"hakkımızı" - Translation from Turkish to Arabic

• حقنا
• حقوقنا
• حقّنا
• نَدّعي

Söz konusu iddiaya ilişkin tanıkla yüzleşme hakkımızı Sayın Yargıç.
من حقنا مواجهة الشاهد المعادي في المحكمة يا حضرة القاضي

Bu yeri geldiğinde oy verme hakkımızı kullanarak yeri geldiğinde bir köşe yazısı olarak veya sosyal medyada bir sohbet başlatarak olabilir. Bilimin bağımsızlığını mümkün kılacak şey bizim beraberlik içindeki sesimiz.
سواء كان ذلك عن طريق ممارسة حقنا في التصويت، سواء كان ذلك عن طريق كتابة افتتاحية في صحيفة أو فتح نقاش على مواقع التواصل الاجتماعي، صوتنا الجماعي هو الكفيل بضمان حرية العلم.

Gazetecileri ve bilgiye erişim hakkımızı korumak bizi de koruma altına alır.
إن حماية الصحفيين و حقنا في استقبال المعلومات يحمينا.

Bu haini bulduğumuzda onu hakkımızı vermesi için zorlayacağız.
حين نجد هذا الخائن، سنرغمه على إعطائنا حقوقنا.

Kutsal oy hakkımızı kullanacağımız seçimlerden önceki... bu pazar gününde, öğretimiz, Exodus, bölüm 18'den geliyor.
هذا الأحد قُبيْل الإنتخابات حين نتوجّه لصناديق الإقتراع لممارسة حقّنا الدستوري درسُنا يأتي من سِفر الخروج الإصحاح 18

Yavaş ama sistematik bir biçimde bileşik (komplike/mürekkep) olma hakkımızı elimizden aldılar.
لذلك ببطء وبمنهجية، يُسلب منا حقنا في التعدد.

Ve gözlerimde yaşlarla buradaki herkesin, bizim bir kez daha güçlü bir ülke olma hakkımızı tanıdığını görüyorum.
و عيوني تملأها الدموع أرى أن كل شخص هنا قد أدرك حقنا لأن نصبح مره أخرى أمه قويه

Oy hakkımızı da elimizden alacaklar.
الشيء التالي الذي سيفعلونه سيحرموننا حقنا بالتصويت

Bu anlaşmayı imzalarsak tercih yapma hakkımızı kaybedeceğiz.
إذا وقعنا هذه , نحن نتخلي عن حقنا في الاختيار

Bu nedenle, öncelik hakkımızı banka olarak bu malı almak için tutuyoruz.
ولهذا فقد مارسنا حقنا بصفتنا البنك الذي يملك عقد حبس الرهن

Leslie Knope'u desteklemek için buradayız seçme hakkımızı koruduğu için.
و نحن هنا لندعم ليزلي نوب لحماية حقنا بالتصويت

hakkımızı, battaniyeyle, yemekle takas etmekten başka ne şansımız vardı?
أي خيار أتيح لنا سوى مقايضة حقنا بالولادة مقابلة دثر وطعام ؟

Kan dökülmesini önlemek için, Fransız yetkililerine... bizim kendimizi yönetme hakkımızı tanıyacak adil görüşmeler öneriyoruz.
تجنباً لإراقة الدماء، نقترح أن تتفاوض السلطات الفرنسية... معنا بشأن حقنا في تقرير المصير

Sayın Hâkim, fikirleri çalma hakkımızı bizden alırsanız...
سعادتك ، أنت تسلب حقنا في سرقة الأفكار

Biz yalnızca anayasal hakkımızı kullanıyoruz.
نحن نمارس ببساطة حقنا الدستوري

Annesinin en önemli vatandaşlık görevi olarak addettiği bu görevi yapmasına yani oy verme hakkımızı korumasına hiçbir korku ya da belirsizliğin engel olamayacağını söyledi.
وقد أخبرتني أن والدتها لم يكن ليمنعها خوف أو ... تزعزع من تنفيذ ما اعتبرته أهم واجب مدني لديها حماية حقنا في التصويت

Yaşama hakkımızı almak için savaşıyor olmamız gerek.
يجب أن نقاتل من أجل حقنا للعيش

Mon Cala kralı için hakkımızı savunacağız.
سوف ندافع عن حقوقنا لاجل ان يكون الملك مون كالا

BIA yardım hakkımızı kaybettik.
فقدنا حقوقنا في إمتيازات مكتب العلاقات الهندية.

Diğerlerinin üzerindeki kutsal hakkımızı kutlamalıyız.
نحن يجب أن نحتفل بهم حقّنا المقدّس على كلّ الآخرون،

hakkımızı istiyoruz.
نَدّعي هذا الحقِّ