok gibi parası olan zenginlerden çalıp yoksullara dağıtırız. | Open Subtitles | نحن اللصوص نسرق أموالاً قليلة من الأثرياء القذرين ونوزعها على الفقراء. |
Kaynakların dediğine göre hırsızlar milyonlarca dolar değerinde askeri düzeyde silah çaldılar. | Open Subtitles | المصادر تقول أن اللصوص هربوا بأكثر من مليون دولار من أسحلة الجيش, |
Kaynakların dediğine göre hırsızlar milyonlarca dolar değerinde askeri düzeyde silah çaldılar. | Open Subtitles | المصادر تقول أن اللصوص هربوا بأكثر من مليون دولار من أسحلة الجيش, |
Bütün hırsızlar dikkat etsin! Çalınan bu mücevher için 24 kırbaç cezası. | Open Subtitles | تحذير لكل اللصوص 24 جلدة لكل من يحاول سرقة تلك الجوهرة |
Uzanabileceğinin ötesinde bir şey, seni hırsızlar prensi. | Open Subtitles | انها شئ بعيد عن متناول يديك يا أمير اللصوص |
Şehir hırsızlar tarafından işgal edilmiş durumda ama siz zengin bir hayat sürmek için Lagana ve Stone'u koruyorsunuz. | Open Subtitles | ان مدينتنا تعانى من وطأة اللصوص وانت تقومين بحماية لاجانا و ستون من اجل حياة رغدة ناعمة |
Eğer kanunen Ekselans'a ait dokümanları kastediyorsanız, boğaz kesen devrimci hırsızlar ele geçirmesin diye transfer edildi. | Open Subtitles | إذا كنت تشير إلى النواحى القانونية لحكومة صاحب الجلالة فإن الوثائق تم نقلها بعيدا عن متناول اللصوص الثائرين |
hırsızlar bile siyasetçilerden onurludur. | Open Subtitles | ربما يكون هناك بعض الشرف بين اللصوص ولكن لا يوجد اى شرف بين السياسيين |
Kimseyi... en yakın dostlarım kötüler ve hırsızlar oldu hep... bu yaştan sonra ömrümün geri kalanını yeni bir sayfa açarak mı geçireceğim? | Open Subtitles | لا احد كل معارفى الاعزاء اوغاد و لصوص لذا يجب الآن ان ابدأ حياه جديدة |
Düğün günü, hırsızlar ormanının boşaltılmasını ve içindeki herşeyin tutuklanmasını istiyorum. | Open Subtitles | فى يوم الزفاف أريد أن يخلى سبيل جميع لصوص الغابه و جميع المقبوض عليهم |
hırsızlar ormanı boşaltıldı. Şato kapısında 30 nöbetçi var. | Open Subtitles | تم إخلاء سبيل لصوص الغابه ثلاثين رجلا يحرسون بوابة القلعه |
Bütün hırsızlar soygunda vazgeçerse, polisler ne yapar? | Open Subtitles | إذا لم يقم اللص بالسرقة فماذا سيفعل الشرطي ؟ |
Orada pervaneler ve pas dahi bozulur ve hırsızlar saldırır ve çalar. | Open Subtitles | حيث يفسد السوس والصدأ، وحيث ينقب السارقون ويسرقون |
Halk gittikçe vahşileşiyor, etraf hırsızlar ve canilerden geçilmiyor. | Open Subtitles | لماذا يعبث بالناس اللّصوص والسّفاحون فى كل الأنحناء |
hırsızlar ve katillerle birlikte yeni tamamlanan Sweetwater Hapishenesi'ne gidiyorsun. | Open Subtitles | ستيعيش مع القتلة واللصوص. .. في كاليفورنيا المبني حديثا |
Kalan adamlar da adam bile değil. Köy oğlanları ile hırsızlar. | Open Subtitles | والكثير من الرجال هناك ليسوا رجال بل هم مجرد مزارعين ولصوص |
Küçük bir düzenbaz olduğum için hapse girmeliyim. Sadece büyük hırsızlar serbestçe dolaşır. | Open Subtitles | لأنني محتال صغير أذهب للسجن أما المحتالون الكبار فهم طلقاء |
Sylmar'daki banka soygununu gerçekleştiren hırsızlar kısa sürede yakayı ele verdi. | Open Subtitles | سارق بنوك يستسلم في سيلمار يبدو انه لم يكن سريعا كفايه |
Dosyalarınızdan anladığım kadarıyla hırsızlar çaldıkları paraları düzenli olarak faiz getirecek şekilde yatırıyormuş. | Open Subtitles | أن هؤلاء السارقين واصلوا على الدفع العادي على كل المال الذي سرقوه مما يصل إلى 12 مليون دولار |
Orada pervaneler ve pas dahi bozulmaz ve... hırsızlar saldırıp çalamaz. | Open Subtitles | حيث لا يفسد سوس ولا صدأ وحيث لا ينقب سارقون ولا يسرقون |
Evet, o şey, hırsızlar için davetiye çıkartıyor. | Open Subtitles | أوه نعم , أشياء كهذه هي بمثابة دعوة للصوص للدخول |
Onaların iki kişi olduklarını hep biliyordum.. Bheem ve Nadeem de bunlar gibi hırsızlar vardı.. | Open Subtitles | " لقد كان هناك لصان في " ناجبارا " تماماً مثل " باهيم و ناديم |
Hata bana ait. hırsızlar ve caniler gibi gece saldıracağınızı öngörmeliydim. | Open Subtitles | إنه خطئي، لأني لم أفكر بانك ستهاجم في الليل كاللصوص والسفاحين |
Durdurun onları' hırsızlar' Eşkiyalar' Durdurun onları' | Open Subtitles | أوقفوهم، لصوص سارقين.. أوقفوهم |