| En yüksek hızda, 2 saatten az zamanda burada olur. | Open Subtitles | في السرعة القصوى، هو سيكون هنا في أقل من ساعتين |
| Ama öleceksen bu hızda ölemezsin. Evet! Bebeğimin nasıl da gittiğine baksana. | Open Subtitles | لن يكون بتلك السرعة نعم، انظروا ماذا تستطيع ان تفعل تلك الطفلة |
| Bu hızda giden birinin ceza yemek için vakti yoktur. | Open Subtitles | شخص يقود بهذه السرعة لا وقت لديه للحصول على مخالفة |
| James Clark Maxwell ışığın sadece tek hızda hareket ettiğini söylüyor. | Open Subtitles | لكن جايمس كلارك ماكسويل قال ان الضوء يتحرك بسرعة واحدرة فقط |
| Stella'nın uzay gemisi ışık hızının % 86,6’sında seyahat ederek 10 ışık yılı uzaklığındaki bir yıldızı ziyaret edecekti ve aynı hızda Dünya'ya dönecekti. | TED | ستسافر مركبة ستيلا بسرعة الضوء بنسبة 86.6٪ لزيارة نجم يبعد 10سنوات ضوئية، ومن ثم العودة إلى الأرض بالسرعة نفسها. |
| En üst hızda, minyatürleştirme derecesi için uzaklığı ayarlayarak geminin kalbe ulaşmasını sağlamak 57 saniye. | Open Subtitles | عند السرعه القصوى عدل المسافه للدرجه التى فى التصميم هذه الغواصه يجب ان تصل الى القلب فى 57 ثانيه بالظبط |
| Ve o basit, yavaş hızda veri akısı yaratıyor saniyede 10,000 bit, saniyede 20,000 bit. | TED | و يخلق دفق من البيانات بسيط منخفض السرعة 10,000 بت في الثانية 20,000 بت في الثانية |
| Ama mesela, bisikletçiler de aynı hızda gidiyor. | TED | و لكن سائقي الدراجات، علي سبيل المثال، تكون لديهم نفس السرعة. |
| ve içinizde gerçekleşenle nerdeyse aynı hızda. Hata düzeltme ve bazı diğer şeyleri göstermedim. | TED | وان مايحدث في داخل اجسامكم يحدث تقريبا بذات السرعة التي تم عرضها لقد تركت اعطاب نقاط الاتصال و بعض الامور الاخرى |
| Bunları aynı hızda döndürürseniz, robot havada duruyor. | TED | اذا أدرت تلك الدوارات بنفس السرعة ، يحوم الروبوت. |
| Aslında bu hızda uçabilmek için katedilmek istenen pekçok yörünge vardı. katedilmek istenen pek çok yörünge vardı. | TED | لا، كان هناك أجزاء عديدة من خط مسارها كانت في غاية التعقيد من ناحية الطيران الفعلي بتلك السرعة. |
| Aynı şeyi okuduğum hızda oynatmayı rica edeceğim. | TED | سأحاول أن نشغله بنفس السرعة التي أقرأ بها |
| Çift taraflı hız kontrolü sağlayan çubuk filmi istediğim hızda izlememi sağlıyor. | TED | الرأسان المنزلقان يتحكمان في السرعة مما يمكنني من مشاهدة الفيلم بسرعات مختلفة، للامام او العكس. |
| işte öğrenme yeteneği -- yüksek hızda bir arabada kaza yapmak gibi. | TED | وتعلم المهارات كـ التواجد في حادث سيارة عالية السرعة |
| Yeni teknolojimizle, yalnızca tek bir veri akışını değil, aynı anda binlerce veri akışını yüksek hızda transfer edebiliyoruz. | TED | نبث باستخدام تقنيتنا ليس فقط دفق بيانات واحد نحن نبث الآلاف من تدفقات البيانات بالتوازي بسرعة اعلى حتي |
| Burası, bir izci gemisinin en yüksek hızda 1 günde Dünya civarına gelebileceği tek Goa'uld gezegeni. | Open Subtitles | أنه العالم الوحيد الذي احتله الجواؤلد ويقع ضمن مدى سفينة الاستطلاع من الأرض بالسرعة القصوى |
| Moya'nın itici sistemleri bu hızda normalden daha fazla ısı üretiyor. | Open Subtitles | نظام دفع "مويا" يصدر حراره أكثر من المعتاد على هذه السرعه |
| Bu hızda para harcamayla hesabımın eksiye düşeceği tarih o. | Open Subtitles | بمعدل إنفاقنا للمال، سيصبح رصيد حسابي سلبيًا في هذا التاريخ. |
| Yeşil bayrak açıldığında en yüksek hızda olmalısın. | Open Subtitles | عليك ان تكون في اقصى سرعتك عندما العلم الأخضر ينزل |
| Bir kuyruklu yıldızın kayalık bir gezegene yüksek hızda çarpması kayaların birer roket gibi uzaya fırlamasına sebep olur. | Open Subtitles | وتأثير الصِدام الكبير بين المذنب وكوكب صخري سوف يطلق صخور سرعتها كالصواريخ في الفضاء |
| Ama son hızda bile gitsek, bir saatten fazla uzaklıktalar. | Open Subtitles | ولكن حتي في اقصي سرعة , سيكون لديهم مسيرة ساعة |
| Eğer yayılıyorsa ne yöne doğru ve ne hızda ilerlediğini öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | إذا كان الفيروس ينتشر فعلينا معرفة سرعته ووجهته |
| Eğer, boşluğa bir tüy ve bowling topu bırakırsak aynı hızda düşerler. | Open Subtitles | إذا ألقيت ريشة على كرة بولينغ في مكنسة سوف تقع بنفس المعدل |
| Tezimi verdiğimden beri bu hızda çalışmamıştım, sence bu normal mi? | Open Subtitles | أنا لم تتحرك على هذه الوتيرة منذ أديت الإقامة. هل هذا طبيعي؟ |
| Eğer bu hızda gidersek öğleden önce Mimsy Ovası'na varırız. | Open Subtitles | بهذا المعدّل نستطيع الوصول إلى السهول الكئيبة قبل منتصف النهار |
| Bildiğiniz gibi tüm maddeler zaman içinde farklı hızlarda titreşir ama manevi dünya çok daha yüksek hızda çalışır. | Open Subtitles | اذا انت تعرف ان كل المواد تتبخر عند سرعات مختلفة لكن في عالم الارواح تعمل على مستويات اعلى بكثير |
| İskele tarafından yüksek hızda uskur sesleri. | Open Subtitles | أقصى سرعه للماكينات إنها قادمه من الجانب الأيسر |
| Mesajların anlaşılabilmesi için belli bir frekansta ve hızda çalınması gerekiyor. | Open Subtitles | لا بد أنها تعمل علي تردد وسرعة معينة كي تصبح واضحة |