"haksızlığa" - Translation from Turkish to Arabic

    • الظلم
        
    • للظلم
        
    • بالظلم
        
    • لظلم
        
    Bu yüzden halkın Brendan'ın davasındaki haksızlığa karşı tepkisini anlıyorum. TED لذلك أتفهم الغضب العام من الظلم في قضية بريندان داسي.
    Onlar, Çin insanının haksızlığa ve baskılara karşı mücadele eden koruyucuları. Open Subtitles و أصبحت هذه الجماعة بمثابة الحارس للشعب الصيني تُقاوم الظلم والطُغيان
    Daha fazla ön yargı ve nefretle haksızlığa karşı savaşırken, daha fazla duvar öremezsin. TED لا يمكنك بناء جدران أبعد عبر محاربة الظلم بالمزيد من التحيز، المزيد من الكره.
    Ama haksızlığa çıkardığımız tepkiyi, daha tedbirli bir yaklaşımda paylaşmamızı destekliyorum. TED لكنني أريد حقاً أن أشجع محاولةً أشد اعتباراً للطريقة التي نستخدمها في الاستجابة للظلم.
    haksızlığa direkt olarak uğraşmışları geçiştiremezsin. TED لا يمكنك التحدث عن أولئك المتأثرين بالظلم.
    Cannon tarafından haksızlığa uğramış ve dağıtılmış, Open Subtitles أنني كنت أتعرض لظلم مجحف من السيد كونان
    Korkularınızın sizi tehlikeye karşı uyardığı gibi, öfkeniz de sizi haksızlığa karşı uyarır. TED مثلما يحذرك الخوف من الخطر، يحذرك الغضب من الظلم.
    Kusura bakmayın ama ben de çok haksızlığa uğradım. Open Subtitles إعذريني سيدتي، لكني واجهت الكثر من الظلم شخصيا
    Bu yüzden lütfen bana yapılan haksızlığa karşı savaşmama yardım edin. Open Subtitles لذا رجاءً ساعداني على مكافحة الظلم الذي إقتُرف في حقي
    Biz haksızlığa karşı savaşmak için bunu yaptı, çarpık baronlar ve efendilerine karşı. Open Subtitles لقد ذهبنا لمحاربة الظلم لمحاربة النبلاء و السادة المنحرفين
    Bu haksızlığa saldırmak isteyen bir adamın duygularına yakalandım. Open Subtitles أنا المحاصرين من قبل مشاعر رجل يتوق لمهاجمة هذا الظلم.
    Endişe etmek de, haksızlığa karşı bazı tepkilerin daha fazla duvar örülmesine yol açan bir eğilimdir, karmaşık sorunlara kolay çözümler bulma gayesiyle çarçabuk suçlayacak birilerini bulma eğilimi. TED القلق أيضاً، هو ميلٌ لبعض التفاعل حول الظلم لبناء المزيد من الجدران، أن نكون سريعين في توجيه أصابع الاتهام مع الأمل بتقديم حلول سهلة لمشكلات معقدة.
    Susuzluğunuzun su içmenizi motive etmesi gibi, açlığınızın yemek yemenizi motive etmesi gibi, öfkeniz haksızlığa başkaldırmanızı motive edebilir. TED بنفس الطريقة التي يحفزك بها العطش لتشرب الماء، ونفس الطريقة التي يحفزك بها الجوع لتأكل، بإمكان غضبك أن يحفزك لرد الظلم.
    Bu, 400 yıllık haksızlığa yetmez. Open Subtitles ذلك لن يعوّض عن 400 سنة من الظلم.
    Ve haksızlığa izin vermemelidir. Open Subtitles ولا يترك الظلم يمر أمام عينيه هكذا
    Ama tekrar bu haksızlığa karşı duracağım ve kalbini yeniden fethedeceğim. Open Subtitles -لكني سأنهض ثانية لأبعد هذا الظلم عني و أسترجع مرة أخري قلبك
    Öfke ya da haksızlığa uğradığını düşünmen normal... Open Subtitles من الطبيعي أن تحس بالغضب و الظلم
    Madem haksızlığa uğradın, söyle bize! Kimle buluştun, seni bu haksız duruma düşüren? Open Subtitles اخبرنا بمن التقيت حتى تشعر بهذا الظلم ؟
    Siz avukatlar haksızlığa uğramakla böyle mi başa çıkıyorsunuz? Open Subtitles هل هكذا تتعاملون يا معشر المٌحامين مع تعرضكم للظلم ؟
    Bugün mahkeme karşısında olabilecek en iğrenç şekilde haksızlığa uğramış birini görüyoruz. Open Subtitles نرى أمام المحكمة اليوم شخصٌ تعرض للظلم بأقسى الطرق
    Avda rol üstlenmeyen erkekler haksızlığa uğradıklarını düşünüyorlar ve sinirlenip somurtuyorlar. Open Subtitles الذكور الذين لم يشاركوا في الصيد يشعرون بالظلم و يصبحون محبطين و نكدين
    haksızlığa karşı hassasiyetinizi anlıyor ve sizi her daim destekliyorum. Open Subtitles أنا أفهم شعورك بالظلم ودائماً ساندتك
    Üzücü bir şekilde haksızlığa uğradın Aramis. Open Subtitles وقد تعرضت لظلم خطير, "آراميس".

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more