Doktor Schwartz'ın dediği gibi biraz hırslı olmak zorundasın. | Open Subtitles | كما قال دكتور شوارتز عليك أن تتحلى ببعض الطموح |
Warren Komisyonu, bir komplonun varlığını kabul etmek... ya da araştırmayı derinleştirmek yerine... hırslı savcı Arlen Spector'ın öne sürdüğü kuramı destekledi. | Open Subtitles | بدلا من الاعتراف بوجود مؤامرة أو مواصلة التحقيق لجنة وارين أيدت نظرية طرحت من قبل المحامى الطموح ارلين سبيكتور |
Bu şimdi biraz hırslı görünebilir, ama kendinize baktığınızda, ellerinize baktığınızda, yaşıyor olduğunuzu fark edersiniz. | TED | قد يبدو هذا طموحاً مفرطاً إلى حد ما، لكنك حين تنظر إلى نفسك، وحين تتأمل يديك مثلاً، تدرك أنك حى. |
Ancak son derece hırslı bir yaklaşıma girişmek üzereyiz, ki her tahılda hâlihazırda mevcut olan gen takımının hepsini açmayı hedefliyoruz. | TED | ولكننا على وشك أن نبدأ طريقا طموحا جدا، نأمل فيه تفعيل مجموعات كاملة من الجينات الموجودة فعلا في كل محصول. |
Ayrıca işle ilgili bazı huzursuzluklarım da var. Bunu fark etmemiş olabilirsin ama ben çok hırslı biriyimdir. | Open Subtitles | كما أني لا أشعر بالإستقرار نحو عملي, أنت لا تعرف هذا, لكنني طموحة للغاية |
Biraz daha içse ve daha az hırslı olsa... birçok hayat kurtulurdu. | Open Subtitles | كان بإمكانه أن ينقذ الكثيرين عن طريق إكثاره من الشراب والحد من طموحه الشديد |
Ona feminist liberal bir ikondan fırsatçı gizli bir muhafazakara soğuk ve hırslı birinden sıcakkanlı, çekici ve haksız yere suçlanmış birine kadar her şey söylendi. | Open Subtitles | لقد لقبت بكل شيء , بدايةً من الرمز المتحرر النسائي إلى المتحفظة المنغلقة الإنتهازية صلبة وطموحة |
Yetiştirdiğin patatesleri sen topla hırslı çocuk. | Open Subtitles | إزرع البطاطا وإحصدها بنفسك أيها الولد الطموح |
Cuervo'da adam ve ateşgücü var ancak Hershe çok hırslı. | Open Subtitles | جيركوف لديه اعداد كبيرة واسلحة ولكن هيرش لديها الطموح |
hırslı kişi bir rüyanın gölgesidir ancak. | Open Subtitles | لان مادة الطموح ما هى الا ظل منعكس من حلم |
Bir kadının hırslı olması bazı insanlara hoş gelmiyor, bunu bazen unutuyorum. | Open Subtitles | الطموح الانثوي قد يبدو غير مرغوب بنظر بعض الناس و أنسى ذلك احيانا |
Bu bugüne kadarki en hırslı ve en çok tartışmaya yol açan fikirleri bu olmalı. | Open Subtitles | و التي ستكون أكثر أفكارهم طموحاً و إثارة للجدل حتى ذلك الوقت |
Onlar, en hırslı ve en azimli olanlardır | Open Subtitles | , أكثر الجرّاحين طموحاً و أكثرهم اندفاعاً |
- Bir de kendime hırslı derdim. | Open Subtitles | هذا سوف يُنجي التاريخ إعتقدت بأني كنت طموحاً |
Kısa vadeli amaçlarımız biraz daha az hırslı. | Open Subtitles | سامحينا , ولكن أهدافنا المباشره إلى حد ما أقل طموحا |
hırslı ve çıkarcı piçin teki olmasa işi zaten ona vermezdim. | Open Subtitles | اذا لم يكن وغدا طموحا حقيرا لم أكن لأعينه لدي في البداية |
Seema gibi hırslı bir kızın Rahul'la nasıl evlenir anlamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أفهم شيئا لماذا لفتاة طموحة مثل سيما أن تتزوج راهول؟ |
hırslı olmayan kadınlar grubu içine onu dâhil etmek ne işe yarar ki? | Open Subtitles | ما الفعل الجيد لفعل ذلك نضعه فى مكان مع مجموعه من النساء الغير طموحه |
Hem becerikli, hem güzel, hem hırslı hem de Sergey ve Larry'nin rafta hoş duracaklar listesinde olmanın ne demek olduğunu bilirim. | Open Subtitles | أنا أعلم ماذا يعني أن تكوني قادرة، جميلة وطموحة وتكوني على قائمة مثل سيرجي ولاري |
Acımasız, hırslı bir adamdır ve medyatik olduğu için davayı silip süpürür. | Open Subtitles | إنه وضيع، وطموح وسوف يتولى هذا الأمر بسبب الضجة الإعلامية |
Musa'nın yaptığını yapmaya çalışan hırslı bir adamdı ve yoldaşlarını Kızıl Deniz'e götürdü. | Open Subtitles | رجل عاطفي حاولوا ملاحقته كـ مثال موسى و ارشد اصدقائه عبر البحر الاحمر |
Bakın, benim saldırgan, hırslı, duygusuz bir cadı olduğumu düşündüğünüzü biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنكم تعتقدون بأنني مندفعة و طموحة, باردة القلب, سافلة |
Tanrım, bu kadar hırslı olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | يالهي لم اكن اعرف انك تنافسية الى هذا الحد |
Hâlâ bu kadar hırslı olmasına hayranım doğrusu. | Open Subtitles | فأنا أحب أنها لا تزال لديه طموحات عديدة لنفسها. |
Evine şöyle bir bakınca, çok hırslı biri olduğun anlaşılıyor. | Open Subtitles | من منظر شقتك ,أستطيع أن أقول أنك شخص عاطفى جداً |
hırslı insanların benimsemesi gereken pek çok şeyden rahatsız oldukları gibi. | Open Subtitles | كما سيثورون ضد أمور كثيرة والتي لابد وأن يعتنقها الرجال الطموحين. |
Sürükleyici olmuyor çünkü o dünyanın en hırslı insanı. | Open Subtitles | والذي كان عائقاً لأنه الرجلُ الأكثر تنافساً |
Asil Brütüs, Sezar hırslı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال لكم بروتس النبيل إن قيصر كان طماعا |