| İlginç yan etkilerden biri, kısa dönem hafızamın büsbütün kısacık gibi gelmesi. | TED | أحد الآثار الجانبية الهامة: توقّف ذاكرتي قصيرة المدى كلّيا عن العمل. |
| hafızamın nasıl çalıştığını test edeceksin sandım. | TED | لقد ظننت أنك ستعطيني اختبارًا لتختبر حالة ذاكرتي. |
| Hayatımda büyük zorluklar vardı ve hafızamın çoğunda boşluklar var. | Open Subtitles | لقد عشت بصعوبة هناك فجوات كبيرة في ذاكرتي |
| Müfrezem pusuya düştüğünde bir patlamanın ortasındaydım ve uyandığımda, hafızamın bir kısmı silinmişti ve doktorlar geri geleceğinden emin değiller. | Open Subtitles | عندما تعرضت فصيلتي لكمين علقت وسط الإنفجار وعندما إستيقظت فقدن جزء من ذاكرتي |
| Peki, hafızamın geri gelmesini istiyorum dersem gelebilir mi? | Open Subtitles | لكن لو قلت إني أريد أن أستعيد ذكرياتي هل سوف أستعيدها ؟ |
| Beyin fonksiyonlarını pek bilmem ama rahatlamadığım sürece hafızamın geri gelmeyeceğini biliyorum ve şuanda ailem kavga ediyor. | Open Subtitles | انظروا ، لا أعرف الكثير عن وظائف المخ ولكنى أعلم انني لن أستعيد ذاكرتي ما لم أحصل على الراحة وحيث أن عائلتي ستنفجر الآن |
| hafızamın bir kısmını kaybettim ve tekrar geri gelecek mi bilmiyorum. | Open Subtitles | فقدتجزءمن ذاكرتي, ولا أعلم إن كانت كلها حتى ستعود. |
| O hâlde bahisçi adamın biriysem ki olup olmadığım hakkında en ufak bir fikrim yok hafızamın geri geleceğine para basmalı mıyım basmamalı mıyım? | Open Subtitles | لذا لو كنتُ مُراهناً، ولا فكرة لديّ بتاتاً أنّي كذلك، فهل أراهن بأموالي أنّ ذاكرتي ستعود إليّ أمْ لا؟ |
| Eğer bunun benim hafızamın geri gelmesine yardımcı olması gerekseydi muazzam bir fiyasko olmuş, olurdu. | Open Subtitles | إن كان يفترض بهذا أن يسترجع ذاكرتي فهذا فشل كبير |
| Hala hafızamın bir köşesinden duruyor. Yani senin hafızanda. | Open Subtitles | وهذا يعني أنه بمكان ما في ذاكرتي في داخل عقلك أنت |
| Doğruyu söylemek gerekirse, hafızamın silinip silinmemesi umurumda değil. | Open Subtitles | الحقيقة هي, إنّني لا أبه إذا تم مسح ذاكرتي أو لم يتم |
| Sanırım hafızamın geri gelmesiyle benim için neler yaptığını fark etmeye başlıyorum. | Open Subtitles | ولكن مع استعادة ذاكرتي ولكنني بدأت أدرك ماتعنين لي بالضبط |
| hafızamın bölümleri beni yüzüstü bırakıyor. | Open Subtitles | حيث أصبحت لا يمكنني تذكر ذلك فجأة وإن ذاكرتي لهذه الأشياء تخذلني |
| hafızamın yarattığı bu büyülerden daha ağır korkuları sindirdim ben! | Open Subtitles | لقد واجهت تهديدات أكثر خطورة من تلك المناشدة في ذاكرتي! |
| hafızamın o kısmına ulaşmaya çalışıyorum sadece bir şey hatırlayabilmek için. | Open Subtitles | . محاولا الوصول إلى ذاك الجزء من ذاكرتي . فقط لتذكر شيء ما |
| Yani gitgide daha çok şey hatırlıyorum. hafızamın düzeldiğini hissediyorum. | Open Subtitles | لذا أتذكّر المزيد والمزيد، وأشعر وكأن ذاكرتي تتحسّن. |
| hafızamın üzerinde hep bu kalın sis varmış gibi geliyor | Open Subtitles | يبدو أن هناك دائما هذا الضباب الكثيف على ذاكرتي |
| Sanki hafızamın etrafında kalın bir sis tabakası var, ötesini göremiyorum. | Open Subtitles | أشعر وكأن هناك ضبابًا كثيفًا يحوم حول ذاكرتي دومًا ولا يسعني رؤية ذكرياتي بوضوح بسببه |
| hafızamın silinmesinin üzerinden çok fazla bir zaman geçmedi. | Open Subtitles | أتعلمين، منذ مدة ليست بعيدة، قد محيت ذكرياتي. |
| Güçlerimi elimden aldıklarında, hafızamın da bir bölümünü yitirdim. | Open Subtitles | عندما أخذوا قدراتي بعض ذكرياتي ذهبت معها |
| Daha bir saat öncesine kadar hafızamın geri gelmesini dahi istemiyordum. | Open Subtitles | أعني أنّي قبل ساعة لم أرِد استعادة ذكرياتي. |