Beni dinlemeyi kabul ettiler. Bir hafta içinde Salamanca'ya gidiyorum. | Open Subtitles | لقد و افقوا أن يروني في خلال أسبوع في سالامانكا |
Ama birkaç hafta içinde halka açılacak bir şirket var. | Open Subtitles | لكننا نملك الشركة التى سوف تذهب للسوق فى خلال أسبوع |
Eğer her gördüğümüz suç üstüne rozetimizi çıkarsaydık Graceland 1 hafta içinde yanardı. | Open Subtitles | ان أخرجنا شاراتنا في كل نشاهد فيه جريمة غرايس لاند ستدمر في أسبوع |
Böylece takip eden günlerde ve aylarda, bir hafta içinde, kardeşlerimiz kız kardeşlerimiz ve ailelerimiz bize gelmişti çoktan Frate Treni takımını oluşturuyorlardı. | TED | وفي الايام و الشهور التي لحقت ذلك خلال اسبوع انضم الينا اشقائنا وعائلتنا انضمت الينا وشكلنا فرق الأخوة |
20 mark, 40 mark, 80 mark. Bir hafta içinde 500'ü bulacağım. | Open Subtitles | 20مارك، 40 مارك، 80 مارك في غضون أسبوع سأحصل على 500 مارك |
Bir hafta içinde, kalan eşyaları boşaltabilirsiniz. İşte kalan kira borcum. | Open Subtitles | بعد أسبوع يمكنك إخلاء الشقة ها هو الإيجار حتى ذلك الحين |
Bir iki hafta içinde birbirimizi arayıp birlikte olmaya devam ederiz. | Open Subtitles | في خلال إسبوع أَو إثنان، أنا هكلمك أَو أنت هتكلميني و هنرجع لبعض. |
Dediğin gibi, bir hafta içinde ikimiz de ölmüş olurduk. | Open Subtitles | ، كما قلت أنت كنا سنكون ميتين خلال أسبوع واحد |
Bir kaç hafta içinde mükemmel bir imaj bıraktın bu mağazayla. | Open Subtitles | لقد أحرزتِ تأثيراً هائلاً مع هذا المتجر خلال أسبوع واحد فقط. |
İstemiyorum ama çoktan kayıt ücretini ödedi. Bir hafta içinde onu bekliyorlar. | Open Subtitles | لا أريد ذلك، لكنه دفع رسوم التسجيل وهم يتوقعون قدومها خلال أسبوع. |
Bir hafta içinde karıncalar ve akbabalar nasılsa hallederler. | Open Subtitles | خلال أسبوع , النمل والغربان سيتكفلوا به على أية حال |
Bir hafta içinde hem ortağını bırakıp, hem de davetini reddetmiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لم تلقي بشريكك ومن ثم ترفض له دعوة عزومة في أسبوع واحد أليس كذلك ؟ |
Bir ünlü ölünce, bir ya da iki hafta içinde iki ünlü daha ölür. | Open Subtitles | ألم تلاحظ ذلك؟ عندما يموت أحد المشاهير فإثنان آخران يموتان في أسبوع أو أسبوعين |
Son bilgilere göre müttefikler bir hafta içinde Paris'de olacaklar. | Open Subtitles | تقاريرنا الاخيره تقول ان قوات التحالف ستكون فى باريس خلال اسبوع |
Kiraz çiçeği bir hafta içinde dökülür-- en hafif rüzgarlarda dağılır-- bu özelliği onu daha da güzel yapar. | TED | تسقط أزهار شجر الكرز في غضون أسبوع واحد ويمكنُ تحركها بعيدًا في يومٍ ذي نسيم عليل وهذا ما يجعلها أكثر جمالًا. |
Bir hafta içinde, kalan eşyaları boşaltabilirsiniz. İşte kalan kira borcum. | Open Subtitles | بعد أسبوع يمكنك إخلاء الشقة ها هو الإيجار حتى ذلك الحين |
Değişikliğe neden olan o küçük şeyler olmadan, ...bir iki hafta içinde normale döneceksiniz. | Open Subtitles | بدون هذه الآلات في جسمك لتحافظ على التغيير ستعود الى وضعك الطبيعى خلال إسبوع أو إثنان |
Büyük adam, bizzat şüphelerinizi yatıştıracak. Bir hafta içinde aramıza katılacak. | Open Subtitles | الرجل العظيم بذاته سيقوم بإزالة شكوكك فهو سينضم لنا خلال الأسبوع |
Adam ya kör ya yalancı. Çünkü kızın bu hafta içinde iyi günü olmuş olamaz. | Open Subtitles | حسناً، إما إنه أعمى أو كاذب لأن تلك الفتاة لم يكن لها يوم جيد في الأسبوع |
Birkaç hafta içinde yeni bir böbrek bulamazsa kız ölecek. | Open Subtitles | إن لم تحصل على الكلية الجديدة خلال أسبوعين سوف تموت. |
Çok geç. Bir hafta içinde başlıyorlar. | Open Subtitles | سيكون قد فات الاوان سيبدأون التصوير بعد اسبوع |
Bu geçici olan. Orijinal ehliyetiniz bir kaç hafta içinde elinize geçer. | Open Subtitles | هذه المؤقتة ستحصلين على رخصتك خلال أسابيع |
Peki çoğu, üç hafta içinde elenmek için mi harç ve ekipmanlara 2.000 dolardan fazla para harcamıştı? | TED | وصرف العديد منهم أكثر من 2000 دولار في الرسوم والمعدات فقط لكي يُطردوا خلال الأسابيع الثلاثة الأولى؟ |
İki hafta içinde benimle evlenecek bir Amerikalı bulamazsam, sınır dışı edileceğim. | Open Subtitles | والان سيتم ترحيلي في خلال اسبوعين الا اذا وجدت مواطن امريكي ليتزوجني |
Ne olursa olsun, tüm bu olanlar bir hafta içinde unutulur gider. | Open Subtitles | في أي حالٍ من الأحوال، الشيء بأكمله سينسي في اسبوع |
Bir aylık malzeme birkaç hafta içinde tükenmekte ve yatağı olmayan hastalar sandalyelerde oturtulmakta. | TED | تنفد إمداد شهرية في غضون أسابيع والمرضى دون أسرة متوفرة لهم سيجلسون على كراسي. |