O adam sadece bir hain değil aynı zamanda lanet bir korkak. | Open Subtitles | الرجل ليس خائناً فحسب بل وجبان ملعون أيضاً |
- Çok inatçı olabilir ama hain değil | Open Subtitles | إنه عنيد، أعترف بهذا ولكنه ليس خائناً |
Dallas bir suçlu ama hain değil. Safar da zaten polise gidemezdi. | Open Subtitles | "دالس" مجرم, لكنه ليس خائناً. |
Bak, ben de müstakbel kayınvalidemin birçok görüşünü paylaşmıyorum ama o vatansever olmayan değil ve -senin söyleminle- hain değil. | Open Subtitles | لكنهاليستعديمةالوطنية, و ليست خائنة بكل تاكيد . . هذا ما قلته انت |
O aptal fakat hain değil. | Open Subtitles | هي غبية، ولكنها ليست خائنة |
O bir hain değil. Bunu kanıtlamadınız ve asla kanıtlayamayacaksınız. | Open Subtitles | انه ليس خائن لم تثبت هذا ولن تثبته ابدا |
- Kocam hain değil! | Open Subtitles | -زوجي ليس خائناً |
Jace hain değil. | Open Subtitles | "جايس" ليس خائناً. |
O hain değil. | Open Subtitles | إنه ليس خائن ، أنت تعلم |
En azından senin gibi hain değil. | Open Subtitles | علي الأقل هو ليس خائن مثلك |
Babam bir hain değil. | Open Subtitles | أبي ليس خائن |