"hızlı bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • سريع
        
    • بسرعة
        
    • السريع
        
    • سريعة
        
    • أسرع من
        
    • سريعه
        
    • سريعاً في
        
    • وبسرعة
        
    • سرعة
        
    • سريعًا
        
    • إنه تكنولوجيا متقدمه
        
    • مسرعة بعد
        
    • من هنا بأسرع
        
    • مكانا ً للإجتماع
        
    • معكِ سريعاً
        
    Ve böyle çok hızlı bir şekilde hangi hastaların pozitif hangilerinin negatif olduğuyla ilgili ikinci bir fikrimiz oluyor. TED وبذلك، هذا سريع جدا، فإننا يمكن أن نحصل على استشارة ثانية لمعرفة أي من المرضى مصاب، وايهم غير مصاب.
    Bu uygunsuz gerçek şu ki yeterince hızlı bir ilerleme kaydedemiyoruz. TED الحقيقة المخجلة هي اننا لا نصنع تقدم سريع بما فيه الكفاية
    Ancak bu aynı bongo çok hızlı bir şekilde müzikten yok oluyor ve halk arasında hızlıca geleneksel tür popülerliğini kaybediyor. TED ومع ذلك هذا الطبل نفسه يختفي بسرعة جدًا من المشهد الموسيقي ومن الأسلوب التقليدي أنه يخسر شعبيته بسرعة جدًا بين الناس
    Pencere çiftlikleri, yazılıma benzer bir şekilde hızlı bir sürümleme süreci sayesinde gelişmekte. TED لقد تم تطوير مزارع النافذة من خلال عملية الاصدار السريع مماثلة للبرامجيات.
    Acil işlerimin peşinden koşarken günlerim hızlı bir şekilde geçiyordu. Open Subtitles ايامي اصبحت سريعة, ومزدحمة بكُلّ أساليب المهامِ االتي يجب انجازهاِ
    Onu sıkıştırdığınızda, plazma, sıkıştırma hızından daha hızlı bir şekilde soğuyor. Yani, sıkıştırmaya çalışıyorsunuz, fakat plazma soğuyor da soğuyor, ve kesinlikle hiç bir şey yapmıyor. TED إذا حينما تضغط على هذا، تبرد البلازما أسرع من سرعة الضغط، لذا فأنت تحاول ضغطه، لكن البلازما تبرد وتبرد وتبرد وبعدها لا تفعل شيئا على الإطلاق.
    - Adama dönmem için hızlı bir gemi ve iyi silahlanmış tayfa. Open Subtitles سفينه سريعه وطاقم مسلح جيدا ليعود الى جزيرتى
    -Ve her zaman hızlı bir avukatın olsun. -Çok hızlı. Open Subtitles وأحصل لنفسك على مُحامي سريع متواجد طوال الوقت، سريع للغاية
    Hayır. Kendini geliştirmek başarılabilir, ama hızlı bir dozla değil. Open Subtitles لا ، العلاج النفسي يمكن تحقيقه لكن ليس بعلاج سريع
    Şimdi, sadece hızlı bir brifing ve biz oynamaya hazırsınız. Open Subtitles حتى الآن ، هذا فقط مؤتمر سريع ونحن مستعدون للعب.
    Koku var, ama düşündüğünüz kadar yaygın değil, ve kokunun gerçekten kötü olduğu günlerde, oldukça hızlı bir şekilde alışıyorsunuz. TED إنّها موجودة و لكنها ليست بالسوء الذي تعتقدونه، في بعض الأيام عندما تسوء الأمور فعلا، تستطيع التاقلم مع الأمر بسرعة.
    Yeni evim, Şanghay, hızlı bir şekilde gökdelen şehrine dönüşüyordu. TED شنغاي، منزلي الجديد، كانت تتحول بسرعة إلى مدينة ناطحة سحاب.
    Şimdi, sizi Floop'un kalesine götürebilecek hızlı bir şeye ihtiyacınız var. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي سيأخذكما بسرعة كافية إلى قصر فلوب هو هذا
    Şimdi bunun nasıl çalıştığını size hızlı bir video ile göstereyim. TED وإليكم هذا الفيديو السريع لتعرفوا كيف يعمل.
    Cumhurbaşkanlığı dönemimde İrlanda'nın, hızlı bir ekonomik kalkınma sürecine girdiğinin farkındaydım. TED وكنت أدرك إبان رئاستي، أن أيرلندا كانت بلدًا في مطلع تقدمه السريع اقتصاديًا.
    Bebop için hızlı bir yolculuk oldu, sadece iki bölüm kaldı. Open Subtitles لقد كانت رحلة سريعة على متن البيبوب، ولم يبقَ سوى حلقتين
    Tabii ki, bulaşmış değillerse, bulaşmış olanlara hızlı bir ölüm sunarım. Open Subtitles إذا لم, بالطبع كانوا مصابون استطيع أن اعرض عليهم ميتة سريعة
    daha hızlı bir şekilde döner. TED المحلول بالقرب من الجدار يدور أسرع من المحلول في المنتصف.
    Söylemek zor. Mesajı oldukça hızlı bir şekilde kestim, yani belki sadece mevkimizi biliyorlardır. Open Subtitles لا أستطيع أن أقول، لقد استقبلت رساله سريعه جداً لذا هم يمكنهم أن يعرفوا موقعنا فقط
    Oyunu uzatmak için çabalasa da Tom damada hızlı bir zafer kazanır. Open Subtitles على الرغم مِنْ مجهوده الكبيرِ الذي بذله من ناحيته لإطالة الأشياء، حقق توم نصراً سريعاً في لعبة الداما.
    Fakat yine hikayede fazla hazır, fazla hızlı bir şekilde geri çekiliyoruz. TED لكن مجددًا، هذه قصة قد تراجعنا عنها جميعًا بسهولة وبسرعة.
    - Acil durum sinyali yolladım. hızlı bir kurtarma vagonu yollayacaklardır. Open Subtitles لقد أرسلت إشارة استغاثة يجب أن يرسلوا شاحنة إنقاذ بأقصى سرعة
    Farklı referanslara ait fikirleri bir araya getirmelisiniz ve karikatürü anlamak için bunu hızlı bir biçimde yapmalısınız. TED يجب أن تجمع أفكارا من مجالات مختلفة، ويجب أن يكون ذلك سريعًا حتى يكون الكرتون مفهومًا.
    hızlı bir şey bunlar. Open Subtitles إنه تكنولوجيا متقدمه
    Olay yerindeki tanıklar park alanını hızlı bir şekilde terk eden bir minibüs gördüklerini söylediler. Open Subtitles وهناك شهود عيان... شاهدوا سيارة فان تغادر المحطة مسرعة بعد إطلاق النار
    Herkes gözünü bana dikmiş bakarken olabildiğince hızlı bir şekilde buradan gidiyorum. Open Subtitles سأخرج من هنا بأسرع ما يمكن فالجميع يراقبوني الآن
    hızlı bir mahkeme bulmalıyım, sizi sonra ararım. Open Subtitles ، علىّ أن أجد لنا مكانا ً للإجتماع سأتصل بك لاحقا ً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more