"haklı çıkarmaz" - Translation from Turkish to Arabic

    • يبرر
        
    • يبرّر
        
    • صوابا
        
    Her neyse, oraya buraya yapılan garip masaj müebbet hapsi haklı çıkarmaz. Open Subtitles التدليك الغريب هنا وهناك.. لا يبرر السجن المؤبد
    Kampta olmanız, kurallara karşı hareket etmenizi haklı çıkarmaz. Open Subtitles هذا المعسكر لا يبرر خرق القواعد والعصيان
    Başına gelenler bize yaptıklarını haklı çıkarmaz. Open Subtitles أيـّاًكانما حدثلكَ ، فلا يبرر ذلك ما أقترفته.
    Size inandığımızı varsayalım, Bayan Annunzio bu durum cinayeti haklı çıkarmaz. Open Subtitles انفترض اننا نصدقك, سيدة انوزيو هذا لا يبرر الجريمة
    Kavga etmiş olmanız onun başkası ile yatmasını haklı çıkarmaz. Open Subtitles معركتك لا يبرّر نومها مع شخص ما.
    İşin olması seni haklı çıkarmaz Patron. Open Subtitles التعذر بوظيفتك لا يجعل من ذلك صوابا يارئيس
    Ama bu, bir adamın ahırını ateşe vermekte, erzakını tehlikeye atmakta ya da... mülküne zarar vermekte onu haklı çıkarmaz tabi. Open Subtitles ولكن هذا لا يبرر حرقهً للرجل الذي سقط في الحضيرة أو تعريض مخزونه ، أو تدمير ممتلكاته
    Ne kadar yüce olsa da, hiçbir prensip hayatın alınmasını haklı çıkarmaz. Open Subtitles .. لامبدأ،مهماكانعظيما . يبرر أخذها
    Kavga etmiş olmanız onun başkası ile yatmasını haklı çıkarmaz. Open Subtitles معركتك لا يبرر نومها مع شخص ما
    Evet ama tüm aileni öldürmeni haklı çıkarmaz. Open Subtitles لكن هذا لا يبرر قتل عائلتك كلها
    Yoğunluğu bunu haklı çıkarmaz. Open Subtitles يوم سيء في المكتب لا يبرر ذلك.
    Gözlerini kurulaman Erik yaptıklarını haklı çıkarmaz. Open Subtitles تستيقظ، إريك. فإنه لا يبرر ما قمت به.
    Ve bu yaptığını haklı çıkarmaz. Open Subtitles و هذا لا يبرر ما الذي قمت بفعله
    Bu yapılanı haklı çıkarmaz. Open Subtitles ذلك لا يبرر هذا ..
    Bir başkanın öldürülmesini hiçbir şey haklı çıkarmaz. Open Subtitles لا شىء يبرر قتل رئيس
    Bir başkanın öldürülmesini hiçbir şey haklı çıkarmaz. Open Subtitles لا يوجد شىء يبرر قتل رئيس.
    Ama bu yaptığınız şeyi haklı çıkarmaz. Open Subtitles لكن هذا لا يبرر ما تفعلونه
    Ama bu yaptığını haklı çıkarmaz. Open Subtitles ولكن هذا لا يبرر ما فعلت
    Ve bu intikamı haklı çıkarmaz. Open Subtitles وهذا لا يبرر الانتقام
    - Yaptıklarını haklı çıkarmaz bu. Open Subtitles ذلكَ لا يبرر ما فعله
    Ve ayrıca Regina ne yapmış olursa olsun bu yaptığınızı haklı çıkarmaz. Open Subtitles و لأنّه أيّاً يكن ما فعلَتْه (ريجينا) فهو لا يبرّر هذا
    Yapma, bu seni haklı çıkarmaz ki. Open Subtitles لكن ذلك لايجعل الامر صوابا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more